8-Yeni Duygular Ve Kayıp Giden Son Şans-

15.5K 268 21
                                    


BÖLÜM BAYA ERKEN GELDİ AMA OLSUNNN. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUMM :)



Hayat bazen ansızın sizi bir uçtan bir uca sürükler, bende şuan o fırtınanın içindeydim. Artık İstanbul'da yaşıyorduk çünkü Tamer'in işi buradaydı. Onunla evliydim ve bir buçuk yaşında bir oğlumuz vardı. Eğer önceden birisi bana olacakları anlatsa gülüp geçerdim ama şuan o hayatın içindeydim. Evleneli ve Berkay'ı nüfusumuza alalı üç ay oluyordu. Bir bebek baktığım için kulübe de gidemiyordum, artık oranın başında Atakan vardı. Ona güvenim sonsuzdu ve üç aydır en ufak bir yanlışını dahi görmemiştim. Artık Metin de hayatımda yoktu, nikahtan sonra onu arayıp evli olduğumu ve görüşmememiz gerektiğini söylemiştim. Önce inanmasa da evlilik cüzdanımı gösterdiğimde kabullenmek zorunda kalmıştı. Galiba onunla yattığımda da evli olduğumu sanıyordu ama olsun düzeltmeme gerek yoktu. Metin hayatımdan çıkınca otomatikman Selim de çıkmış oldu. Acaba şuan ne yapıyordu.


Bu gün Berkay'ı doktora götürecektim, dünden beri aşırı huysuzdu ve sürekli öksürüyordu sanırım grip olmuştu. Saat bire geliyordu, ikide randevum olduğu için bir an önce hazırlanmam gerekiyordu. Hızlıca Berkay'ı giydirip kendim de hazırlandım. Yanıma alacağım yedek kıyafetleri ve ıvır zıvırları da çantama atıp çıktım evden. Anne olmaya çabuk adapte olmuştum, sanki kardeşim değil de oğlummuş gibiydi. Bazen büyünce ona ablası değil de annesi olduğumu mu söylesem diye düşünüyordum yani şimdilik pek belli değildi açıkçası. Tamer oğlum diye seviyordu Berkay'ı bende bazen oğlum diyordum ama arada. Ona çok alışmaktan da korkmuyor değildim aslında ya ileride beni sevmezse diye düşünüyordum, acaba sever miydi ki ? Daha bunu düşünmek için erkendi.


Hastanede işimiz bitmişti, yakışıklım birazcık grip olmuştu ve en kısa sürede kendine gelecekti. Tamer'e doktorun söylediklerini iletip hastaneden çıktım. Bir eczaneye girip ilaçlarını alacaktım. Bebek arabasını arabama yerleştirmeden az ilerideki eczaneye gitmek için oraya ilerledim. Kısa rampayı bebek arabasıyla çıkıp eczaneye girdim, içerideki müşterilerin gitmesini beklemek için bebek arabasını köşeye itip beklemeye başladım. Bir kadın dört farklı markanın gebelik testini aldı ve parayı ödedi. Kadın sağa doğru geri adım attığında bebek arabasına çarpması bir olmuştu. Kadın bana baktığında şaşkınca dudakları aralandı ve tabi benimkiler de aralanmıştı. Kadın şaşkınca "Alev" dedi. Derin bir nefes alıp zorla gülümsedim "Ayça" dedim. Ayça gülümseyerek bana ve Berkay'a baktı "senin çocuğun mu vardı?" dedi merakla. Başımı aşağı yukarı salladım "evet, evliyim ben yani biliyorum biz seninle Metin sayesinde tanıştık fakat olaylar biraz karışık" dedim.. Ayça buruk bir gülümseme ile bana bakıp "madem o kadar karışık dinlemek isterim tabi zamanın varsa?" dedi. Yutkundum şimdiden ne yalan söyleyeceğimi düşünerek "olur" dedim. Biraz beklemesini söyleyip eczacıya reçeteyi verdim ve ilaçları aldım. Birlikte biraz ilerideki kafeye yürürken zihnimde Ayça'nın hamile olabileceği düşüncesi dolanıyordu, demek ki Selim de baba olacaktı artık.


Kafeye vardığımızda Ayça'nın merakla bana bakmasıyla derin bir nefes alıp yalanlarımı sıralamaya başladım  "yaklaşık iki buçuk sene önce evlendik Tamer ile, başlarda çok mutluyduk, hemen çocuğumuz olsun dedik. Zaten hiç korunmamıştık, evlendikten üç ay sonra hamile olduğumu öğrendik. Mutluluğu doya doya yaşadık, işte sonra oğlumuz Berkay doğdu, ilk zamanlar çok güzeldi her şey sonra Tamer ile aramıza soğukluk girdi, iki yabancı gibi yaşar olduk. Öyle öyle iki ay geçirdik sonra ben biraz ara verelim dedim. Aynı evde iki yabancı olmaktansa başka yerlerde olur birbirimizi özleriz dedim öyle de oldu. Metin ile ilişkim olduğundan kısa sür sonra Tamer artık ayrı kalmak istemedi. Anlayacağın ikimiz de birbirimizi yeterince özlemiştik. Metin ile aramda geçeni anlattım Tamer'e olsun dedi affetti işte şimdi İstanbul'a geri döndüm artık ailemin yanındayım" dedim. Ayça şaşkınca yüzüme baktı "inanamıyorum ya, Metin'e seni sorduğumda 'evliymiş' dedi sadece" dedi. Başımı salladım "çocuğum olduğunu bilmiyor daha" dedim. Ayça kahvesinden bir yudum alıp "eninde sonunda sevdiğin adamla yine bir araya gelmişsiniz, buna çok sevindim" dedi. Dostça gülümsedim "sizin nasıl gidiyor?" dedim bende kahvemden bir yudum alırken. Sıcak kahve dilimi yakarken Ayça'nın "evlendik biz iki ay oluyor" demesi ile kahveyi nasıl yutacağımı şaşırdım. Gözlerimin dolmaması için hızlı hızlı kapatıp açtım, artık onun gerçek bir yuvası vardı, hayatında bana yer yoktu. Kahveyi zar zor yuttum "tebrik ederim, sanırım hamilesin. Gebelik testi aldığını gördüm de" dedim. Ayça utangaç bir gülümseme ile bana baktı "galiba hamileyim bir aydır regl olmadım" dedi. Gülümsemek için kendimi zorluyordum "umarım hamilesindir, şimdiden hayırlı olsun" dedim. Ayça kocaman sırttı "çok teşekkür ederim" dedi. Berkay'ın huzursuzlanmasıyla rahatsızca yerimden kımıldandım "Ayça ben kalkayım Berkay biraz huysuzlandı da" dedim. Ayça gülümseyip ayağa kalktı "o zaman numaranı ver bana görüşelim ara ara. Aslında birkaç gün sonra eşlerimizi de alıp görüşelim" dedi. Yutkunmakta zorlansam da yutkundum "olur olur" dedim ve uzattığı telefonu alıp numaramı yazdım. Apar topar kalkıp hızlıca kafeden biraz uzakta olan arabama doğru ilerledim. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Arabaya Berkay'ın pusetini dikkatle yerleştirdim ve hızlıca ön koltuğa geçip yavaş yavaş sokaktan çıktım. Ara sokaktan çıktığımda Tamer'i arayıp eve gelmesini istedim. Gözyaşlarım akmayı beklerken diiakli ve hızlı bir şekilde eve geldim. Tamer benden birkaç dakika önce gelmiş kapıda beni bekliyordu. Onu gördüğümde gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. Arabadan hızla çıkıp koşarak Tamer'e sarıldım. Tamer de bana sımsıkı sarılıp saçlarımı okşadı ve beni eve girdirip koltuğa oturttu. Elleri ile yüzümü avuçlarının arasına alıp "bak bekle güzelim Berkay'ı arabadan alıp geleceğim" dedi ve yanımdan hızlı adımlarla uzaklaştı. Berkay zaten uyuduğu için onu odasına götürüp hızla yanıma geri döndü. Bana sıkıca sarılıp "anlat ne oldu güzelim?" dedi. Hıçkırarak ağlamaya başladım "evlenmiş, karısı da hamile" dedim zar zor. Tamer kimden bahsettiğimi anlamıştı, saçıma bir öpücük kondurup "geçti güzelim artık eskide kaldı o. Biliyorum hala kalbinde kanayan bir yara ama geçecek zor olsa da geçip gidecek" dedi. Ağlayarak başımı sağa sola salladım "geçmiyor, tam iki buçuk sene oldu ama geçmiyor" dedim. Tamer çenemi tutup yüzüme baktı "kendi kendine eziyet ediyorsun Narin onu unutmamak için her şeyi yapıyorsun. Kimseyi sevmemek için, hayatına devam etmemek için elinden ne gelirse yapıyorsun. Bak o kendine yeni bir hayat kurdu ama sen hala acı çekiyorsun" dedi. Derin bir nefes aldım "yapamıyorum, sevemiyorum başkasını" dedim. Tamer kaşlarını çattı "sevmeyi denemiyorsun bile güzelim, senin için dünyayı yıkacağımı, seni deli gibi sevdiğimi görmezden geliyorsun" dedi. Zorla yutkundum "biliyorum ama yapamıyorum, sevemiyorum" dedim. Tamer gözlerimin içine baktı "sevmeyi dene" dedi. Acı dolu bir gülümseme ile ona baktım, Tamer dudaklarıma küçük bir buse bıraktı "biz artık bir aile olduk. İzin ver de gerçek bir aile olalım" dedi. Derin bir nefes aldım "deneyeceğim" dedim. Deneyecektim her şeye inat herkese inat mutlu olmayı deneyecektim. Tamer aşkla baktı gözlerime ve dudaklarıma eğildi, kurumuş dudakları ıslak dudaklarımla birleşti. Benim bedenimi değil ruhumu istiyordu, sevişmek için değil sevilmek için öpüyordu beni. Sanki bana olan aşkını kanıtlamak ister gibiydi, dudakları, dudaklarımdan ayrıldı ve boynuma indi. Gizli bir mabet yerindeymiş gibi derin derin çekti kokumu içine. Yıllardır beklediği  bu büyülü anı kapının gürültüyle çalınması bozdu, Tamer ayağa kalkıp gülümseyerek gitti kapıyı açmaya. Kapıyı çalan geçmişimin en acı tarafıydı....

