5: Takipçi

383 44 104
                                    

Shion'un kapıyı deli gibi yumruklaması Mochi'yi uyandırmıştı hatta Rindou ve Kakucho'yu uyandırmamış olması bir mucizeydi zira aşırı gürültü yapıyordu. Elinde değildi, fazlasıyla korkmuştu.

"Hay amına koyayım!" diyerek kapıyı açtı Mochi. Gözleri uyku halinden yeni çıktığı için şişmişti. "Ne var yine?" Göz ucuyla duvar kenarında oturan Ran'a baktı. "Hay ağzına sıçayım! Yine kime ne oldu? İki dakika kaçıp, göçmeyin. Sikeceğim ecdadınızı."

"Kanka!" Shion, Mochi'nin koluna sülük gibi yapıştı. "Ran hiç iyi değil, benden demesi... Koridorda nöbet tutuyordum çünkü Mikey'nin yarrak kafalı çetesine, özellikle de Malzu'ya, hiç güvenmiyorum. Neyse, sonra Ran'ı gördüm. Önce tuvalete kalktı falan sandım. Hatta aniden beni fark edip korkmasın diye selam verdim ama sonra bir baktım Ran'ın gözleri kapalı. Uykusunda yürüyor. Pezevenk, ödümü zıplattı gece gece!"

"Bir uyurgezerden mi korktun, abi?" Mochi alaycı bir tavırla güldü. "Ran'ı korkutmadan yatağına götürmen gerekiyordu. Uyurgezer insanları ayaktayken uyandırmak uygun değildir, diye duymuştum. Dikkatlice yatağına yönlendirmek gerekliymiş."

"Ben de öyle yapmaya çalıştım!" Shion kendini açıklarken çok yüksek sesle konuşuyordu. Heyecan yapmıştı. "Önce koluna girdim ama çektiğim yöne gelmedi. Ben de kucakladım mecburen. Sonra uyandı ve bana medyum olduğunu söyledi. Reisi görmüş. İşte o zaman kaynar suları hissettim, götüme kaçtı her damlası."

Mochi'nin dudakları ne diyeceğini bilemediği için aralanırken, arkadan Ran'ın boğuk sesi duyuldu. "Artık eve gidebilir miyiz?" Yüzündeki ifade ağlamaklıydı. "Buraya daha fazla dayanamıyorum."

"Aynı fikirdeyim." Shion söz alır gibi elini kaldırdı. "Mochi, bence sen Ran'ı sakinleştir, ben de Kaku ile Rin'i ayağa dikeyim de arazi olalım buradan hemen. Zaten hepimiz bu sıralar aşırı huzursuzuz. Bir de korkudan altıma sıçmama şu kadar kaldı."

"İyi." dedi Mochi ve huzursuzca iç geçirdi. Dediğin gibi yapalım o zaman. Ben Ran ile ilgilenirim. Sen diğerlerini hallet. Şimdilik Ran'ın durumuyla ilgili bir şey söyleme. Uygun bir anda hep birlikte konuşuruz."

Tenjiku kurucuları artık çok yorgunlardı. Özellikle de Shion farkında değildi ama bu sadece birkaç günün yorgunluğu değil, son yılların ağırlığıydı. Islahevi, ölümler, kargaşa derken genç yaşta tükenmişlerdi. Çocukluk enerjileri ve heveslerinden eser yoktu.

Shion, Kakucho'nun odasına doğru ilerlerken, Mochi bir kez daha Ran'a baktı. "Biz niye böyle olduk anasını satayım ya!" Yaklaşıp, Ran'ı omzuna alarak ayağa kaldırdı. "Olsun be kanka! Biz yine de yıkılmayacağız. Biz hiç düşmedik ki. Yorulduğumuzda birbirimize yaslandık çünkü."

"Mochi," Ran'ın boğuk sesi bir kez daha duyulduğunda, Mochi ona kulak verdi. "Sen bana inanıyor musun, kanka?.. Yoksa sen de delirdiğimi mi düşünüyorsun? İnan bana, ne cevap verirsen ver alınganlık etmeyeceğim. Ben bile kendi halime anlam veremiyorum artık. Kafayı yemiş olabilirim ya da sadece özel yetenekli bir insanım."

"Bana kalırsa, sen ne delisin ne de 'gifted' adamın tekisin. Sen sadece yorgunsun ama çok çok yorgunsun. Kardeşinin de sorumluluğunu taşıdığından hepimizden daha yorgunsun. Ne kadar dinlenmen gerek, ne zaman iyileşirsin bilmiyorum ama rahat ol, sorun değil. Biz seni bekleriz, kardeşim."

Ran alnını Mochi'nin sırtına yaslayarak iç geçirdi. "İyileşemiyorum, Mochi. Izana öldüğünden beri her şey berbat ve her gün daha kötü oluyor. Hangimiz gün yüzü gördük lan? Ölüp gitsem bu kadar eziyet çekmezdim. Keşke- Neyse, boş ver!"

"Keşke Izana yerine ben ölseydim diyecektin, değil mi?.. Ben de kendim için aynısını düşünmüştüm bir ara. Izana yerine ben ölmüş olsaydım şu anki halinizden daha mı iyi olurdunuz? Cevabım hayır. Hepimizin kendimize özgü özelliklerimiz var. Mesela Shion bir köpek. Rindou geç fark ettiğimiz bir dahi. Izana, burada olmaması hiçbir şeyi değiştirmez, liderimiz. Birbirimizden ayrıyken daha iyi olmamız mümkün değil. O yüzden kendini öldürmeyi aklından çıkar. Ayrıca Rindou buna dayanamaz."

Wild Ones 卍 Haitani BrothersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin