Bölüm-6

2.8K 158 3
                                    


Furkan'ın Ağzından:

Dün arabada kestirdikten sonra eve gelmiştik. Ve eski ben geri dönmüştü. Bu gece uyuyamamıştım.
Şu an kitap okuyordum. İçeriden az buçuk sesler geliyordu. Ah evet, bu gün Sarp'ın sınavı vardı. Tüm aile ona destek için oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Tüm aile.
İçime bir ürperme gelince kalkıp hırkamı giydim ve camı kapattım. Hemen yanına çömeldim. Migrenim şu aralar çok artmıştı. Bu hırkanın kokusu dışında hiçbir şey beni rahatlatamıyordu.
Tekrardan boş düşüncelere kapıldığımı fark ettiğim sırada kapı açıldı. Gelen kişiye baktığımda gerildim. Elvan hanım dönük gözlerle bakıyordu. Beni Sarp'ın yatıya kalan arkadaşı olarak anlatmışlardı. Bu tiyatroya sadık olacaktım. Ne kadar acı olsa bile.
" Furkan'cığım, hadi arkadaşının bu gün sınavı var. Sen de destek kahvaltımıza katıl, hadi."
Yüzüme sahte bir gülümseme koydum.
" Ah, ben ailecek vakit getirmek istersiniz sanmıştım. Ama katılmaktan şeref duyarım."
Yavaşça ayağa kalktım ve Elvan hanımla mutfağa doğru yöneldim. Boyu benden bir az kısaydı, saçlarımız aynıydı.
İçeri girdiğimizde gözler korku ile bize baktı. Elvan hanım sakince ve farkında olmadan konuştu.
" Sarp'ım, neden arkadaşını yemeğe çağırmadın!"
"Ah... Üzgünüm anne... Telaşlıydım da!"
Elvan Hanım başını salladı ve yemek yenmeye başladı. Gözlerin hepsi Elvan hanımdaydı. Elvan hanımsa arada dalıp duruyordu ve sanki bir şeyin kokusuyla bulmak ister gibi havayı koklayıp duruyordu.
" Arif şu çırak geldi mi eczaneye?"
Diye sordu Orhan. Konuyu masada bilmeyen tek ben varmış gibiydim. Sarp bıkkınca nefes verdi.
"Abi ya! Ne gerek var! Beni sınava bırakır çıkışta da alırsınız. Tüm gün orada beni mi bekleyeceksiniz cidden!"
Kayra Sarp'ın saçlarını karıştırdı ve ona sarılıp kendine çekti.
" Sus be ergen, hepimiz orada olacağız!"
Sarp öfleyerek onun kucağından kaçtı. Tabağı ile yanımdaki boş yere geçti. Kayra buna bozulmuş gibiydi.
Tabağıma tane poğaça konduğunda kimin koyduğuna baktım. Elvan hanımdı...
" Furkan'cığım kahvaltıda bir şey yemeden olmaz! Şimdi ye onları, daha Sarp'ın okulunda nöbet tutacaksınız."
Boğazıma taş oturmuş gibiydim. Bunu derken ki Elvan Hanım'ın bakışları... Sevecen ve anaçtı.
Hayır Furkan... O seni tanımıyor. Sen onun oğlunun arkadaşısın... Hem neden bunu düşündün ki boş yere, zaten sen burada geçisin... Sen ölüsün...
" Anne Furkan bizle gelmiyor, o okuluna gidecek."
Dedi Sarp gülümseyerek. Daha bir iki gün önce heyecandan titreyen çocuk şu an rahatlıkta zirveydi.
"Ah! Öyle mi. Kaçıncı sınıfınsın Furkan?"
"Lise sonum."
"Hmmm... Sizin de sınavlar yakın ha?"
" Evet."
Yemeğin geri kalanı sessiz geçti. Sarp'ın yanına gitmeyen ben ve Elvan hanım varız. Elvan hanımın doktor randevusu varmış. Beni de okula çağırmışlardı. Okulun son iki haftası tam katılım istemiyormuş. Etkinlikler filan olacakmış okulda. Zaten Sarp yanına gelmemi istememişti. Birinin onun başını beklemesini sevmiyordu. Anlayışla karşıladım.
Gürkan bey beni okula bırakmak için ısrar etmişlerdi. Kabul etmiştim. Okulu tarif etmiştim Okulun önüne vardığımızda Sarp'a sarıldım.
" Çalıştığını alacaksın merak etme Sarp. Hadi sana başarılar."
O da bana sıkıca sarıldı ve arabadan indim. Kayra'nın bana bakan öldürücü bakışlarını görebiliyordum. Nezaketen hepsine görüşürüz dedim ve okula girdim.

Orta düzey bir Anadolu lisesiydi benim okulum. Aslında fen liselerine de girebilirdim ama ben seçmiştim burayı... Ona yakın olmak için....
Okul daha yeni yeni açılıyordu. Genelde oturduğum banka yerleştim. Kulağıma kulaklığımı taktım ve rastgele birşeyler açtım.
Okul yavaş yavaş doluyordu. Bunların çoğu zaten alt sınıflardı. 12 lerden gelen ben dışında neredeyse kimse olmayacaktı kesin.
Ağır adımlarla kalktım ve sınıfıma gittim. Bir iki öğrenci vardı. Onlara bakmadan duvar kenarı arkaya oturdum.
Masaya kafamı dayadım ve uyku pozisyonu aldım. Uyuyacağımdan değildi. Laf olsun diyeydi.
"Pat-Pat!"
Masama hafif vurulması ile sesin sahibine baktım. Sapsarı uzun dalgalı saçlı yeşil gözlü bir kızdı.
"Ah! Uyudun sandım!"
"Uyuyanı uyandırır mısınız sizin orada?"
Hafifçe kıkırdadı.
" Ah, hayır hayır. Dikkat istedim!"
Geri başımı koydum.
Bu sefer kafama hafifçe vurdu.
" Hey! Kaldır başını! Maviyi görmek istiyorum!"
Ona cevap veremedim. Birkaç dakika tepemdeydi.
" ugh, this must be a joke. look at me damn black head!
(Ugh, bu bir şaka olmalı, bana baksana be kahrolası kara kafa!) "
Sinirli olduğunu belli eden sesler çıkardı. Sonra da yavaşça yanımdan ayrıldı.
Başıma biraz masaj yaptım. Ağrıyordu yine. Çantamdaki suyu kafama diktim. Hocanın içeri girmesi ile dikkatimi hocaya verdim.

• FURKAN • Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin