4: Kardeşi Hedef Almak

452 56 221
                                    

Beklenen Toman'a karşı Tenjiku dövüşünden sadece bir gün öncesiydi. Ran heyecana kapılmadan günlük hayatını yaşıyordu; sabah kalkmış, kardeşiyle birlikte kahvaltı etmişti ve şimdi de televizyon izlerken kahvesini yudumluyordu.

Aynı şekilde Rindou da oldukça sakindi. Kahvaltıdan yarım saat sonra önce kendini esnetti, ardından jimnastik antrenmanını yapmaya başladı. Artık bu tür dövüşler sebebiyle bütün gün heyecandan yerlerinde duramayacak hale gelmiyorlardı.

Ran duyduğu korkutucu dang sesiyle ve kardeşinin acıyla sızlanmasıyla arkasına döndüğünde Rindou elleriyle yüzünü kapatmıştı. Gözleri dolu ve yüzü kızarıktı. Ağabeyinin gözleri pörtledi. "Ne oldu lan? İyi misin?"

"Hayır!" Rindou hemen Ran'ın yanına oturdu. "Ağzına sıçayım, dengemi kaybedip parkeye burunüstü yapıştım. Sanırım artık burnum düzleşti." Burnunu ağabeyine yaklaştırdı. "Kırılmış gibi görünüyor mu?"

"Hayır." Ran, kardeşinin burnuna nazikçe dokundu. "Eskisi gibi görünüyor. Anneannem olsa şey derdi: fındık gibi burnun var, Rin... Bir sorun yok gibi ama istersen buz koy. Daha sonra şişmesini engeller."

Rindou bu kez buzdolabına doğru yönelmişti ki dikkati küçük bir çocuk gibi dağıldı. "Aa! Buzlukta dondurma varmış. İster misin, ağabey?" Ran'ın olumsuz cevabından sonra kendisi kutuyu kucakladı ve oturma odasına geri döndü.

"Koko'yu kendi tarafımıza geçirdik." Besbelli bugün Rindou'nun konuşkan günüydü. "Sence ne zaman köşeyi dönmüş oluruz?.. Bardan iyi gelir elde ettiğimizi biliyorum ama elimize daha büyük meblağ geçse daha iyi olmaz mı?"

"Tabii ki!" Ran elini çenesine koyarak göz ucuyla kardeşine baktı. "İlk başta hayal ettiğimiz dev kazançları elde edemeyebilirmişiz. İlk önce parasız kalacakmışız hatta. Yatırım yapmamız gerekiyormuş. Sonra o yatırımların meyvesi olarak dev kazançlar elde edecekmişiz. Bu yazın sonuna kadar en azından barla beraber bir ek gelirimiz olur diye tahmin ediyorum."

"Güzel! Bok gibi para kazanıp tatile çıkalım hatta lütfen uzun bir tatil olsun. Sadece sen ve ben. Telefonlarımızı da kapatalım ve bir süre ortadan kaybolalım. Sıcak, denize ya da okyanusa kıyı bir yerler olsun hatta en iyisi yurt dışı. Üst üste birkaç ülke de olur."

"Biliyor musun, Rindou, beynimi okudun resmen! Sıcak deyince kemiklerime kadar bir sıcaklık hissettim. Zaten bu dövüşten sonra başımız iyi ağrıyacağı için en iyisi böyle bir tatil yapmak. Minimum bir hafta. Budist rahip gibi döneriz."

Rindou iki saniyeliğine kıkırdamış olsa da aniden ciddileşti. "Bir saniye, başımız ağrıyacak mı dedin sen az önce? Yarınla ilgili bir sorun mu var? Umarım yanlış anlamışımdır."

"Aslında var denebilir ama bizi ilgilendiren bir durum değil kesinlikle." Ran sessiz kaldıkça Rindou onun gözlerinin içine merakla bakıyordu. En sonunda ağabeyini yıldırmayı başardı. "Emma Sano'yu tanıyor musun?.. Mikey'nin kız kardeşi."

"Mikey'nin kız kardeşi mi? Yani, bu bağlama Izana'nın da kız kardeşi... Konu ilginç bir hal almaya başladı. Emma Sano'nun Toman, Tenjiku kavgasıyla ne gibi bir ilgisi var peki? O da mı kavgaya katılacak? Meydanda bir kız görmek alışık olduğumuz bir durum değil ama ilginç olmaz mı?"

"Meydanda olmayacak." diye yanıtladı Ran. "Hatta kızın dövüşle hiçbir ilgisi yok. Ağabeyinin böyle bir işe kalkıştığını bilmiyor bile olabilir... Neyse, yarın Izana ve Kisaki ile yardakçısı Hanma erkenden Emma Sano'yu hedef alacaklarmış. Kızı sakatlarlar mı yoksa öldürürler mi bilemem ama Mikey'yi düşürmek için tüm tuşlara basıyoruz."

"Pardon!" Rindou'nun ağzı açık kalmıştı. "Mikey'nin kız kardeşini mi hedef alacaklar? Bu da demek oluyor ki kazanmak zorundayız, aksi takdirde bundan sonra biz diye bir şey olmayacak... Sen bu bilgiyi nereden aldın bu arada? Bana niye hiçbir şey söylenmiyor?.. Ve Izana neden kendi kız kardeşine böyle bir şey yapıyor ya da yapılmasına izin veriyor?"

Wild Ones 卍 Haitani BrothersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin