"Prens sizinle görüşmek için burada, ekselansları."
Chanyeol yapmakta olduğu işten başını kaldırdı. Heyecanlanmıştı. Bütün kartlarını oynayalı iki gün olmuştu ve bir yanıt gelmemişti. Yarın Camelia ya dönecekti ve prens söz konusu olunca, kendi pazarlık kabiliyetinden şüphe etmeye başlamıştı ama prensin ona karşı kişisel bir öfkesi olduğunu da unutmuyordu.
Rahatladı ve yardımcısı Kook'a döndü. "Yukarı geliyorum."
Yukarı çıktı ve Baekhyun'u güvertede buldu.Beyaz bir pantolon ve karamel rengi bir gomlek giymişti ve gün batımında bal rengi saçları parlıyordu. Tam hakkında söylendiği gibi seçkin, mesafeli bir altın oğlan gibiydi ama Chanyeol, kendi deneyimlerinden onun hiç de soğuk biri olmadığını biliyordu. Onun kırmızı boxerıyla, onu beklerken ki hali asla gözünün önünden gitmemişti. Ona sahip olma iznini kendine asla vermediği tek oğlandı. Kafasında o erotik görüntü canlanınca, damarlarının ısındığını fark etti.
O gece, Akathinia sarayındaki parti geç saatlere kadar sürmüştü. Sonunda odasına çekilmiş, kiyafetlerini çıkarmış ve geniş yatağına çökmüştü. Kollarını açtığında, ipeksi ve yumuşak birinin tenine dokunmuştu. Bir an çok içtiği için, iç çamaşırları içindeki Baekhyun'un ona hayatının erkeği olduğunu söylediğini hayal ettiğini sandı.Öğleden sonra, kütüphanedeki öpüşmeleri inanılmazdı ve Baekhyun onun hayatının ilk ilişkisi olmasını istemişti. Yirmi üç yaşındaki beyni patlayacakmış gibi olmuştu. Baekhyun, her kanı akan insanın fantezisiydi. Masum, saf ve dünya için bir şeyler yapma umudu taşıyan bir genç oğlandı. Oysa kendisi, despot babasından farklı olduğunu ispatlamaya çalışıyordu.
O içkili kafasıyla bile, onu kucağına alıp, kapının önüne koymuştu. Baekhyun'un yüzündeki o sarsılmış ifadenin bir gün gelip geçeceğini düşünmüştü. Çünkü ilişkilere zevk alınıp, bir kenara bırakılacak yaratıklar gözüyle baktığı günlerdi. Baekhyun'un kalbini kırmak istememişti. Ama o geceden sonra, yaptığı kabalığın, o dayanıklı Baekhyun da derin etkiler bıraktığını sezdi. Ona göre biri olmadığını ispatlama isteğiyle, Baekhyun'u çok incitmişti.
*
Chanyeol'ü görmeden onun varlığını sezmişti. Elleri parmaklıklarda döndü ve vücudu ürperdi. Yakında nişanlısı olacak kişi, onu kartal bakışları ile süzüyordu. Baekhyun'un ördüğü bütün savunma engellerinin ardına görebiliyor gibiydi.
Chanyeol ona doğru yönelince başını eğdi.
" Bir sonraki adımını mı hesaplıyorsun, Chanyeol?"" Seni seyrediyordum. Hala beni etkileyecek güce sahipsin."
Baekhyun'un midesi kasıldı.
" İltifata gerek yok. Neden burada olduğumu biliyorsun.""Dürüstlük," dedi ve gelip Baekhyun'un önünde durdu.
"Bende daima bulacağın bir şey, Baekhyun. Söyleyeceklerimi beğensen de, beğenmesen de."Onu reddettiği anı hatırlatan aşağılayıcı bir hatırlatma daha... Chanyeol, kısa kollu tişörtü ve pantolonuyla duruyordu. Hayatla ilgili deneyimleri yüzüne yansımış gibiydi. Tibet e gitme ihtiyacı hissettiren gücün ne olduğunu merak etti. Bu düşüncelerini bir yana bıraktı çünkü burada hayatı üzerine pazarlık yapmaya gelmişti.
" Dürüstlük işime gelir. Prensiplerime uyduğu sürece, ektiğimi biçmek de."Chanyeol onun dediğini duymazdan geldi. "Fikrini ne değiştirdi?"
