Özel Bölüm II

3.4K 355 295
                                    

Medya: Şu şarkının girişi bile yetiyor, o melodi :')

***

Günler günleri kovalıyor, ben kurduğum düzene iyice adapte oluyordum. İlk geldiğimde bazen yurtta tıkılıp kalıyordum. Yerimden kalkasım gelmiyordu. Özellikle derslere odaklanma konusunda da problem yaşamıştım. Şimdi ise okula, kaldığım yurda, çevreme alıştım. Artık daha bilinçli ve özgür hissediyordum. Üstümdeki gerginlik hafifliyordu. Havalar ısınmış ve son sınavlardan da çıkmıştık. Birinci sınıfı bitirmiştim. Yaz tatilini de güzel bir şekilde değerlendirmek istiyordum.

Belki tatile giderdim, biraz birikmiş param vardı. En azından günübirlik bir yere gidebilirdim. Değişiklik olsun diye. Ya da tek başıma kamp da yapabilirdim. İç çekerek çimenlere uzandım ve ellerimi başımın altına koyarak rahat bir pozisyona geçtim. Gökyüzünü seyrederken dudaklarım kıvrıldı. Bu şehre geldiğimden beri tek bir arkadaşım bile olmamıştı. Okuldaki insanlarla hep dersler için iletişim kurmuştum. Arkadaşlık konusunda bir ilerleme olması hedefim değildi. Amacım zaten kendimi iyileştirmekti. Bunu yaptığıma ve yapmaya devam edeceğime de inanıyordum.

Herhangi biri olmadan da hayatıma devam etmeyi başarmıştım. Kendi kendime yetebilmeyi öğrenmiştim. Gözlerimi kapattım ve sıcak havanın tadını çıkardım.

İyisin Sıla. Sen istersen başarabilirsin, korkma.

"Selam!" diyen sesi aniden duyunca küçük bir çığlık attım. Güneş ışıklarından dolayı bir an için gözlerim kamaşsa da görüş alanıma giren kişiyi görünce şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Onu uzun zamandır görmüyordum.

Buse.

"Özür dilerim," dedi mahcup bir sesle. "Korkutmak istememiştim. Seni görünce şaşırdım ve yanına gelmek istedim." Yutkundum ve doğrulup oturdum. O da yanıma çöktü. Kalbim kasılıyordu. Onun yüzünü hiç unutmamıştım ama bir türlü denk gelmemiştik.

"Seni sosyal medyadan bulmaya çalıştım ama bir türlü bulamadım," dediğinde boğazımı temizledim. "Hem bu şehirde nasıl bir daha denk gelmeyiz?" İsyan eder gibi bir hali vardı. Dudaklarım kıvrıldı.

"Normal bence. Bazen bazı şeyler yanlış zaman olduğu için ne kadar istesen de olmaz," diye mırıldandım. "Ayrıca benim sosyal medya hesaplarım yok. Kapatmıştım." Kaşlarını kaldırdı.

"Anladım," derken de başını salladı. "Beni hiç aramaya çalışmadın yani?" Sesindeki alıngan ifade kalbimi daha da kasıyordu.

"Hayır," dedim gülümseyerek. "Eğer gerçekten hayatıma gireceksen zaten karşıma çıkarsın diye düşündüm. İnsanlar için çaba gösterecek gücüm yok. Üzgünüm." Yüz ifadesi değişti. Bana daha yumuşak bakışlarla bakmaya başladı.

"O hissi biliyorum," dedi ve bağdaş kurarak oturdu. Elleriyle oynarken bana bakmayı kesmişti. Birkaç saniye sonra ise yeniden bana baktı. "Ama seni bulamasam da unutmadım."

"Ben de seni unutmadım," dedim aniden. Ama yaptığım bu itiraf yüzünden inanılmaz bir korkuya kapıldım. "Yani... Birdenbire ortadan kayboldun sandım," diye devam edip saçmaladığımda Buse güldü.

"Hım," dedi tatlı bir şekilde. Ama ses tonunda bir ima vardı. Bunu fark etmemem imkansızdı.

"Öyle," dedim ve ben de onun gibi bağdaş kurarak oturmaya devam ettim. Hatta ben de ellerimle oynamaya başlamıştım.

"Nasılsın peki?" diye sordu.

"Neredeydin?" diye sordum. İkimiz de aynı anda konuştuğumuz için güldük.

"Aslında hep buradaydım. Bir yere gitmedim," diye cevap verdi. "Ve buna rağmen seninle nasıl denk gelmedim. Bugün yürüyüşe çıktım ve bu yoldan geçerken seni fark ettim. Küçük çaplı bir şok yaşadım. O yüzden selam dedim aniden. Çünkü hem mutlu oldum hem de heyecan yaptım." Yanağımın içini ısırdım. Bana karşı bu kadar açık olması beni biraz germişti sanki.

Kırgın | Texting ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin