Multimedia Hayal ♥
|Düzenlendi|
Annemle babamın öldürüldüğü gün. Mezarlığa gidiyorum. Tek başıma.
Cenk ile Mert gelmek istediler fakat reddettim. Yanlız kalmalıydım.
''Dikkat etsene bücür.'' Çarptığım kişiye baktığımda derin bir nefes aldım.
''Özür dilerim bugün biraz dalgınım.''
''Sen her gün dalgınsın.''
Başımı kaldırıp gözlerine baktım. ''Allah aşkına, Bundan sanane?''
Göz devirip yürüdüm. Önüme geçti ve ona tekrar çarptım.
''Bana ters cevap verme.''
''Verirsem ne olur?''
Sinirlerimi bozuyordu. Cidden!
''Ne olmaz?''
''Hah kabul et kötü çocuk moduna giremiyorsun. Çok korktum.''
Kolumu sıkıca kavrayıp sürükledi. Aslında ben yürüdüm. Beni duvarla arasına aldı. Ona ifadesizce baktım.
''Fazla kaşınıyorsun Hayal.''
''Bu seni ilgilendirmez Eren. Beni rahat bırak.''
''Hayal.''
''Eren.''
Ondan kurtuldum ve yürümeye başladım. Beni kolumdan tuttu ve çevirdi. Refleksten ellerim onun üstündeydi. Hemen elimi çektim. Titrediğimin farkında değildim.
''Titriyorsun.''
''Ya sanane Eren sanane!''
Sesim yüksek ve titrek çıkmış, gözlerim dolmuştu. Ona bakıyordum. Kesinlikle acınacak haldeydim. Beni kendine çekti ve sarıldı. Bu.. Garipti. Tanımadığım birinin kollarındaydım ve huzurluydum. Sarılmadım ama başımı onun göğsüne koydum. Gözlerimi kapattığım anda saçlarımı okşadı.
''Bırak beni.''
''Kapa çeneni bücür.''
Ayrılacak gücüm yoktu ve halimden memnundum. Ağlayacak bir omuz arıyordum zaten. İstemsizce ağlamaya başladım.
''Şşt Hayal ağlama.''
Eren'in telefonu çaldığında ondan ayrıldım, o da telefonuna baktı. Yere çöktüm ve cebimden bir fotoğraf çıkarttım. Annem, babam, ben ve.. Bir çocuk daha. Bu kim bilmiyordum, her mezarlığa gittiğimde düşünüyordum bunu fakat bulamıyordum. Eren telefonunu kapattı ve yanıma eğilip fotoğrafa baktı. Yüzünde garip bir ifade vardı.
"Ailen mi?"
Başımı salladım. Fotoğrafı cebime koyup ayağa kalktım. Ona anlamsızca baktım ve gözlerimi sildim. O da ayağa kalktıktan sonra yürümeye başladım. Yanımdan yürüdüğünü sonradan fark ettim.
''Beni rahat bırak.''
''Yürü Hayal.''
''Eren mezarlığa gidiyorum. Peşimi bırakır mısın lütfen? İyiyim ben, tamam.''
''Peki.''
Bir süre sonra ondan ayrıldım ve hava almak için yolu uzattım. Eren'de garip bir şey vardı. Onu bırakmak istemiyordum. Bana Yiğit ve Mert'ten daha yakın geliyordu.
Hayır, aşık olmamıştım.
Ama bu duygu neydi? İçimde garip bir duygu oluşmuştu. Böyle bir günde yanımdan olan birisi, beni anlayan biri vardı sanki. Yanımda bulduğum taşları deniz kenarından geçerken sıra sıra denize atmaya başladım. Kafam kazan gibiydi. Eren'i düşünmekten başka bir şey yapamıyordum. Mezarlığa gittim ve annemin mezarının önünde durdum. Eğildim ve konuşmaya başladım.
''Anne. Seni çok özledim. Eren diye bir çocukla tanıştım ve kafamdan çıkmıyor. Düşünmeden edemiyorum biliyor musun?"
Yere oturdum ve mezar taşını izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahlar İçinde..
Любовные романы"Kim bilebilirdi Siyah'ın Beyaz'ını bu şekilde bulacağını?" Dikkat!: Kötü çocuk sevenler için yazılmış bir hikayedir, fakat sonlara doğru iyi olmaya başlamıştır. ★#751 in Romantik (6 Ekim 2015) ★#661 in Romantik (8 Ekim 2015) ★#789 in Romantik (10 E...