Derin'in Ağzından
Partinin başlamasına çok az kalmıştı ve Ilgın hala gelmemişti. İçimi kötü bir his kaplarken Ilgın'ı aramaya başladım. Önüme gelene "Ilgın'ı gördünüz mü?"
"Nereye gittiğini biliyor musunuz?"
"En son nerede gördünüz?" diye soruyordum.
Sarp hala bilmiyordu. Ben dışında hiç kimse bilmiyordu. Sıkıntıyla oflayıp elimi düz saçlarımın arasından geçirdim.
Adımlarımı Sarp'ın yanına doğru yönlendirdim. Yanında Kerem'i görünce kalbim hızlanmaya başladı. Bunu umursamamaya çalışarak Sarp'ın yanına gittim.
"Sarp, Ilgın'ı gördün mü?" diye sordum Kerem'i görmezden gelerek.
"Hayır. En son lavaboya gidiyorum demişti ve gelmedi. Senin yanında değil mi?" dedi.
İçimi endişeyle korku kaplarken "Hayır. Benim yanımda değildi. Partinin başlamasına çok az kaldı ve hala onu bulamadım." dediğimde kaşlarını çattı.
Sarp hiçbir şey demeden yanımdan geçti ve okulun içine doğru yürümeye başladı. Onun arkasından Kerem. Kızlar tuvaletine giremeyeceklerini bildiğim için bende koşarak onlara yetiştim.
Tuvalet kapısının önüne geldiğimizde kapı kapalıydı ve ışıklarda açık değildi. Çatılı olan kaşlarım daha çok çatılırken korkmaya başlamıştım.
Sarp kapının kulpunu aşağı indirdi, kapı açılmayınca biraz daha zorladı. Eğer Ilgın içeride ise hiç iyi şeyler olmayacaktı. Ilgın'ın kapalı alan korkusu vardı bunu bir tek ben biliyordum.
"Sarp, Ilgın içeride değildir değil mi? Onun kapalı alan korkusu var." gözlerim dolmaya başlamıştı ve sesim titremişti.
"Ne!"
Sarp sessizce bir küfür ederken kapıyı daha çok zorladı. Kapı açılmayınca bir kaç kere kırmaya çalıştı.
3. deneyişinde kapı kırılırken derin bir nefes aldım. Kapıyı iteklediğinde açılmadı.
"Ilgın kapının önünde. İçeri nasıl gireceğiz?" diye sordum.
"Girmemiz lazım." dedi.
Etrafa baktığımda neredeyse herkes buraya toplanmıştı. Helin ve Yekta da dahil. Onlara gözlerimi devirip tekrar bakışlarımı Sarp'a yönlendirdim.
Kapıyı açtığında bende koşarak oraya gittim ve içeri girdim. Işığı açıp yerde yatan Ilgın'a baktım. Hızla yanına eğilip elimi yanağına koydum.
"Ilgın iyi misin?" dedim.
Cevap vermedi.
Omuzlarından tutup sarstım ve "Ilgın uyan." dedim. Sarp Ilgın'ı kucağına bir oyuncak bebekmiş gibi alıp lavabodan çıkıp yürümeye başladı. Nereye gideceğini anlamak zor değildi.
Hastane.
Kerem ve bende Sarp'ın peşinden yürümeye başladık.
Dayanamayıp Kerem'e dönüp "O iyi olacak değil mi?" diye sordum. Gözlerini devirip "Abartma. Vurulmadı ya. İyi olacak rahatla." dedi.
Derin bir nefes alıp verdim ve yürümeye devam ettim. O benim en yakın arkadaşımdı. Çok sık görüşmesekte en iyi arkadaşımdı.
Arabanın önüne geldiğimizde aklımdan bu düşünceleri kovup ön koltuğa oturdum. Arabayı Kerem kullanacaktı ve Sarp arkada Ilgın'a bakacaktı.
O iyi olacaktı. Sadece bayıldı. Bir şeyi yok.
Elimde Ilgın'ın çantasına bakarken mesaj telefonu titredi. Kimse farketmemişti. Telefonu elime alıp açtım ve mesaj bölümüne girdim.