Eylül
At arabasının tıkırtıları eşliğinde Toprak Krallığına adımımı atmıştım, her adımımda yeni bir kapı açılıyor ve içeriye geçiyordum.
"Eda'yı arıyorsan o şuan meşgul." Arkamdan gelen ses ile arkamı döndüm. "Kral Burak." diyip eğildiğimde aynı şekilde eğildi.
"Eylül, seni buralarda uzun süredir
görmüyordum.""O yüzden geldim bu arada Eda ne yapıyor?"
"Resim yapıyor ve bu durumda yanında kimseyi istemez biliyorsun."
"Evet haklısınız, ben gideyim o zaman."
"Dur hemen gitme, beraber bir şeyler içelim. Eda işi bitince gelir."
Burak'ın isteğini kırmadım ve büyük salondaki masanın başına geçince hemen yandaki sandalyeye geçtim.
Hizmetliler fincanlarımıza çaylarımızı doldururken ben gergindim çünkü Kral Burak ile bir yakınlığımız söz konusu değildi.
"Kardeşimi gerçekten seviyor musun Eylül?" Ani sorusuyla içtiğim çay genzime kaçmıştı.
"Tabii ki seviyorum neden böyle bir şey sordunuz?"
"Biliyorsun Eylül, o benim tek ailem. Sana ne kadar güvendiğinin farkındayım ve bunun bir hiç uğruna olmasını istemem."
"Emin olabilirsiniz, Eda benim en yakin arkadaşım." dedim gülümseyerek, o ise hiç gülümsemeden çayından bir yudum aldı.
Daha demin üstü kapalı bir şekilde tehdit edilmiştim ve bu benim hiç hoşuma gitmedi.
Gizem
Uzun saçlarımın arasına mavi anemon çiçeği sıkıştırdım. Negatif düşüncelerin en büyük temsili, anemon.
Küçük taç giyme törenimden sonra kimse sarayıma uğramamıştı, Nisa bile. Atıma binip Ateş Krallığına minik bir ziyaret yapacağım sırada Şövalye Umut önümü kesti.
"Kraliçe Gizem, beni takip edin."
"Neden seni takip edeceğim?"
"Annem yani baş kahin sizinle görüşmek istediğini söyledi."
Baş kahin lafını duymamla hemen şövalyeyi takip etmeye başladım.
Dağların daha da ötesine, kimsenin ayak basmadığı ıssız bir bölgede durduk. Karşımızda taştan yapılmış bir kale duruyordu, hemen yanı ise uçurum.
Atımdan indim ve kalenin merdivenlerinden yukarı çıkmaya başladık. Umut tahta kapıyı sertçe açtığında soğuk havadan içeriye girdik.
"Gizem, seni görmek güzel." Baş kahin küçük camını bırakıp bize döndü.
"Sizi de öyle baş kahin ."
"Fakat görüyorum ki çok ileri gitmişsin."
"Benim için bu daha bir başlangıç."
"Hırsına ve cesaretine hayran kalmadım dersem yalan söylerim Gizem lakin hızlı hareketlerin seni yine aynı hızda düşürebilir."
"Yani?"
"Tüm hayat hikayeni biliyorum kraliçe, hafizandan silinen tüm anıları bizzat gördüm ama daha tek anı da anne ve babanı öldürdün."
"Dahası da mı var?"
"Neden geceleri bir türlü uyuyamadığımı daha iyi anlıyorsundur umarım."
"Onları görebilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAMET KRALİÇESİ (Düzenleniyor)
FantasiaNefes nefese kaldığımda "Bana tüm anılarımı geri ver." dedim. "Daha çok erken." der demez gözüm kararmıştı. Elim Baş Kahin'in boğazına gitti. "Bana hemen anılarımı geri ver!" Kahin daha fazla dayanamadan kafasını hızla salladı, ellerimi boğazından ç...