SELİM

Bu yaşadığım hayat benim değildi ben sadece bir kuklaydım, babamın kuklası. Baba dediğim adam kimi sevsem hep elimden almıştı. Önce Melisa'yı gözlerimin önünde öldürtmüştü. İki sene akıl hastanesinde tedavi ettirmişti bir de. Daha sonra Narin girdi hayatıma onda yeniden hayat buldum, yeniden sevdim ama o da babamın yüzünden hayatımdan gitti. Aslında ellerimle çıkardım onu hayatımdan, yaşasın diye o da benim yüzümden ölmesin diye bana ihtiyacı  olduğu bir zamanda terk ettim onu. Peki ne mi oldu? Bir sırdı o artık, nerede kiminle bilmiyordum ta ki o güne kadar. Metin'in yani babamın bana uygun gördüğü eş adayının, kuzeninin bizi sırf sahibi güzel diye götürdüğü gece kulübüne götürdüğü geceye kadar. İlk gördüğümde anladım o Alev denen kadının Narin olduğunu, her ne kadar lens taksa da o güzel gözlerine bakışları, duruşu, konuşması aynıydı. İlk polislerin kolları arasında gördüm onu dönüp dönüp baktım ona. Karar vermiştim bir gün sonra gidip konuşacaktım onunla en azından beni affetmesini isteyecektim. Fakat aynı  gece sabaha karşı Metin'in evine gittiğimizde onun yatağından kalkıp geldiğinde kalbim atmayı bıraktı. Artık başka adamlar vardı hayatında, giderken ona yapmasını söylediğim gibi başka adamların altında yatmaya başlamıştı. Her ne kadar onu deli gibi sevsem de yapacak başka bir şeyim yoktu uzaktan ona bakmaktan başka. O gece yatmıştım ilk defa Ayça ile, Narin'den sonra kimse ile yatmamıştım ve onu başkasının yanında gördüğümde bu yemini bozmuştum, aklımca ondan intikam alıyordum. Halbuki asıl intikamı o almalıydı. O geceden sonra Metin'in hayatından da çıkıp gitti onu bir daha bulamadım yine ta ki az önce Ayça'nın söylediklerine kadar. Evlenmişti ve çocuğu vardı, Ayça heyecanla nasıl karşılaştıklarını anlatırken aklımda tek bir soru işareti vardı o çocuğun babası kimdi? Derin bir nefes alıp Ayça'ya baktım "kaç yaşında oğlu" dedim ilgisiz görünmeye çalışarak. Ayça birkaç saniye düşündü "iki buçuk sene önce falan evlenmiş, üç ay sonra da hamile kalmış işte sanırım bir buçuk yaşında falan" dedi. Kaşlarımı çattım, iki buçuk sene önce hayatında benden başka kimse yoktu eğer çocuk bir buçuk yaşında ise benim çocuğum olabilir miydi. Ayça yüzüme bakıp "birkaç gün sonra birlikte yemeğe çıkacağız zaten sorarız o zaman" dedi. Gergince çenemi kaşıyıp ayağa kalktım "benim bir işim var gelirim birkaç saate" dedim ve çıktım evden. Ayça kocasının isminin Tamer olduğunu söylemişti. Eğer o Tamer, Narin'in bir  ara şirketinde tanıştığı Tamer ise onları bulabilirdim. Salih'i arayıp Tamer'in adını ve soy adını söyledim ve adresini bulmasını istedim. Salih'in kısa sürede evinin adresini bulacağını bildiğim için önce o itin şirketine doğru sürdüm arabamı. 


