12

286 35 26
                                    

"Neden içeride hava yok?"
Baekhyun ayakkabılarını çıkardı ve dekorasyonu yeni bitmiş ana yatak odasında göz gezdirdi. Yumuşak renklerdeki koltuklar camın önüne konmuştu. Maun renkli yatak, yastıklarla süslenmiş. Ayrı bir bölüme soyunma odası yapılmıştı. Rüya gibi odaydı ama şu anda ona çok boğucu geliyordu. Camlı kapılara yöneldi ve sonun kadar açtı. Derin bir nefes aldı. Dağlık araziye baktı ve Akathinia'dakinden ne kadar farklı olduğunu düşündü. Aynı kendi hayatı gibiydi.

Burada onu farklı bir hayat bekliyordu. Nabzı hızla atıyordu. Dizleri titriyordu. Bu delilikti çünkü daha önce seks yapmıştı ama Chanyeol ile çok farklı olacağını biliyordu. Kimsenin dokunamadığı yerlerine dokunan sadece Chanyeol'dü. Güçlü kollar beline dolanmadan önce tüylerinin ürperdiğini hissetti. Chanyeol'ün iri ve güçlü vücuduna doğru bastırıldığını hissetti. Kral o gücü sadece zevk vermeye kullanırdı.

Chanyeol'ün dudakları, Baekhyun'un kulağının arkasındaki hassas teni buldu. "Neden bu kadar gerginsin?"

Çünkü en son bu pozisyonda bulunduğunda, Chanyeol onu acımasızca reddetmişti.

"On yıl geçti aş bunu."

Ama hala canı yanıyordu. "Seks yakınlık isteyen bir şey. Etkilenmemem imkânsız."

"Tam tersine karar vermene rağmen," dedi Chanyeol ve omzunu dişlemeye başladı.
" Benden etkilenmemeye mi karar verdin?"

Baekhyun titredi. "Ne demek istiyorsun?"

Chanyeol onu hafifçe ısırdı.
" O sevmediğim mesafeli Baekhyun'un geri dönmesinden bahsediyorum. Bu gece o Baekhyun yoktu, yineka mou. O arkasına saklandığın buz katmanları gitmişti."

Baekhyun nabzının atışını düzenlemeye çalışıyordu. "O bahsettiğin ihtiyaçlarını gidereceğim."

"Hayır," dedi Chanyeol, boğuk bir sesle.
"Ben seninkileri karşılayacağım. Bunu çok istediğini biliyorsun, moro mou ama nasıl için işine gireceğini bilmiyorsun."

"Çok doğru." Derin bir nefes aldı. "İç çamaşırları almıştım, gidip giyineyim."

" İç çamaşırına ihtiyacımız yok, Baekhyun. Aramızdaki çekim yeter."

" Öyle... Sırf senin için aldım. Görmek istemez misin?"

"Ne renk?"

" Kırmızı değil," dedi Baekhyun.

"Yazık," dedi Chanyeol ve Baekhyun'un pantolonunun  fermuarını açtı. Ellerini sahiplenir gibi onun belinde gezdirdi.
"Git. İstediğin zırhı giy."

+

Baekhyun giyinme odasından biraz nefes alabildi. Takım elbisesini çıkarıp astı. Sonra safir renkli şık bir boxer giydi. Chanyeol'ün dediği gibi zırh olabilirdi ama Baekhyun kendisini seksi ve bir arzu nesnesi gibi hissediyordu. Saçlarını dağıttı ve derin bir nefes aldı. Hazırdı. Aslında hiç hazır değildi. Beklentiyle titriyordu.
Yatak odasına döndü. Chanyeol kravatını çıkarmıştı. Gömlek düğmelerini açmıştı. Kol düğmelerini çıkarırken, ona döndü. Komodine yaslandı ve gözlerini kısarak ona baktı.

"Gel buraya."

Baekhyun'un ayakları kendiliğinden hareket etti. Ona yaklaşırken, Chanyeol onu belinden yakaladı ve kendisine çekti. Ellerini, Baekhyun'un çıplak bacaklarına koydu ve kalçalarından yukarıya çıkarıp beline getirdi. Parmakları sımsıkıydı. Onu kaldırdı ve komodinin üstüne oturttu. Öne çekerken, komodinin üstündekileri diğer eliyle sıyırdı. Baekhyun nabzı kulaklarında atarken ona bakıyordu. Çok baskındı.
Baekhyun bunu istemişti. Chanyeol'de onunla aynı durumdaydı.

Baekhyun'un saçlarından kavradı ve başını arkaya çekerek, dudaklarını yakaladı ama dudakları şaşırtıcı derecede yumuşaktı. Baekhyun' da aynı şekilde karşılık veriyordu. Birbirleri içinde eriyor gibiydiler. Baekhyun, Chanyeol'ün sıcak dilini hissederken, elleri onun çıplak göğsündeydi. Chanyeol'ün parmağı onu derinine okşarken, Baekhyun onun kokusunu içine çekiyordu.

Dudakları ayrıldı. Nefes almaya çalıştılar. Chanyeol alnını Baekhyun'unkine dayadı.
"O gece seni nasıl istediğimi anlıyor musun? Seni kapının arkasına bırakmanın ne kadar zor olduğunu... Sanki cennet bahçesindeydim ve ellerimi senden uzak tutmam gerekiyordu."
"O gece seninle yaşanmalıydı."