" Haklıydın. Muhalifliğimle ünlensem de, iki ülkeye sırtımı dönemem."
" Hayallerine de. "
" Evet, hala hayallerim var. Ama eşin olmadan önce bazı şartlarım var."
Chanyeol kollarını kavuşturdu. "Duyalım, bakalım."
" Sadece bir figür olmam. Gerçek güç ve statü tanıyacaksın."
"Başka fikirlerin var mı?"
"Seçkinler kurulunda bir koltuk." dedi Baekhyun.
Chanyeol'ün bakışları kaydı.
"Bu çok ender rastlanan bir şey."" Evet de, Chanyeol ya da bu olmayacak."
Chanyeol uzun uzun baktı.
"Tamam. Koltuğunu alacaksın. Ama kolay olmayacağı konusunda seni uyarayım. Akathinia aydınlanmış olabilir ama Camelia hala eski çağdan kalma."" Mücadeleyi severim. Ayrıca, hala hazırda destek verdiğim kuruluşlarla çalışmayı sürdüreceğim, zamanım yettiği ölçüde."
" O konuda bir sorunun olmaz. Çok iyi işler yapıyorsun ama savaş alanlarında dans etmemen kaydıyla. Çünkü riskli."
Baekhyun parladı. "Dans etmiyorum, Chanyeol. Çocuklarla olan o fotoğrafım, silahsızlanma sürecini destek için milyonlarca dolar toplamamızı sağladı."
Chanyeol başını eğdi.
" Yanlış kelime olabilir ama gerçek değişmiyor. Eşimi sağ istiyorum. "Üçüncüsü, diye ekledi. "Metres edinmeyeceksin. Bunu yaptığın takdirde, hemen boşanabilme yetkim olacak. Hükümet onayını beklemem gerekmeyecek."
"Ben baban gibi değilim, Baekhyun. İlişkilerle işim olmaz. Senin gibi biri yatağımdayken, neden yapayım ki?"
Baekhyun bakışlarını ona dikti.
"Bu politik bir evlilik. O yüzden seninle yatmak zorunda değilim."Chanyeol gözlerini kıstı. "Park ailesini sürdürebilmem için bir varise ihtiyacım olduğundan, bu problem yaratabilir. Ayrıca üçüncü isteğin, bu talebinle çelişiyor. Metresim olmayacak ama seks de yapmayacağız, öyle mi?"
Baekhyun elini salladı. "Varis... Olacak. "
"Nasıl?" Chanyeol ona yaklaştı. "Düzenli ziyaretler şeklinde mi? Vücut ısın gerekli derecedeyken mi, yanına gelebileceğim?"
Baekhyun çenesini kaldırdı. Bütün hücreleri alarm halindeydi. Onun yakınlığından etkilenmemeye çalışıyordu. "Onun gibi bir şey."
Chanyeol'ün gözleri koyulaştı. "Kendini bir kurban gibi mi görüyorsun, Baekhyun. Kralın zevkine adanmış bir kurbanlık mı?"
" Görev için kendini feda eden ilk prens ben olmayacağım. Tarih onlarla dolu. Bizlere konumumuz ve rolümüz için değer verilir. Hislerimiz hiçe sayılır. Sonuçta damızlıktan bir farkımız yok."
"Ben sana çok daha fazlasını öneriyorum. Tam bir ortaklık."
" Yanında bir de acilen istediğin bir varis, tabii ki."
"Damızlığım gibi davranmazsan ne olur? Benim de normal isteklerim olamaz mı?"
Baekhyun'un yüzü kızardı. Onu yatakta beklediği gece neler olabileceğini düşünmüştü. Onun kalp durduracak kadar çekici olduğunu biliyordu. Damarlarmdaki kan tutuşur gibi oldu. Teni yandı.
"Diavole, ama konuşmanın seyri böyle olmamalıydı." Çenesini kaldırdı. "O benim işim değil, Chanyeol. Onu sen düşüneceksin."" Öyle mi?" dedi Chanyeol ve gözleri Baekhyun'un kızaran yanaklarına kaydı.
"Geçmişi unutursan ve beni affedebilirsen, beraber ne kadar iyi olacağımızı hatırlarsın. Ülke yönetiminde beraber ne kadar etkin olacaksak, yatakta da aynı şekilde olabiliriz."