Wild Ones 卍 Haitani Brothers

7: Geçmiş Geçmişte Kaldı

Toplantı ortamı boğucuydu. Özellikle de Rindou için. Kendini sanki yeniden okula dönmüş de zorla sınıfta tutuluyormuş gibi hissediyordu. Diğerlerine baktı. O hariç herkes dikkatle Mikey'yi dinliyordu.

"Tokyo Manji Çetesi çok kazanacak bir çete olacak. Kazanmak derken de paradan bahsediyorum. Koko sayesinde paraya para demeyeceğiz. Bu dev vaat karşısında sizden beklentim yatırım. Kazancınızın bir kısmını yatırın, Koko'ya güvenin ve birkaç ay içinde krallar gibi yaşamaya başlayın."

Mikey sunum havası veren yatırım konuşmasını yaptıktan sonra Shion elini kaldırarak söz aldı. "Yalan yok, etkileyici bir konuşmaydı. Özellikle de Koko'nun üzerinden kazancı garanti etmen... Ama sana bende para olduğunu düşündüren nedir?"

"Yanlışım varsa düzelt." Mikey devam etmeden önce derin bir nefes aldı. "Yirmi yaşındasınız. Yani yetişkinsiniz ve ebeveynlerinizden ayrı yaşıyorsunuz. Üniversite de okumuyorsunuz. Bu da bir noktada kendi paranızı kazanıyor olduğunuz anlamına gelir."

"Güzel mantık yürütmüşsün." Shion yeni patronunu takdir etti. "Ama inan bana, bu durum benim için geçerli değil. Çoğunlukla arkadaşlarımın evinde kalıyorum. İnsanları rahatsız etmek istemediğimde çetemin saklanma yerinde sabahı ediyorum. Günlük işlerde çalışıp, karnımı doyurmaya çalışıyorum. Ha bir gün üç kuruş kazanamazsam, arkadaşlarımın kapısı bana hep açık. O yüzden, Mikey, bana yatırım falan deme!"

"Abi!" Mochi'nin sesi yükseldi. "Fakir olduğunu biliyorduk da sen bildiğin fakfakirmişsin. Sonra niye sevgilim yok diye ağlıyorsun. Kızlar züğürtlüğünden korkup kaçıyormuş meğer."

Toplantı Shion sebebiyle komik geçiyordu. Herkes ne kadar yatırım yapabileceğini açıkladı ve ardından Mikey atamaları yaptı. Serseri dünyasının mertebe sahibi insanları olduklarından, herkese yüksek pozisyonlar verilmişti.

"Dağılmadan önce, söylemek istediğim bir şey daha var." Mikey ayağa kalktı. "Kendisi şu an burada değil ama aslında bir müttefikimiz daha var. Meşhur beyaz leopar Wakasa. Benkei'yi getirmesi için onu bugünkü toplantıya dahil etmedim. Artık onunla da müttefik olduğunuzun bilincinde olun. Çetemin içinde geçmiş takıntıları yüzünden drama yaratanları görmek istemiyorum. Dostlar ve düşmanlar yeniden belirlendi."

Ran da artık darlanmaya başlamıştı. Son saniyeler olması umurunda değildi. Artık odasına çekilmek ve saatlerce ortadan kaybolmak istiyordu. Bıkkınlıkla kafasını geriye yatırdığında, gözlerini tavana dikmeyi düşünmüştü ki gözleri sevdiği kadının bakışlarını yakaladı.

"Aki!" Ölü kız ellerini Ran'ın yanaklarına götürdükten sonra ona doğru eğilerek dudaklarını dudaklarına bastırdı. Zamanında öpüşürken hissettiği heyecan, cinsel çekim ve mutluluktan geriye soğuk ve duygusuz bir öpücük kalmıştı.

Panikle doğrulan Ran diğerlerine baktı. Rindou, Mochi ve Shion benzer bir şaşkınlıkla, dik dik ona bakıyorlardı. Onlar hariç diğerleri, toplantı odasını terk etmişlerdi.

"Yine mi lan!" Shion artık durumu tam anlamıyla kabullenmişti. "İzana mı? Umarım seni yine korkutmamıştır... Aslında var ya, kontrol etmeyi öğrensen, çok kral yetenek. Belki ileride kontrol etmeyi öğrenirsin. Lan belki ölüler ordusu kurarsın."

Shion istikrarlı bir şekilde gevezelik ederken, Ran'ın yüzü, gözlerin dikkatinden kaçmayacak bir şekilde düştü. "Beyler, bu sefer İzana değildi... Aki'ydi." usulca ayağa kalktı. "Merak edilecek bir şey değil. Bir anlığına göründü ve gitti... Neyse, ben biraz yatacağım. Hala üzerimde hastane ağırlığı var."

Aki... Bu isim Rindou'nun kafasını allak bullak ediyordu. Zamanında kızı kıskanmıştı ve ağabeyini alacağını düşünmüştü hatta "Bence ilişkinde dikkatli olmalısın. Senden hamile kalıp, seni evliliğe zorlayacakmış gibi bir hali var. Evlilik çok garip, evli insanlar da saçma geliyor artık. Senin yapına da ters. Serseri dünyasına bulaştıktan sonra aile kuramazsın. Özellikle de çocuk yapamazsın." Demişti.