Furkan'ın Ağzından:
" Kayra abi! Zamanı geldiğinde anlatır!"
"Sen sus bücür."
Hepsi bana bakıyordu. Sarp ne kadar abisine kızsa bile onun da gözlerinde merak vardı.
"Sabaha kadar seni bekleyemeyiz. Eğer anlatmayacaksan karşılığında sana yapacağım 'aşırı içilebilir' karışımı içeceksin. Seçim senin?"
Yutkundum. Orhan abi onun kafasına vurdu ve kulağına bir şeyler fısıldadı.
Anlatmalı mıydım..?hem... Neden hepsini anlatmamı istedi.... Yoksa bir şey mi biliyor hakkımda...
"Abi boşver, Neyse başka oyun oynayalım."
Dedi Sarp elini elimin üstüne atarak. Arif ve Talha da istemeye istemeye onu onayladı.
" Anlatacağım..."
Dememle bana baktılar. Talha kolunu omzuma attı.
"Zorunda değilsin Furkan -"
"Hayatım boyunca epey bir yetiştirme yurdu değiştirdim. İlk yurdum Artvin'deydi."
Dedim ve suyumdan yudum. Hepsi kurulmuş beni dinliyordu.
" Oradan altı yaşından ayrılmışım. Daha doğrusu bina yandığı için ayrılmışım oradan. Sonra beni Konya'da bir aile yanına aldı. Buraya geldim. Birkaç ay onlarla kaldım. Sonra devlet beni aldı-"
"Devlet sebepsiz yere seni alamaz. Neden seni aldılar?"
Diye sordu Arif abi. Boğazımı temizledim. Başımın ağrısı yavaşça artıyordu.
" Boşverin-"
"Anlatmak zorundasın."
Dedi Kayra. Gıcıklık yapmaya çalışıyordu.
"... Çünkü ailenin kimliği sahte çıkmıştı. Adam ve eşi uyuşturucu satıcısıydı ve çocuk kaçırıp dilendiriyorlardı. Beni de bu amaçla kullanmaya çalışmışlardı. Beni hırpaladılar ve sokakta dilendirdiler. Bunu fark eden devlet görevlileri beni oradan aldı."
Talha'nın gerildiğini hissediyordum. Aslında hepsi gerilmişti. Sarp bana sıkıca sarıldı.
"... Şerefsizler..."
Diye mırıldandı Orhan.
"Sen kullandın mı..? uyuşturucuyu?"
"Denediler ama bağımlılığa gitmeden engellendi. Çok önce yaşandığı için şu an kullanmak gibi bir isteğim yok."
Başlarını sinirle salladılar. Devam ettim.
"Sonra buradaki Bulut yetiştirme yurduna getirildim... Çukurdan çıkıp çamura düşmek gibiydi... Orada ahlâk ve eğitim adı altında işgence ediyorlardı. Sınavlarda 90 üstü almazsan yemek yoktu. Yaramazlık yaparsan ceza odasına kitlenirdin. Görevini yapmazsan dayak vardı. Ahlaksızlık dedikleri şeyleri yaparsan... tüm cezaları uygularlardı. Beş sene sonra tüm yurt görevlileri yakalandı. Yurt yıkıldı ve çorak arazi olarak kaldı. Biz çocukları gruplar halinde başka yurtlara aktardılar. "
"Yeter sus!"
Diye bağırdı Kayra. Sinirle ayağa fırladı. Arif de sinirli olmasına rağmen onu sakinleştirmeye çalıştı.
" Sen merak ettin Kayra."
Dedim. Dinlemek onlara ağır gelmişti. Yaşamak nasıl bir histi anlayamazlardı...
"Abi bu gün gittiğimiz boş arazi... Orası mıydı?"
Başımı yavaşça salladım.
"Yaşamak acı vericiydi. Ama oradan ayrılınca daha da güçlenmiştim. Yaşıtlarımdan daha başarılıydım."
"Migreninin bu olaylarla bir alakası var mı?"
Diye sordu Batın.
" Daha önce de vardı ama olaylar sonucu arttığı doğru."
Suyumdan bir yudum aldım.
