"Umut, gökkuşağını hiç görmeyen birine onu anlatmak gibi artık, zor, imkansız.."
Yeni bölüm geldi *-* ayh bi ilham geldi arkadaşlar o ilham bu ilham tm sstm vrmyn .ss
İyi okumalar *-*
"What the f..." dedim ağzımdan çıkan ufak bir çığlıktan sonra. Tabii ki cümlemi tamamlamamıştım. "Em.. Şey yani.. What The Fooo. Hani şarkı var ya öyle. Siz bilmezsiniz cahiller." İçten içe alt dudağımı kemirdim.
"Ulan Demir.." dedi abim dişlerini sıkıp Demir'e bakarken. Demir yanıma gelip kolunu omzuma attı.
"İşte benim kızım."
Dedi, sonra da kıkırdadı. Oha. Bakın bastıra bastıra söylüyorum; kı-kır-da-dı. Demir?
'Arkafaşlar vasiyetimdir,iç sesi olduğum şu bedeni Demir'in ağzına gö- Tamam, bu olmadı.'
İç sesime içimden göz devirirken Cenk pisliği Ece'yi kendine çekti ve dudağına bir öpücük kondurdu. Tek kaşımı kaldırdım. Cidden kaldırmıştım. Öksürdüm.
"Höst lan. Aile var aile. Hem siz sevgili mi oldunuz! Pislikler! Abi!" dedim 'Abi'nin 'i' harfini uzatarak. Abimin yanına gittim ve beline sarıldım.
"Tabii aile var hıhı evet tamam. Siz odada öpüşmüyordunuz hıhı tamam evet hıhı," dedi Cenk göz devirerek. Ece pembeleşirken ona en ama en ama en, en, en kötü ölümcül bakışlarımı yollamaya başladım.
"İspiyoncu Varol! Hem sevgili oluyorsunuz bana haber vermiyorsunuz, ha? Yazıklar olsun size. Valla konuşmayacağım sizle. Gidin. Hıh. Pislikler." Abimden ayrılıp kollarımı göğsümün altında birleştirdim ve Derya'yla Mert'e baktım. Bakışıyorlardı. "Yuh! Sizde mi?!"
"Ne?! Bununla mı?! Allah yazdıysa bozsun be!" diye cırladı Derya. Mert sırıtıyordu. Bakışlarım Mert'e kayarken- Bir saniye lan. Bunların ikiside maviş. Hani böyle maviş çocukları olur falan. Çok tatlılar lan.
Bunların arasını yapmalıyım.
"Niye güzelim? Fazlam bile var," dedi Mert dudağını kıvırırken. Derya göz devirdiğinde ben çoktan abime dönmüştüm. Ellerini teslim olur gibi kaldırdı.
"Ben sapım kusura bakmayın."
Elimle ağzımı kapatıp başımı eğdim ve hafif kıkırdadım. Demir yanıma gelip boynundaki atkısını benim boynuma doladı. Tam neden doladığını soracaktım ki başımı yerden kaldırdım ve yağan kar tanelerine baktım. Gülümsedim. Brezilya'daydık ve kar yağıyordu. Bakışlarımı yere çevirdim, biraz kar tutmuştu. İki dakikada. Ben burayı sevdim ya.
"Kar yağıyor," dedi Ece ve bana bakıp sırıttı. Ona piç smilelar atmaya başladığımda ikimizde Derya'ya döndük.
"Ov ov ov sakin olun. Benim evimde kalacağız zaten, kar savaşı yaparsınız."
Derya'ya cevap olarak Demir'den bir hatırlatma geldi."Birşey eksik gibi?"
"Hıamın.." dedi abim. Kızlar olarak ona baktığımızda öksürdü."Öhöm öhöm. Oğuz nerede lan?"
Demir elini saçlarına geçirdiğinde eşzamanlı olarak önümüzdeki arabada Oğuz belirdi. Bir saniye. Uçakta Oğuz yoktu ki? Siktir. Çocuk arabasıyla gelmişti ve şu an hepimiz kaşlarımızı kaldırıp camı açan Oğuz'a bakıyorduk. Demir bile.
"Yokluğum fark edilmemiş, abi," diyip sırıttı."Uçakta olmadığımı bile fark etmediniz lan!"
Demir birşey demek için ağzını açtı ama sonra geri kapattı. Kaşlarımı yavaşça indirirken Oğuz arabaya binmemiz için işaret yaptı ve arabaya bindik. Üşüyordum. Brezilya'da normal sıcaklık en az 20 dereceydi fakat kış olduğu için daha aşağılara düşebiliyordu. Ellerimi birbirine sürtüp ısınmaya çalışırken, Demir ellerimi ellerine aldı. Ona baktığımda hafif gülümsedi. Yok sayılacak kadar hafif. Bende gülümseyip ellerimize baktım. Benim iki elimin toplamı onun ancak tek eli edebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahlar İçinde..
Romantizm"Kim bilebilirdi Siyah'ın Beyaz'ını bu şekilde bulacağını?" Dikkat!: Kötü çocuk sevenler için yazılmış bir hikayedir, fakat sonlara doğru iyi olmaya başlamıştır. ★#751 in Romantik (6 Ekim 2015) ★#661 in Romantik (8 Ekim 2015) ★#789 in Romantik (10 E...