14

18 5 0
                                    

Bazen oyları açık oynamak gerek!
Gölgeler bunu yaptı.
Peki, sen bunu yapabilecek misin?


Kimim ben?
Bu zamana kadar herkes bu sorunun cevabını merak etmiştir. Bulabilen bir insana ise hiç rastlamamıştım. Şu an tamda öyle bir andaydım. Kim olduğunuzu bilmediğiniz bir anda sanki düşüyor gibi hissedersiniz. İçiniz o kadar karanlık ve dipsizdir ki bu düşüş asla son bulmaz. Ben bir uçurumdaydım ve geri dönmek için çok geçti. Çoktan atlamış ve yere çakılmayı dört gözle bekler olmuştum. Ne var ki bu şeyin bir sonu yoktu. Ellerim artık koyu siyah olan uzun saçlarımın içinde gezinirken şakaklarımı ovuyordum. Saçlarımı önüme almış ve diğerlerinin beni görmesini engellemiştim. Odada çok fazla kanatlı vardı. Garson takımım Aslı hariç buradaydı. Lisa ve yanındaki tanımadığım çocukta karşımdaki koltukta oturuyordu. Emanuel ise mutfağa gitmiş ve beni bu şoktan çıkaracak bir şey yapmaya gitmişti. Drew kapının yanındaki duvara yaslanmış gözlerini üzerime dikmişti. Aslında herkes bana bakıyordu. Çünkü kırmızı gözlerim ne geri çekiliyor ne de kayboluyordu.

Aynanın karşısındaki attığım çığlık Drew ‘in yataktan kanatları üzerinde uçarak çıkmasına neden olmuştu. Alt kattakiler ise odanın kapısını kırarcasına açmış ve içeri dalmışlardı. O an içeride benden başka bir tehlike yoktu. Ben kim olduğumu kaybediyordum. Sahi ben kim olduğumu bulmuş muydum? Bunu hiçbir zaman bilemeyecektim. Her zaman göğüs kafesimdeki bir özlem hissiyle gezmiş ve hayatımı asla yaşayamamıştım. Derin bir nefes alırken gözlerim bileğimdeki tuhaf sembole takıldı. Orada bir zamanlar sargı vardı ama artık nerede olduğunu bile bilmiyordum. Altından dövmeye benzeyen bu sembol çıkmıştı. Bu sembolü daha önce gördüğümü biliyordum. Drew ‘e ilk dokunduğumda zihnimde beliren sembollerden biriydi bu. Onu bir yerde daha görmüştüm. Lettie’ nin kılıcının üstünde de bu sembolden vardı. Yuvarlak bir halkaydı ve içinde birbirine çapraz şekilde duran kılıçlar vardı. Ne zaman ortaya çıkmıştı bilmiyordum ama aynısından omzumda da olduğuna yemin edebilirdim. En son kaşıntının bana neler yaptığını biliyordum. Ormana girmiş ve o tuhaf şeylerle karşılaşmama neden olmuştu. Drew’ in söylediğine göre semboller yüzünden ateşlenmiş ve hastalanmıştım. Tenimde ortaya çıkmak için bana işkence etmişlerdi resmen.

“Katelyn?” dedi Lisa. Göz ucuyla ona baktım. Sarı saçlarını bağlamış ve koltukta öne eğilmişti.

Birinin bir yerden konuşmaya başlaması gerekiyordu ve bunun için kesinlikle benim o konuşmanın içinde olmam gerekiyordu. Yani kendimi toplamalı ve kafamı kaldırmalıydım. Yüzümü örttüğüm saçlarımı arkaya attım ve odadaki yüzlere baktım. Hepsi yapacağım veya vereceğim herhangi bir tepkiyi bekliyordu. Lisa’nın içindeki umut gözlerine yansımıştı ve bana her an sarılabilecek gibi duruyordu. Ethan kafasını eğdi ve selam verdi. Judith el salladı. Jerry ise gülümseyerek eğildi. Kafasını kaldıracağında Drew yaslandığı duvardan ayrıldı ve Jerry ‘nin kafasını vurdu. Jerry kafasını ondan kurtarmayı başardığında ona kaşlarını çatarak baktı ama bu Drew ‘in umurunda olmadı. İlerledi ve oturduğum koltuğun yanına gelerek yanıma oturdu.

“İyi misin?” diye sordu Judith oturduğu tekli koltuktan. Jerry hemen yanında dikiliyordu ve bir eli Judith ‘in omuzlarında geziyordu. Ben görmeyeli onların arasındaki ilişki değişmiş miydi? Judith bir melezdi çünkü Alfred ‘de olduğu gibi onunda gölgesini göremiyordum ve Jerry safkandı. Bunun yüzünden kafede kavga ettiklerini hatırlıyordum. Şimdi işler değişmiş gibi görünüyordu.

“Çok karışık.” dedim. “Hatırlamadığım şeyleri bir anda hatırladım.”

Gözlerim Drew ‘e değdiğinde gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. Söyleyeceğim herhangi bir şey onun için çok önemliydi sanki.

Gölge Kanatlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin