3: Ağabey

368 51 171
                                    

Kendi adamları tarafından rest çekilen Ran, kendisi için hiç de hoş sonuçlanmamış bir çete toplantısının ardından annesinin evine geri döndü. Mental olarak o kadar yorgundu ki, bu ağırlığı bedeninde de hissediyordu.

Ryo, Ran'ın saçlarını açtıktan sonra tel tel okşadı. Elleri oğlunun üzerinde dolaşırken içi acıyordu. "Ran, acaba bana anlatmaktan çekindiğin bir durum mu var?.. Ya da kardeşinle kavga falan mı ettin?"

"Bir şey yok, anne." Ran'ın sesi mırıldanır gibi çıkıyordu. "Kafamın içi yoğun ve çok yorgunum. Rindou'ya bunu belli etmemek için evden uzaklaştım biraz. Onu daha fazla üzmek ve endişelendirmek istemiyorum."

"İyice dinlen o halde, bebeğim. Seni keyifsiz görmek istemem ben de... Senin için yapabileceğim herhangi bir şey var mı? Keyfini yerine getirmek isterim."

Ran bir cevap vermek yerine annesinin tek elini avuçlarının arasına aldı. Bu bile Ryo için yeterli bir yanıt sayılırdı aslında.

Zil sesi duyulduğunda, Ran gözlerini annesine dikti ve bir umut bekledi. Arkadaşları onun burada olduğunu biliyorlardı ve bir ihtimal Rindou'yu yönlendirmiş olabilirlerdi.

"Bir saniye, bebeğim." Ryo elini Ran'ın ellerinin arasından çekti, göz ucuyla saate baktı. Bu muhtemelen Yuki'dir." Oğlunu öptükten sonra ayağa kalktı. "Hemen geliyorum."

Annesini avuçları arasından kaçırmış olan Ran sıkıntıyla göz devirdi. "Kocandan nefret ediyorum." Yani bu, küçüklükten beri duygularında hiçbir değişiklik olmadığı anlamına geliyordu.

Ryo kapıyı açtığı gibi, Shion içeri daldı. "Merhaba, Ryo-san teyze!" Ağzına mutfak tezgahından kaşla göz arasında arakladığı çikolatalı keki attı. "Senin oğlanı kaçırmaya geldim. Biliyorum, zar zor görüşüyorsunuz ama ciddi bir mesele olmasa oğluşunu ellemezdim."

"Shion!" Ryo uzandığı gibi Shion'u kolundan tuttu ve dev cüssesine rağmen oğlu yaşındaki çocuğu durdurmayı başardı. "Neler oluyor? Belli ki Ran bir şeyler saklıyor, sen de tuhaf davranıyorsun. Bir açıklama gelecek mi?" Elini beline koydu. "Rindou nerede?"

"Rin mi?" Shion bir yalan düşünmek için biraz duraksadı. "Rindou'nun nerede olduğunu Ran söylemedi mi? Ben de söyledi sanıyorum. Bizim ufaklık tatile çıktı. Kanagawa'da. Arkadaşlarıyla birlikte."

"Sana arkadaşlarıyla olduğunu söylemiştim, anne." dedi bir anda annesiyle Shion'un yanında beliren Ran. "Tatile çıktığını belirtmeyi unutmuşum sadece." Shion'a baktı. "Hoş geldin, kanka! Yanlış anlama ama neden buradasın?"

"Seni almaya geldim..." Shion, Ryo'ya kaçamak bir bakış attıktan sonra Ran'a döndü. "Rindou aradı. Yanında Manjiro ve Haruchiyo varmış. Kankaları işte, biliyorsun. Bizi de Kanagawa'ya çağırıyorlar. Hep birlikte tatil yaparız."

Ran montunu üzerine o kadar hızlı geçirdi ki Ryo'nun ağzı açık kaldı. Annesini kırmak istemeyen Ran, kadına sarılıp saçlarını öptü ve arkadaşıyla birlikte evden ayrıldı. Giderken, tatilden sonra bir ara kardeşiyle birlikte ziyarete geleceğini söyledi.

"Lan Shion!" Ran arabaya atladığı gibi arkadaşına baktı. "Umarım harbiden Rindou aramıştır yoksa ananı sikerim. Kaç saattir ağla ağla feriştahım sikildi. Gözlerim kurbağa götüne benziyor." Kemerini bağlarken agresif hareketler sergiliyordu.

"Çok ciddiyim. Kanagawa'ya, Rindou'nun yanına gidiyoruz. Tokyo'dan çıkalım, sana tam adresi vereceğim. Tabii önce Mochi ile Kakucho'yu da almamız gerek... Biz Tokyo genelinde arama yaparken Rindou komşu ildeymiş meğer. Ama şöyle ki sahiden de yanında Mikey ve Sanzu var. Bizi görüşmeye çağırdılar.

Ran gaza öyle bir yüklendi ki Shion o cüssesine rağmen oturduğu koltukla bütünleşti. Aracın tekerleri de araç patinaj çektiği için sanki çığlık attı. Ran'ın direksiyonda olması hata gibi görünüyordu.

Wild Ones 卍 Haitani BrothersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin