Sarp'ın dediği şeye gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım ve dediklerini idrak etmeye çalıştım. Gülümseyerek; "Sarp aklımı kurcalayan bir soru var ve cevabını deli gibi merak ediyorum." dedim. Sarp kaşlarının bir tanesini kaldırarak "Neymiş o soru?" diye sordu.
Alt dudağımı dişlerimin arasına koyarak ısırdım ve "Bunca zamandan sonra ne değişti de beni fark ettin? yani beni bir anda sevemez-" "Bir anda sevmedim zaten." diyerek lafımı kesti.
Kaşlarımı çatıp "Nasıl yani?" diye sorduğumda keyiften yoksun bir şekilde kahkaha atıp "Hala anlamadın dimi Ilgın?" "Neyi?" diye sordum merakla. "Bunca zaman seni sevdiğimi , izlediğimi." deyince olduğum yere çivilendim.
Derin bir nefes verip üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Sanırım sevinmeliydim.
▬▬▬▬▬▬
"Partiye geliyor musun?" Sarp'ın sorusu üzerine bakışlarımı ona döndü ve omuz silkip "Gelmiyorum. Hem gelsem de eşlik edecek biri yok." deyip burukça gülümsedim.
Muzipçe sırıtıp "Benimle gelebilirsin." dediğinde sırıtıp "Şimdi sen bana seninle partiye gelmem için teklif mi ediyorsun?" diye sordum. O da çapkınca "Nasıl anladıysan öyle , ama ben dışında da kimseyle gidemezsin." Son kelimeleri keskin bir tonda söylemişti.
Beni sahiplenmesi her ne kadar hoşuma gitse de bunu ona belli ettirmemeye çalıştım.Hafifçe öksürüp boğazımı temizleyince "Peki , seninle geliyorum." dedim. "Biraz kadınsı giyin öyle çocukça giyinme." dediğinde somurtup önüme döndüm.
Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti ve sanki hiç bırakmak istemiyormuş gibi kendine yapıştırdı. "Sende ki güçte kimsede yok Sarp." dediğimde homurdanarak "Biliyorum Ilgın , kaslarımı kıskanmana gerek yok." dediğinde kolunun altından çıkıp kolunu cimcikledim.
Dişlerinin arasından çıkan acı ve gülmeyle karışık bir ses çıktı. Gülmemek için elimle ağzımı kapatmıştım. En son dayanamayıp kahkaha attığımda gülmemi durdurmak için elimi karnıma koydum. Sarp birden elini elime kenetleyince kahkahalarım kesildi.
Sırıtıp "Kızardın." dediğinde kaşlarımı çatıp "Hayır , yalancı." dedim. Kafamı başka bir yöne çevirerek kızardığımı görmemesini sağladım. "Benden utanmana gerek yok Ilgın." dedi ve elini çeneme getirip yüzümü kendine doğru çevirdi. Bana doğru bir iki adım atarak aramızda ki mesafeyi kapattı.
Aramızda milimler vardı. Kalbimin heyecandan çıkacağını düşündüm. Ama sonradan bunun imkansız olduğunu düşünüp bu düşünceyi aklımdan kovdum. Dudaklarıma doğru yavaşça yaklaştığında gözlerimi kapattım. Öpmeye başladığında elimi ensesine götürüp beceriksizce karşılık verdim.
"Ilgın!" Derin'in bağırmasıyla Sarp'ı omuzlarından itekledim ve geriye sendelemesine sebep oldum. Üstüme başıma çeki düzen verip şirince sırıtarak Derin'e döndüm. Alt dudağını gülmemek için ısırmıştı ve kıpkırmızı olmuştu.Derin gerçekten çok güzel bir kızdı.
Sarı saçları , mavi gözleri , dolgun dudakları ve fiziğiyle gerçekten çok dikkat çekiciydi. Erkeklerin çoğu onun peşinden koşuyordu ve dişiliğini korumayı gerçekten çok iyi biliyordu. Sarp bunca zaman Derin'i hala nasıl fark etmemişti şaşırıyorum doğrusu.
Bunları düşünmeyi bırakıp domates gibi olan Derin'e el salladım. Sırıtarak o da el salladığında gözlerimi devirerek ona doğru yürümeye başladım. Yanına gittiğimde kulağıma fısıldadı "Her şeyi gördüm Ilgın , bana en başından anlatacaksın." deyip sırıttı. Gözlerine baktığımda bir an acıyla görür gibi oldum ama hemen gittiğinde yanıldığımı anladım.
Bir an gözleri dolduğunda sıkıca sarıldım ve "Derin iyi misin?" diye sorduğumda başını iki yana salladı. Sarp'a baktığımda kaşlarını çatmış bizi izliyordu. Ona elimle git işareti yaptığımda telefonunu cebinden çıkardı. Telefonuma mesaj geldiğinde ;
"Seni dışarıda bekliyorum."
Kafamı ona çevirip tamam anlamında kafamı salladım ve Derin'e döndüm. "Ilgın yapamıyorum , o Helin'i seviyor. Bana bakmıyor bile. Ben Kerem'den başkasını sevemiyorum , denedim ama olmadı." dediğinde tekrar hıçkırdı. Onu böyle görmeye dayanamıyordum. Lavaboya götürüp yüzünü yıkattım ve bana bakmasını sağladım. "Daha iyi misin?" diye sordum.
Kafasını evet anlamında sallayıp "Evet." dedi. Gülümseyerek "Umarım o da seni fark edecek ve sevecek." dediğimde mutluluktan parlayan gözlerini bana çevirdi ve "Gerçekten beni sever mi? Fark eder beni değil mi?" diye sorduğunda "Tabii ki senden daha güzelini bulamaz." dedim ve sırıttım.
O da bana eşlik edip sırıttığında "İşte böyle , hep gül." dedim. Lavabodan kol kola çıktığımızda ikimizinde yüzü gülüyordu.Okulun dışına çıktığımızda Sarp'ı görüp el salladım. Hiç bir şey yapmayıp elleri cebinde beklemeye devam etti. Somurtup Derin'le onun yanına doğru gitmeye başladık.
Derin bana dönüp "Partiye geliyor musun?" diye sorduğunda "Evet." deyip Sarp'la gideceğimizi söyledim. "Sen?" diye sorunca yüzü düştü. "Henüz kimse teklif etmedi." deyince cümlesini değiştirdim. "Ya da beklediğin kişi?" dedim soru sorar gibi. Burukça gülümseyip "Doğru bildin." dedi.
Derin , derin bir nefes alarak Sarp'a "Kerem'de partiye geliyor mu?" diye sorunca Sarp afalladı , böyle bir soru beklemediği belliydi ve "Hayır , neden sordun?" diye cevapladığında Derin içtenlikle gülümseyip "Hiç , merak ettim sadece." dediğinde Sarp "Bence meraktan daha fazlası" diyerek karşılık verdi.
Derin domates gibi kızarmıştı ve...
-Gökçe ve Özge
-Vote ve yorumlarınız bizim için çok önemli. Okuduğunuz için teşekkür ederiz :))
-Hikaye önerisi : ATAHAN GÜZELİ