"bir adam gelir değiştirir seni, alıştığın o sert, kararlı şeklini"&&&
Biri birinin kaderine yazıldıysa nereye kaçarsa kaçsın kurtulamazdı ondan. Kalbini ona vermesini bir kere ona buyurduysa Tanrı, istediği kadar saklasın bulunur, istediği kadar derine gömsün gün yüzüne çıkardı elbet. Dünyada kaçacağı köşe ne olursa olsun çıkardı karşısına, yerin yedi kat dibi de göğün yedi kat üstü de fark etmezdi. Biri güneş olacaksa bir başkasına yine de bulurdu, biri kara sürecekse bir diğerine yine de bulunurdu.
Yoongi'de de böyle olmuştu aslında, kaderi Jimin ile bir araya gelmesini buyurmuş, onu bir düğün töreninin öncesinde karşısına çıkarmıştı.Karşısına çıkacak olanlardan kaçmıyordu Yonogi o zamana kadar, hoş karşısına birilerinin çıkmasını da beklememişti. Koruyacağı bir toprak parçası vardı Yoongi'nin canı pahasına, yüzlerini bir kere bile görmemesine rağmen korumak istediği milyonlarca insan vardı. Canını verse ismini bilmeyeceklerdi ama bu umurunda bile değildi onun, böyle görmüştü çünkü amcasından. Bir kahraman gibi öldüğünde kimse zikretmemişti adını ama Yoongi biliyordu. Esas kahramanlar bilinir miydi hiç zaten, kendini çıkıp bangır bangır reklam edenlerden görmemiş miydi bunca zararı bu insanlar? Kahraman olmak için gizli kalmak gerekiyorsa kalırdı, yıkıntıların arasından kurtardığı renkli gözlü bir Afgan kızın ona verdiği kucaklamanın güzelliğini hangi madalya verebilirdi ona?
Künyesini çıkarıp kaç kere bırakmıştı geride tanımadığı bir ülkede sayısını unutmuştu. Birileri konuşuyordu o gidip çıkardığı pisliği temizliyordu. Birileri ateşe veriyordu bombaların fitilini, etten duvarı Yoongi örüyordu onların çevresine. Bir milliyete inanmayı bırakalı çok olmuştu, yalnız insan kalmıştı onda, iyi insan ve kötü insan. Ne renk ayırırdı bu yüzden ne ırk, birileri birine zarar veriyorsa buna dur demeyi boynunun borcu biliyordu. Bir vatanı yoktu bakıldığında, bir yerlerde kalsa bu onu üzmezdi. Bir yerlerde isimsiz bir beden olarak çürümekte üzmezdi bu yüzden onu.
Üzmezdi ama artık öyle değildi. Bir vatan bulmuştu kendine, Jimin'in ayağının bastığı yeri vatan bellemişti artık o. Onun olduğu yere dönmek zorundaydı artık, künyesini çıkardığında geri takamamak artık büyük bir problemdi onun için. Bu işini iyi yapmasını engellemiyordu elbette, aksine daha da özen göstermesini sağlıyordu. Önceden ölmek umurunda değildi birilerini kurtarıyorsa, şimdiyse Jimin için yaşaması gerektiğini biliyordu.
Ona iyi olacağının sözünü de bu yüzden vermişti aslında. Vermemesi gerektiğini biliyordu, tüm kırgınlığını hak ediyordu Jimin'in bu yüzden, savunamıyordu hatasını ona karşı. Ama verdiği sözü yerine getirebilmek için de elinden geleni yapıyordu. Gerçekten yapıyordu.
Jimin o gece Yoongi'yle beraber hastanede kalacaktı Yoongi'nin tüm itirazlarına rağmen. Ertesi gün çalışacaktı Jimin ve Yoongi buna rağmen onu evine yollamayı başaramamıştı. Onunla beraber gitmeyi bile teklif ettiğinde Jimin onu azarlamış, birkaç gün hastanede yatıracağını söylemişti. Jimin çevresinde oldukça Yoongi'nin buna itirazı yoktu ama onun yorgun gözlerine baktıkça da kalbi sıkışıyordu. Neyseki Jimin Yoongi'nin kalp atışlarını takip eden monitörden kurtulmasına nihayet izin vermişti de o böyle yanında yatarken ötüp durmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red|yoonmin
FanfictionYüzbaşı Min Yoongi, çocukluk arkadaşının düğününe gittiğinde gönlünü doktor Park Jimin'e kaptıracağını bilmiyordu. yoonmin 🌸 iki bin yirmi iki mayısı