Magic Universe🔥💧 (Minsung) -DÜZENLENDİ-

52"Kıskançlık"

Jisung'dan

Herkesi eve gönderdikten sonra bende Minho'nun yanına geri gittim. Odada bulunan tekli koltuğa oturdum. Minho'nun elini tuttum. Hala uyumamıştı.

LK: Sungie ne zaman eve gideceğiz?

Han: Bilmiyorum bebeğim.

LK: Canım acıyor Sungie. Eve gidip dinlenmek istiyorum. Burayı istemiyorum. Evimize gitmek istiyorum!

Bunu söylerken ağlamaklı bir hali vardı. Cidden oturup ben ağlayacaktım şimdi.

Han: Üzgünüm bebeğim, her şey için özür dilerim.

LK; Özür dileme bebeğim, senin suçun yok.

1,5 saat sonra

Minho'yu bir şekilde uyutmuştum. Ama ben hâlâ uyuyamamıştım. O bu haldeyken uyuyamazdım ki zaten.

3 gün sonra

Minho taburcu olmuştu. Şu anda evdeydik. O yatağında uzanıyordu. Ben ise ona yemek hazırlıyordum. Okul için ikimiz de rapor almıştık bir şekilde.

LK: Sungie!

Sesini duyduğum anda işimi bırakıp yanına gittim.

Han: Efendim bebeğim?

LK: İşin ne zaman bitecek?

Han:Az kaldı birtanem. Birazdan geleceğim yanına.

LK: Offff burada uzanmaktan bıktım ben.

Han:Ben olsam hoşuma giderdi valla. Ne güzel yerinden kalkmıyorsun işte.

Sırf neşelensin diye öyle demiştim.

İşimi bitirdim ve Minho'nun yanına yatağa uzandım.

LK:Seneye son sınıfız. Üniversite sınavına gireceğiz.

Han:Koskoca 3 sene geçti. Ne ara büyüdük onuda bilmiyorum. Daha dün yeni tanışmıştık halbuki...

LK: Küçük kalmayı büyümeye tercih ederdim biliyor musun?

Han: Ben de.

2 hafta sonra

Minho'dan

Okula gidebilecek kadar iyiydim. Ama hala beden derslerine katılmıyorum o ayrı.

Üstüne birde sınav haftasına denk gelmişti. Düşük alacaktım bu sefer kesin. Ama olsun yapacak bir şey yok.

Jisung bana bir şeyler anlattı ama acıdan bir gram bir şey anlamadım.

BG:Ooo Minho bey, siz gelir miydiniz okula?

YS: Allah'ın cezası çocuğun halini görmüyor musun?

WG:Hakkat ne oldu sana?

LK: Önemli bir şey değil.

TH: Önemli değilse bu halin ne hyung?

Hadi ama alt tarafı bi iki yara ve morluk var. Yani sadece yüz kısmımda tabi...

Han:Gitmeyin üstüne aaaaa!

HK:Sen bi sus her şeye karışma!

Han: Asıl sen sus Kai!

F: Yine başlamayın ya. Oturun oturduğunuz yerde.

Onlardan kurtulup sırama oturdum. Özlemişim okulumu...