Baekhyun eğildi ve Chanyeol'ü tekrar öptü.
"Hayır." Chanyeol onun ellerini yana koydu.
"Kıpırdama."

Baekhyun'un kalbi hızla atıyordu. Chanyeol, onun göğsünün inip kalkmasını izledi. Eğildi ve onun meme ucunu ağzına aldı. Emdikten sonra dişledi.
Baekhyun'un bacak arasına sıcaklık doluyordu. İnledi.
Chanyeol dikkatini, öteki meme ucuna verdi. Ona da aynı işkenceyi uyguladı. Baekhyun'un inlemeleri, yalvarışa dönmeye başlamıştı. Chanyeol onu kalçalarından yakaladı ve öne çekti. Dudakları Baekhyun'unkileri kavrarken, başparmağı ile boxerının kenarlarını okşuyordu.

Baekhyun'un dokunması istediği yere çok yakındı. Baekhyub inledi. Chanyeol öpmeyi bıraktı ve onun çamaşırını çekip çıkardı. İri elleri, Baekhyun'un sızlayan etini avuçladı. Baekhyun yıldırım çarpmış gibi bir hisse kapıldı. Chanyeol diğer avucunu Baekhyun'un kalçasının altına kaydırdı. Gözlerini prense dikti ve uzun parmakları ile Baekhyun'un yumuşak derinliğini doldurdu.

Baekhyun ıslaktı, onu kolayca içine aldı. Kasları, Chanyeol'ün parmağının üzerinde kasılıyordu. Çok iyiydi. Gözlerini kapadı ve kendini sarsıntıya takip etti. Chanyeol parmağını çekip, tekrar soktu. Bir ritim tutturmuştu ve Baekhyun kalçalarıyla onu takip ediyordu, içindeki baskı hızlı ve sertti.

" Ben sex için biraz iriyim," diye fisıldadı Chanyeol, "Benim için hazır olmalısın."
"Bu şekilde gelebilir misin?" Son soru zevk inlemesi karışık, kışkırtmak için sorulmuş gibiydi.

Baekhyun kızardı. Zevk içinde yüzerken, dili dolanmıştı.

"Bir cevap istiyorum."

"Evet, Thee mou, evet." Chanyeol'e baktı.

"Hep böyle konuşur musun?"

" Evet."

"Karşımdakine zevk verip vermediğimi anlayabiliyorum. Bir durum daha var. Beni izlemelisin."

Baekhyun gözlerini açtı. Chanyeol daha derine girdi. Sanki fırtınada kaybolmuştu. Her inlemesi, her zevkle kıvranması, Chanyeol'ün gözlerine yansıyordu. İçi kasılmaya başladı, Kral olan onu orgazma doğru itiyordu ama Baekhyub ne zaman yaklaşsa, yavaşlıyor ve onu daha yumuşak dokunuşlarla tahrik edip tekrar yükseltiyordu.
" İyi mi? " dedi ve eğilip Baekhyun'u öptü.

"Çok iyi."

"Senin boşalmana izin vermemi mi istiyorsun?"

"Evet. Aah"

Chanyeol parmağını çekti ve iki parmağıyla Baekhyun'u germeye, doldurmaya başladı. Çok çok güzeldi. "Lütfen." Diye mirildaniyordu Baekhyun.

Chanyeol onun bütün savunmasını yıkmak istiyordu. Baekhyun bunu onun gözlerinde okuyordu. Amacına ulaştığını düşünmüş olmalı ki, ritmini artırdı. Baekhyun titriyor, Chanyeol'ün verdiği zevkle sarsılıyordu, kaçaları parmakların okşayışına göre hareket ediyordu. Chanyeol başparmağını, Baekhyun'un bütün sinir uçlarının toplandığı yere bastırdı.
Baekhyun çığlık attı ve kendinden geçti. Chanyeol, pelte gibi olmuş prensi yatağa taşıdı. Onu patlamakla kendisi de tatmin duygusuyla sarsıldı. Onun bütün duvarlarını yıkmak, o gün boyunca takındığı buz gibi ifadeyi yok etmek istemişti ama Baekhyun'un kendini onun ellerine bırakması ve kontrolsüce boşalması Chanyeol'ü daha çok sarsmıştı.

Baekhyun'un onun üzerinde ki etkisi normaldi. En ihtiyacı olduğu anda, kan transferi yapar gibi Baekhyun beliriyor ve ona hayat enjekte ediyordu. Her seferine onu daha fazla istiyordu. Son birkaç haftadır, ülkenin sorunlarını verdiği baskıdan bunalmışken, ona yaşadığını hissettiren tek şey Baekhyun'du. Fakat onun istediği adam olmak, yani saygı ve ilginin ötesinde duygular beslemek, tam bir felaket olurdu. İlişkiler konusunda gerçekçi olup, bunun bir ortaklık ve seksüel birliktelik olduğunu düşünmek daha iyiydi.









Kontrol etmedim gençler. Yine hastayım. Benim gibi asidan önce hiç hasta olmayıp aşı sonrası yerle yeksan olan var mıdır acaba? Öpüyorum sizi

kingdoms-chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin