seni buldum ya başka ne isterim, dursun dünya tozu ben temizlerim
Jimin, uzun zamandır bu kadar keyifli vakit geçirdiğini hatırlamıyordu. O gece ve ertesi gün de bunu sıkça kendine hatırlatmış, hafızasında gittikçe güzelleşip mükemmel bir hal alan anısıyla mutlu olmuştu. Aralarında bir şeyler hızla gelişiyordu ama Jimin bunu ne yanlış buluyor ne de önüne geçmeyi istiyordu.
Yanlış insanlarla hastanenin ortasında kavga edince Jimin cezalandırılmış, acil serviste çalışmaya başlamıştı ve o zamandan beri pek de bir şey yapmaya vakti kalmıyordu. Eğer onlar için değerli bir doktor olmasaydı onu kovacaklarına emindi fakat Jimin'in genç yaşına rağmen elde ettiği başarılar, yürüttüğü çalışmalar vazgeçemeyecekleri kadar değerliydi onlar için. Yine de biricik abilerine karşı kaldırılan başı da ezmek, cezanlandırmak durumundaydılar ve onlar da Jimin'in acile inmesini uygun bulmuşlardı. Jimin, gününün yarısını acil serviste geçirirken diğer yarısını da yürüttüğü projeye harcıyordu.
Yoongi hayatına gireli neredeyse bir ay olmuştu ve girdiği gibi de hayatında bir şeyleri değiştirmişti bile. Normal koşullarda her zamanki gibi çamaşır yıkamak, ütü yapmak gibi çalıştığı günlerde elini sürmediği işleri yapıyormuş gibi kendini kandırarak bütün gün yatar, geliştirmeye çalıştıkları yapay kalp kapakçığı için yaptıkları çalışmayla ilgili bir şeyler okurdu. Fakat o gün Yoongi gelmişti ve bütün gün yatmak gibi sıradan bir şeyi bile eşsizleştirmişti varlığıyla. Hala inanamıyordu Jimin buna.
Öncelikle Yoongi yatağındaydı onun, yastığın bir ucunda kendi başı diğerinde onun yüzü vardı. Yorgundu, birkaç saatlik yaptığı kaçamakla biraz daha kendini toparlamış olsa bile yine de sağlam bir uykuya ihtiyacı olduğunu görebiliyordu Jimin. Ama Yoongi uyumamış, bütün gün onun yüzünü okşamış, gözlerini gözlerinden ayırmamıştı Jimin'i yatağa çağırdıktan sonra. Bir de kısacık ama hatırladıkça Jimin'in içini yakan bi öpücük konduruvermişti dudaklarına. Ardından onu kollarının arasına çekip saçlarını okşamış, ikisinin de midesi açlıktan guruldamaya başlayana kadar da kollarının arasından çıkmasına müsade etmemişti.
Jimin kalkmak da istememişti zaten, onunla başka bir hali vardı yaptığı her şeyin. Bir anda kapılıveriyordu ona ve böyle başlayan ilişkilerinin pek de iyi ilerlediğini söyleyemezdi. Bu sebeple yavaştan almaya çalışıyor, yine de kendini ona doğru dört nala koşarken buluyordu.
Yataktan kalkıp kendilerini mutfağa attıklarında Yoongi ona yardımcı olmak konusunda ısrarcı olmuştu. Eline sanki oraya daha önce o koymuş gibi çekmeceden bıçağı almış, musluğun arkasında duran kesme tahtasını da alıp görevine hazır olduğunu göstermişti Jimin'e. Jimin'in ona bıraktığı doğrama işini ustaca yerine getirirken de izlendiğini fark edip hareketlerini yavaşlatmıştı dudaklarına yerleşen göz alıcı gülümsemesi ile beraber. Kaslarının kasılıp gevşeyişini hiç de gizlemeyen beyaz tişörtü, kalçalarından dökülen lacivert şortu ile Jimin'in verdiklerini hızlı hızlı doğrarken ne kadar çekici olduğunun farkındaydı ve kendini pazarlamaktan da asla geri durmuyordu. Jimin ile aralarında geçen konuşmanın gerici izlerini üzerinden silip onunla şakalaşmaya başlamıştı bile. Nasıl olurdu da bu adama kapılmazdı Jimin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red|yoonmin
FanfictionYüzbaşı Min Yoongi, çocukluk arkadaşının düğününe gittiğinde gönlünü doktor Park Jimin'e kaptıracağını bilmiyordu. yoonmin 🌸 iki bin yirmi iki mayısı