Şirkete geldiğimde çıktığını söylediler, Salih'in attığı adrese gittim daha sonra ev sakin bir semtteydi. Kapının önüne arabamı park edip hızlıca kapıya doğru ilerledim. Kapıyı sertçe çaldım üç dört kez, saniyeler son çatık kaşlarıyla Tamer kapıyı açtı. Öfke ve şaşkınlıkla bana baktı "ne var lan" dedi ve kapıyı kapatıp beni geriye itti. Sinirle ona baktım "Narin nerede?" dediğimde Tamer sinirle "sanane lan benim karımdan" dedi. Ona karım demesi canımı yakarken sinirle bağırdım "o çocuk benden mi? Siz iki senedir oğlumu benden mi saklıyorsunuz?". Tamer alaycı bir gülümseme ile bana baktı "boş hayaller kurup mu geldin lan sen buraya? O çocuk benim çocuğum, sen Narin'i sana ihtiyacı olduğunda bırakıp gittin. Onun her kötü gününde ben vardım, senin yokluğunu benim koynumda avuttu tıpkı senin ona dediğin gibi. Sen demedin mi lan ona Tamer'in yatağına git diyen. Sen adam olup o kıza sahip çıkmadın ama ben onun  her an yanındaydım. Senin yokluğunu benimle doldurdu, senin dokunduğun beden artık benimdi. Ve bak seninle kurduğu aile hayatını benimle yaşıyor şimdi siktir git beni ve karımı rahatsız etme" dedi ve arkasını dönüp hızla eve gitti. Kapı sertçe kapanırken dizlerimin üzerine çöktüm, yine ve yine son umudum da elimden alınmıştı. Acıyla derin bir nefes alıp son kez evlerine baktım, Narin yukarıdaki pencereden bana bakıyordu, ona baktığımı fark ettiğinde öfke ile perdeyi kapattı. Babamın elimden aldığı şeyler yine yüzüme çarpılırken acıyla inledim, o bebek benim olabilirdi, tekrar bir şansımız olabilirdi. Tekrar ona dokunabilirdim, fakat artık çok geçti. Mutlu bir ailesi vardı artık bensiz çok mutluydu demek ki kolay adapte olmuştu bensizliğe. Yavaşça ayağa kalkıp arabama doğru ilerledim, sn kez ardıma baktım sessizce "hoşça kal sevgilim, beni affetmen dileği ile" dedim ve arabama bindim. Artık vaz geçecektim onu bu mutlu yuvasında bırakacak ve cehennemime geri dönecektim....



Fahişe ve Patronu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin