Erbay otel yazan altın renkli tabelaya baktım. Babamla defalarca geldiğimiz bu otelin böyle bir otel olduğunu nereden bilebilirdim. Ultra lüks olan otele dikkatle baktım, sadece zenginlerin adım atabildiği bu otele ilk kez babamın soy adının bir işe yaramadığı şekilde giriyordum, çulsuz bir halde. Derin bir nefes alıp Nurcan denen kadının benim için aldığı randevuyu danışmaya ilettim. Yaklaşık on dakika sonra Cihan Erbay'ın odasına gidip iş isteyecektim. Evet önce bir başvuru yapıp form falan doldurmam gerekiyordu ama bahsettiğim iş için direkt olarak otelin hatta oteller zincirinin sahibi Cihan beyle konuşmam gerekiyordu. Randevu saati yaklaşırken ufak bir korku bedenimi kaplamış avuç içlerim terlemeye başlamıştı. Belki pişman olacağım bir şey yapıyordum, belki de bir zaman sonra o Nurcan denen kadınla tanışmama lanet edecektim ama şuan geri dönüşüm yotku. Bu işi yapıp şerefsiz babamın yanında gezdirdiği metresi ile kaçarken bize armağan bıraktığı borçları ödemem gerekiyordu. Babam şirketini batırıp evimize haciz getirdiğinde, bankada yüklü bir borçla yalnız kalmıştık. Aynı gece babam hayatımızdan siktir olup gidince bu borç anneme ve bana kalmıştı.
Kadının "Cihan bey sizi bekliyor" demesi ile zihnindeki düşünceleri silip ayağa kalktım. Kısa eteğim oturduğum için biraz toplanmıştı. Elimle eteğimi düzeltip asansöre yöneldim ve yönetici odasının olduğu katın düğmesine bastım.
Boş koridorda kapının önünde beklerken derin bir nefes alıp heyecanımı yatıştırmaya çalışıp kapıya yavaşça üç kez vurdum. İçeriden gür bir ses "gir" dediğinde yavaşça kapıyı açıp içeriye girdim. Açıkçası masanın ardında oturmasını beklediğim yaşlı adamı göremeyince şaşırdım, oldukça genç bir adamdı Cihan bey. Acaba yanlış odaya mı geldim diye düşünerek masanın üzerindeki altın rengi isimliği okuduğumda da Cihan Erbay ismini gördüm. Demek ki genç bir adammış diyip kendi iç sesimle olan savaşımı bitirdim. Gülümseyerek adama elimi uzatıp "merhaba Cihan bey benim ismim Narin sizinle görüşmem için Nurcan Hanım gönderdi beni" dedi. Adam elimi sıkıp oturmamı işaret edince hızlı ve kibar bir şekilde sandalyeye oturdum. Adam bana dikkatle bakıp "demek Nurcan gönderdi seni. Peki ne iş yapacağını biliyor musun?" dediğinde derin bir nefes alıp "evet fahişelik yapacağım" dediğimde adam şuh bir kahkaha attı. Neden güldüğünü anlamamıştım, öfke ile kaşlarımı çattım "neden gülüyorsunuz?" dedim. Adam nihayet gülmeyi kesip "ansızın duyunca komik geldi. Peki bu işi yapabilecek misin? Oldukça deneyimsiz görünüyorsun" dediğinde adama dikkatle baktım "yapabilirim fakat öncelikle sizinle bir şey konuşmak istiyorum" dedim. Adam merakla yüzüme baktığında konuşmaya devam ettim "benim biraz çok müşteri bulmam lazım. Hem çok hemde zengin müşteri. Bakın benim bu işi seçme sebebim acil ve çok para bulmak gerekçesiydi. Yani mümkünse günde dört müşteri bile kabul ederim yeter ki kısa sürede o parayı toplayabileyim" dediğimde adam tekrar güldü neydi bu adamı bu kadar güldüren anlamış değildim. Adam yüzüme dikkatle bakıp "bakiresin sen değil mi?" dediğinde başımı aşağı yukarı salladım. Adam keyifle yüzüme bakıp "bak günde dört müşteri ile yatman imkansız nesin sen şişme bebek falan mı? Daha işinin ne olduğunu bile bilmeden gelmiş ben fahişe olacağım diyorsun. Ah küçük ve aptal kız sen fahişe olamazsın" dediğinde sinirle ayağa kalktım "evet seks hakkında tecrübem ve bilgim olmayabilir ama Nurcan Hanım erkeklerin bakire bir kadınla yatmak istediğini söyledi. Ne kadar para istersen verirler dedi. Lütfen benim bu işe ve paraya ihtiyacım var" dedim. Adam sırıtarak yüzüme bakıp "sen bu işi yapamazsın" dediğinde hırsla cevap verdim "ben yapabilirim gerçekten yaparım" dedim. Adam arkasına yaslanıp "hiç tanımadığın bir adamla yatacak bir adam ne yaparsa yapsın sesini çıkarmadan inleyecek bir kadın değilsin hem daha kaç yaşındasın sen on dokuz mu yoksa yirmi mi?" dedi. Başımı yere eydim "denerim, yani elimden gelen en iyisi yaparım ve ayrıca yirmi yaşındayım bir çocuk değilim" dediğimde kahkaha attı. Öfke dolu bir şekilde yüzüne baktım "yapabilirim size kanıtlarım ilk müşterim öyle memnun kalacak ki siz de yanlış düşündüğünüzü anlayacaksınız" dediğimde sırıttı ve "emin misin yapabilir misin küçük fahişe?" dediğinde karşımda alayla yüzüme bakan adama baktım. Derin bir nefes alıp aynı cümleyi tekrarladım "ben yapabilirim gerçekten yaparım" dediğimde bu kez kahkaha atmadı, yüzüme korkunç bir gülümseme ile bakıp "o zaman git ve hazırlan Selim beyi göndereceğim eğer o memnun kalırsa işe alınırsın. Ha bir de gözlerini bağla ve Selim bey aç demeden açma" dedi. Ağlanacak halime gülüyordum, ben nasıl bu kadar dibe batmıştım anlamamıştım. Başımı aşağı yukarı salladım "peki nereye gidip hazırlanacağım" dedim. Adam masasın üzerindeki telefonu alıp birisini aradı "Neşe birazdan odamdan çıkacak kızı al ve hazırla ardından da iki yüz onbeş numaralı odaya götür" dedi ve telefonu kapattı. Gergince yutkundum. Birkaç saat sonra annemin masum kızı Narin olmayacaktım, belki birkaç saat bile sürmezdi ben uysal ve masum Narin değil bir fahişeydim artık ve beni bu yola iten babamın ihanetiydi. Her şeyi annem için yapıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fahişe ve Patronu (Tamamlandı)
Teen FictionAra ara +18 kısımlar vardır. Yetişkin içerik Narin karşısında alayla ona bakan adama baktı. Derin bir nefes alıp aynı cümleyi tekrarladı "ben yapabilirim gerçekten yaparım" dediğinde adam bu kez kahkaha atmadı, Narin'in yüzüne korkunç bir gülümseme...