Yekta ve Helin bana bakıyorlardı. Bende şaşkınlıktan şok olmuş kocaman gözlerle onlara bakıyordum. Yekta derin bir nefes verip "Ah Ilgın, bizde başkası geldi sandık. Biliyorsun Helin için iyi olmaz." deyip pişkince sırıttı.
Yüzümü buruşturup "İğrençsiniz." dedim ve oradan uzaklaştım. İçimde bir çok duygu vardı. Hayal kırıklığı, pişmanlık, üzüntü. Kantindeki boş masalardan birine oturdum ve düşünmeye başladım.
Bunca zaman birkaç günde ne değişmişti de Sarp beni fark etmişti? Yekta bana başkası yokken iyi davranıyor, ama yanında biri varken çok farklı birine dönüşüyor. İkisi de dengesizin teki.
Sıkıntıyla bir nefes verip ayağı kalktım ve okulun içine doğru yürümeye başladım. Okulun içine girdiğimde panonun üzerindeki haber dikkatimi çekti. Daha önce hiç görmemiştim. Çünkü daha önce hiç bakmadın. İç sesime umursamayıp dikkatimi panonun üzerindeki habere verdim.
2 gün sonra okul partisi vardı. Gitmeyeceğim için pekte umrumda değildi. Omuz silkip merdivenlerden sınıfımızın olduğu kata çıktım. 12/A sınıfının önüne geldiğimde zilin çalmasıyla kapının açılması bir oldu.
Kapıya çarpıp geriye sendelerken yere düştüm. Canımın acımasıyla yüzümü buruşturup acıyla inledim ve elimle saçlarımı karıştırdım. Yanıma Sarp gelip "Sakar." dedi kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı. Homurdanıp kafamı ona çevirdiğimde gülüyordu.
Pislik çocuk. Kaşlarımı çatıp "Öküz." dedim.
Yüzünü buruşturup "Maymun."
"Sığır."
"Beni kendine benzetiyorsun Ilgın."
Göz devirip "Hıhı." diye mırıldanıp önüme döndüm. Birine çarptığımda kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım. Kerem? Kaşımın bir tanesini yukarı kaldırıp bu aralar çok sık çarpıştığımızı düşündüm.
"Biraz dikkat et. Bu dalgınlığın yüzünden birgün başına birşey gelecek." deyip koşar adımlarla yanımdan ayrıldı.
Kafamı eğip yere baktığımda fotoğraf olduğunu gördüm. Elime alıp kim olduğuna baktım. Yekta ve Helin? Peki bunun Kerem'de ne işi vardı? Veya onları nasıl görmüştü? Fotoğrafı ikiye katlayıp arka cebime koydum.
Önüme gelen saçımı elimle kulağımın arkasına sıkıştırıp Derin'in yanına giteye karar kıldım. 12/C sınıfının önüne geldiğimde içeri baktım. Derin'i gördüğümde gülümseyerek el salladım ve yanına doğru yürümeye başladım.
Sınıftakilerinin tuhaf ve garip bakışlarını umursamadan Derin'in yanına oturdum. "Hangi rüzgar attı seni buraya bakalım?" dediğinde kıkırdayıp "Anlatmam gerekenler var." dediğimde Yekta'nın Helin'i öptüğü sahne geldi aklıma.
"Dökül bakalım."
Hafifçe öksürerek boğazıma temizledim ve "Helin'le Yekta'yı öpüşürken gördüm ve Kerem'e çarptım, ona çarptıktan sonra yerde Helin ve Yekta'nın öpüştüğü fotoğrafıı gördüm." sesim sonlara doğru kısılmıştı.
Derin şaşkınlıkla bana bakarken "Oha!" diye cırladı ve "Fotoğrafı yırtmadın değil mi?" dediğinde "Hayır." dedim.
Kaşlarını çatıp "Şu fotoğrafı bir versene." arka cebimdeki fotoğrafı ona verdiğimde anında yüzünü buruşturdu. İkiye katladığım fotoğrafı açıp baktı ve bana baktı. Birşeyler düşünüyordu. Daha sonra başını iki yana sallayıp "Bunu bilerek düşürmüş olamaz. Orada tek miydin?"
Tabiiki de. "Evet."
"Ilgın bu fotoğrafı yırtmalısın. Bak bunu bilerek düşürmemiştir." dediğinde kaşlarımı çattım.
Çok saçmaydı. Ne yapacaktı ki? Omuz silkip ayağı kalktım ve Derin'in elindeki fotoğrafı çekip "Hiçbir şey olmaz. Hem bu fotoğrafa baktıkça Yekta ve Helin'den daha çok nefret ederim belki." deyip oradan ayrıldım.
Oflayıp sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde kimseyle göz teması kurmayıp direk sıraya oturdum ve kafamı sıraya gömdüm.
▬▬▬▬▬
Kolumu birinin dürtmesiyle uyandım. Okuldaydım ve Sarp beni uyandırmaya çalışıyordu. Homurdanıp "Ne uyandırıyorsun be." dedim. Omuz silkip "Okulda kalmanı tercih etmem." dedi.
"İyi."
"Yürü." dediğinde anlamamıştım. "Birşeyide anlasan şaşardım zaten." dediğinde kolunu cimcikledim. Dudaklarından acıyla karışık bir inleme dökülünce zaferle sırıttım. "Bittin kızım sen." dediğinde dil çıkartıp orta parmağımı gösterdim ve "Ben eve gidiyorum." dedim ve koşarak sınıftan çıktım.
Belimi birinin tutmasıyla çığlık attım. Sarp'ı gördüğümde rahatlamanın verdiği hisle derin bir nefes verdim. Başını boynuma gömdü ve bir süre öyle durdu. Hiçbir tepki vermiyordum. Sadece ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
"Sana senin sevgilinim dediğimde ciddiydim Ilgın."
Kaşlarımı çatıp geriye adım attım ve "Canının istediği şeyi yapamazsın Sarp." deyip oradan uzaklaşacakken kolumdan tuttuğu gibi kendine çekti ve sanki hiç bırakmak istemiyormuş gibi sımsıkı sarıldı.
Yüzümde oluşan ufak tebessüme engel olamadım. Sarılışına karişılık vermek için kollarımı kaldırdım ve sarılacakken geriye adım attı. Gözlerini gözlerimle buluşturup öylece durdu. "Canım istediği için değil Ilgın. Kalbim istediği için."
-Gökçe Özge
*Oy ve yorumlarınıza ihtiyacımız var.
HİKAYE ÖNERİSİ- ATAHAN GÜZELİ
Okumalısınız. :)