Kısım VII: Sadakat Bağları

516 42 52
                                    

Rindou'nun içinde bulunduğu durumun ağırlığı ona zarar verirken, Ran'ın toparlanıp kendine gelmesine yardımcı olmuştu. Kardeşini bu bataktan kurtarma çabasına girdiğinden bir anda güçlenmiş ve ayağa kalkmıştı.

Kafa olarak, Rindou artık uyuşturucu istemiyordu, dersini almıştı ancak bedeni yoksunluk belirtileri gösteriyordu. Durumu ürkütücüydü.

Bilmem kaçıncı yoksunluk krizini atlattıklarında, Ran da en az kardeşi kadar yorgun bir halde onun yanına oturdu. "Duş alman gerek, Rin. Ter içindesin. Hem biraz rahatlarsın. Krizler ikimizi de korkutuyor."

"Hiç halim yok ki." diye mırıldandı Rindou, harbiden de halinin olmadığını belli ederek. Bedeni hala belli belirsiz kasılıp titriyordu. Çenesi sımsıkı kapanmıştı, dişlerine uyguladığı baskı şakaklarından bile hissediliyordu.

"Üstüne gitme hiç." dedi Shion, Rindou'nun odasının diğer köşesinden. "Zaten kendi kokusundan tiksinmeye başladığında seve seve banyoya koşacak." Ran'ı süzdü. "Biraz da kendinle ilgilen. Rindou zaten uyur birazdan."

Ran yanına Shion'u alarak kendi odasına geçti. "Amına koyayım, senin hatırlatmaların olmasa kendi halimi unutuyorum. Sağ ol, kanka! Arada bir boka yarıyorsun."

"Ne demek!" Shion, Ran'a gazlı bez uzattı. Ran'ın farkında olmadan karnına aldığı katana yarasını bir kez daha temizleyip, üzerine gazlı bez koydular. "Dünden daha iyi gözüküyor. Neyse ki iyileşiyor! Lan ilk başta mikrop kapıp öleceksin sandım. O neydi öyle!"

"Az daha böğür de Rindou da duysun... Abartılacak bir şey değil. Birkaç güne bir şey kalmaz. Taş çatlasın iki hafta. Kim bilir Rindou ne zaman toparlanır! Ben onu kendimden daha çok düşünüyorum. Bir kere zehirlendi kanı. Bundan sonrası ona kalmış."

"Bence hepimizin bir güzel gevşemeye ihtiyacımız var." diyerek fikir belirtti Shion. "Kimseden tatil yapmaya hazır bir enerji almıyorum ama en azından masaja falan gitsek yav! Yemin ederim kütük gibi oldum sinir stresten. Hamam da olabilir ama ondan emin değilim. Masaj daha cazip geliyor."

"Kanka, senin neredeyse hiç paran yok ki." Ran bir nebze daha iyi hissettiği için arkadaşına takıldı. "Tam olarak neyinle masaja gitmeyi düşünüyorsun? Kimse senin götünle de ilgilenmez."

"Bir: bir gün çok zengin olacağım, göreceksin ve hepiniz göt olacaksınız, oğlum. İki: Götümün alıcısı çok, sen hiç merak etme. Üç ve son olarak: Bu akşam burada kalıyorum, haberin olsun. Şanslısınız, yatılı aşçınız var."

Günün kalanında Ran ile Shion boş oturdular; ara sıra Rindou'nun durumunu kontrol ettiler ve bir sorunu olmadığından emin olduklarında televizyonda izleyecek güzel bir şeyler aradılar. Programlardan umut olmayınca, birkaç el PlayStation oynadılar.

Akşam olduğunda ise, Shion bir buçuk saat içinde doyurucu bir masa hazırladı. Hiçbir eksik kalmadığında, birlikte Rindou'yu uyandırdılar.

Uzun bir uyku çektiğinden Rindou'nun gözleri şişmişti ve etrafına bomboş bakıyordu. Aynı ifadeyi yemek yerken de korudu ama neyse ki bir şeyler yemek iyi gelmişti ve masadan kalkınca iyice ayıldı.

"Bu akşam bir yere gidiyoruz." diye duyurdu Shion, dakikalardır yüzünde tuttuğu telefonu indirip, kardeşlere bakarken. "İki saate hazır olur musunuz? Rindou, seni biliyorum. Yarım saate kapıya dikilirsin de Ran, peki ya sen?"

"Kanka, ben kıçımı kaldırmaya üşendiğim zaman iki saatte hazırlanıyorum. O yüzden nereye ve ne yapmaya gideceğimizi söylersen, sana net bir süre verebilirim." diye yanıtladı Ran.

"Şöyle diyeyim o zaman." Shion pot kırmamak için ter döküyordu. "Serserilikte bir kez daha çağ atlayacağız. Tamam, şu an zaten üst seviye çete üyeleriyiz ama şey işte!" Konuşurken baskı hissettiği için ofladı. "İlle açıklama yaptırmak zorunda mısınız? Sürpriz işte amına koyayım!"

Wild Ones 卍 Haitani BrothersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin