"Atakan seninle gelmemi ister misin?"
Gülerek söylediğim cümleye yine aynı ifadesiz suratıyla cevap verdi.
"Hayır."
"Hadi ama hem Nisa'yı dagörmüş olurum."
"Acaba o seni görmek istiyor mu?"
Mırıldanarak söylediği şeyle kaşlarımı çattım.
"Bu da ne demek oluyor?"
"Bir şey olduğu yok, ben gidip geleceğim. Sen kendine oyalanacak başka bir şeyler bul."
Arkasını dönüp bir adım attığında parmak şıklatmam ile çıkacağı kapıyı kapattım.
"Bana emir verme Atakan!"
"Gerçekten ne istediğini anlamıyorum."
"Seni istiyorum ama buna bir türlü izin vermiyorsun."
"Zaten evlendik daha neyi istiyorsun?"
"Beni sevmeni istiyorum aptal!"
Bağırmamla irkildi ve birkaç adım geriledi.
"Gizem, sen seni seven herkesi öldürdün ve buna devam ediyorsun. Artık kimse seni sevemez."
"Hiçbir şey bilmiyorsun, hiçbir şey!"
"Açıkçası yalanlarını dinleyecek vaktim yok."
Alayla söylediği cümleyle gülümsedim.
"Ona gidiyorsun değil mi?"
"Kime?"
"Aptal olmadığımı biliyorsun Atakan, ablama gittiğini biliyorum."
"Öyleyse yalan söylememe gerek kalmadı. Evet, ona gidiyorum."
"Asıl şeytanın yanında mı duracaksın?"
"Kes sesini! Bir şeytan varsa o da sensin."
"Çok körsün sevgilim, öyle körsün ki yanında durduğun şeytandan haberin yok."
Bu sefer benim alaylı davranışım onun sinirini bozmuştu.
"Saçmalıklarını daha fazla dinlemek istemiyorum." dedi ve kapıyı açtı fakat son sözümle duraksadı.
"Bu yaptıklarını bir kenara yazıyorum, günü geldiğinde bana yalvaracaksın."
Kral Atakan adımlarımı atmaya devam etti, arkasında intikam ateşini bıraktığını bilmeden.
Eylül
"Emre bana cevap ver!"
"Ne dememi istiyorsun?"
"Eda ile aranda ne var?"
"Bunu neden öğrenmek istiyorsun?" derken derin bir nefes verdi.
Cidden neye sinirleniyordum ben? Abim için Emre ile yakınlaşmıştım, neden sinirleniyordum?
"Hâlâ senden hoşlandığımın farkında değil misin?"
Tek nefeste söylediğim şey ile gözleri gözlerimi buldu.
"Saçmalıyorsun Eylül."
"Neden, seni sevemez miyim?"
"Bizim aramızda hiçbir zaman duygusal bir iletişim olmadı, sadece arkadaştık."
Sözleri başımı ağrıtıyordu.
"Eda olmasaydı benim olurdun, bunu sen de biliyorsun."
Alayla söylediğim şey ile sinirlendi.
"Merak ettiğin soruyu cevaplayayım Eylül, evet Eda ile aramda bir şeyler var."
Bu sefer de ben sinirlenmiştim.
"O benim en yakın arkadaşım!"
"Burada beni ilgilendiren bir durum göremiyorum."
Birkaç adımla ona yaklaştım, artık tam dibindeydim.
"Şu an Eda'ya gitsem ve her şeyi söylesem seni mi seçer yoksa beni mi bir düşün bence."
"Böyle bir şey olmayacak."
O sırada kapının arkasında duran Eda'yı gördüm, yeni gelmiş olamlıydı.
Ellerimi Emre'nin boynuna götürdüm ve bir öpücük kondurdum.
"Bende seni seviyorum sevgilim." dediğimde Emre şaşırdı.
"Ne sev-" Konuşacakken dudaklarımızı birleştirdim. Eda hızla uzaklaşırken Emre beni itti.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!"
"Sanırım birileri bizi yanlış anladı Emre."
Gülümseyip odadan çıktığımda karşımda Burak duruyordu.
"Sana söylemiştim Burak, zeki kadın her zaman daha da öndedir."
Onu da arkamda bırakacağım sırada kolumdan tuttu.
"Bundan öylece kurtulacağını mı düşündün Eylül? Her şeyi şimdi başlattın, sonuçlarına katlanacak mısın?"
"Eda'yı bu kadar sahiplenmen oldukça şaşırtıcı Prens Burak, yoksa bana mı aşıksın?"
Sırıtarak sorduğum şey ile duraksadı.
"Prens Burak, yoksa akıl okumayı bildiğimi bilmiyor muydun?"
"Kes sesini, o eskidendi!"
Elimi kalbine koydum.
"Burası öyle demiyor ama."
Kendini benden kurtardı ve hızlı adımlara dışarıya çıktı. Ortak şatoda bugün tüm krallıkların toplantısı olduğundan neredeyse herkes buradaydı.
Etrafıma baktığımda Gizem'i bir tabloyu incelerken buldum. "Ne yapıyorsun?"
Sevimli sorumla bana baktı. "2 dakika önce senin her şeyi bozmanı izliyordum. Böyle biri olman beni şaşırttı Eylül."
"Sadece istediğimi almak için önüme geçenleri ezmem gerekiyordu."
"İstediğin şey Emre mi yoksa güç mü?"
Bu sefer gözlerime bakıyordu, aklını okumak istesem de o kadar karışıktı ki hiçbir şey anlamıyordum.
"Kral Atakan nerede?"
Gizem omuzlarını silkti. "Sevgilisi ile beraberdir."
"Ve sen buna izin veriyorsun öyle mi?"
"Sadece doğru zamanı bekliyorum, herkesin yaptığını ödemesi için bir zamanı vardır."
Söyledikleriyle tüylerim ürperdi. "Haklısın." dedim gülümseyerek.
Fakat Kraliçe Gizem'in aklında kurduğu planlar açıklanamayacak kadar karışıktı, çok yakında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAMET KRALİÇESİ (Düzenleniyor)
FantasyNefes nefese kaldığımda "Bana tüm anılarımı geri ver." dedim. "Daha çok erken." der demez gözüm kararmıştı. Elim Baş Kahin'in boğazına gitti. "Bana hemen anılarımı geri ver!" Kahin daha fazla dayanamadan kafasını hızla salladı, ellerimi boğazından ç...