Siyahlar İçinde..

-9- Korkuyorum.

Medyayı Hayal ve Demir olarak hayal edin :))

''Nasıl kızım ya? Ay inanamıyorum şu an,'' diye bağırdı Derya.

''Telefonda kulağımı patlatmazsan sevinirim canım arkadaşım.''

Acaba ona anlatmasa mıydım? Demir'le yaşadıklarımızı anlatmıştım ve Derya delirmişti.

''İnşallah benim başıma da gelir ya.''

''Peşinde olan bir mafya mı?'' dedim alayla.

''Yaşadıklarınız be kızım. Sen ona aşıksın değil mi?''

''Ne alaka Derya? Sana anlatanda kabahat.''

''Yok yok kesinlikle aşıksın.''

''Tamam belki birazcık olabilir.''

Birisi kapıyı tıklattı. Ece gelmişti sanırım.

''Dur bir saniye,'' dedim ve telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

''Gir,'' der demez Ece odaya girdi. Yanıma gelip sarıldığımızda 'Kimle konuşuyorsun?' bakışı attı. Telefonu hoparlöre aldım.

''Kim geldi Hayal?''

''Ben geldim!'' diye bağırdı Ece.

''Ece! Nasılsın?''

''İyiyim. Sen nasılsın tatlım?''

''Süperim. Ah, lanet olsun okula geldik. Sonra görüşürüz.''

Aynı anda ''Görüşürüz,'' dedikten sonra telefonu kapattım.

''Ee Hayal. Ayrıntıları anlat bakalım.''

Evet ona da anlatmıştım. Sadece Ece ve Derya biliyordu.

''Ayrıntısı yok işte. Olan bu.''

''O değil de Yiğit'in arkadan gelmesine şaşırdım. Yüzsüz herif.''

Konuşmadım. Telefonum çaldığı anda elime aldım. Demir arıyordu. Hemen açtım ve Ece'nin ısrarıyla hoparlöre almak zorunda kaldım.

''Nasılsın uyuz?''

''İyiyim Demir. Sen?''

''İyiyim. Eve ne zaman gelmeyi düşünüyorsun?'' dedi ve camdan içeri girdi. Demir. Camdan. İçeri. Girdi. Kahretsin neden camı açık bıraktım? Biz ona bakarken telefonu hatırlayıp kapattım.

''Ee şey.. Ece bu Demir. Demir bu da en iyi arkadaşım Ece. Ve sana kendi evimde kalacağımı söylemiştim.''

Demir yanımıza gelip yatağa oturdu. Ece ise şok geçirmiş gibi bana bakıyordu. Omuz silktim ve Demir'e baktım.

Ece ''Ben gitmeliyim annem bekler,'' dedi ve onu durdurmama izin vermeden odadan çıktı. Demir'e döndüm.

''Camdan girmek falan.. Ne bu Demir?''

''Bunlara alışmalısın küçük hanım,'' dedi ve kalkıp karşıma geçti.

''Öyle mi?''

''Öyle,'' derken bana yaklaşıyordu. Geri çekildim.

''Sende buna alış,'' dedim ve yüzünü buruşturdu.

''Oyun gereği olsa bile beni öpmek zorundasın.''

Pis pis sırıttı. Oyun gereği olsa da onu öpmek zorundaymışmışım.

''Peki,'' diye cevap verdim ve parmak ucunda yükselip yanağından öptüm. ''Şimdilik bununla idare et.''