Orhan abi kalktı ve bana sarıldı. Anlık şaşkınlıkla donakalmıştım. Ardından Arif, Batın, Sarp ve Talha da sarılmıştı. Kayra ise odadan koşarak ayrılmıştı. Gözünden akan damlaları görmüştüm.
Orhan abi alnımı öptü.
"Benim güçlü kardeşim...Mezarında ağlayacağımıza keşke seni daha çok arasaydık..."
"Sorun değil abi.-"
Aniden hepsi geri çekildi. Orhan kas katı kesilmişti.
"Abi mi..."
O anda kafama dank etti. Ona dışımdan abi demiştim...Onu kabul etmiştim...Birkaç gün önce evde s**tirip gitmek isteyen ben..
Şu an onları kabulleniyordum.
"Saygı niyetiyle abi dedim-"
Bana tekrardan sıkıca sarıldı.
" Hangi sebepten dersen de... Abi de yeter..."
Dedi. Titriyordum. Ağlamak istiyorum.
"Lan ilk bana abi diyecekti!"
Dedi sinirle Talha. Sarp güldü.
"İlk beni kabul etti. Bana kardeşim dedi bildiğin!"
Ayağa fırladım. Basım feci derecede ağrıyordu.
"B-ben odama gidiyorum... Başka bir zaman yaparız yatıyı..."
Dedim ve onlar tepki bile veremeden odadan çıktım. Odama geldim.
Hayır... Bu odanın benim olduğunu da kabullenmiştim... Hızla içeri girdim. Bavulumdan hırkamı ve bezi aldım. Yatağa attım kendimi. Hırkaya boğdum kafamı. Geçecekti...O pozisyonda kaç saat kaldım bilmiyorum. Evde sesler kesilmişti. Uyumuşlardı büyük ihtimal. Kapım yavaşça tıklanana kadar öyle sanıyordum.
"Girme...ya da gir...ev sizin oda sizin..."
Kapı biraz duraksamadan sonra açıldı. Bakmadım bile. Kapıyı geri kapattı. Yatağın üstüne bir şey atıldı. Fermuar sesi duyunca bavulum olduğunu anladım. Hızla giren kişinin elini yakaladım. Karşımda Kayra'yı görmeyi beklemiyordum.
"Ne yaptığını sanıyorsun."
Elini kurtardı ve bavulumdan bir t-shirt çıkardı.
"Ne yapıyorsun dedim."
Sinirle öfledi.
"Eşyalarını yerleştirmene yardımcı oluyorum. Bavulunda eskiyecekler yoksa."
Dedi ve kıyafetlerimi dolaba asmaya başladı. Onu durdurmaya çalıştım. Başımı elleri arasına aldı ve gözyaşlarımı sildi.
" Bak bunu bir daha benden duymazsınız... Ben...özür dilerim...Annemi düşünmekten seni aslında ne kadar özlediğimi unuttum...Bize iyi geldiğini anlayabiliyorum... Şimdi eşyalarını yerleştireceğiz...Çünkü senden çok ayrı kaldık... Burada iki ay kalacaksan bile burayı ev olarak benimse... Bizi ailen olarak benimse..."
Derince nefes aldım. Ona sarıldım.
"Ben çok dağınığımdır abi. Burası benim odam olacaksa kıyafetler asla dolapta durmaz."
Ona da abim demiştim...Bunun Etkisinden kurtulunca genişçe gülümsedi. Bana sıkıca sarıldı.
Tüm eşyalarımı yerleştirmiştik. Odama.
"Hadi iyi geceler velet."
Dedi Kayra odamdan çıkarken.
"İyi geceler abi."Kayra'nın ağzından:
Onu küçük düşürmek amacıyla sormuştum o soruyu... Sormasaydım daha rahat olurdum belki... Ben de zamanında muzdariptim. Uyuşturucudan... Sinir hastalığımın asıl sebebi buydu...ama ona sarılınca... tüm sinirim uçup gitmişti...
Ama ne yapacağımı bilmiyorum...onun hakkında öğrendiklerim beni rahatsız ediyordu. İrem'e güvenmek istemiyordum. Buse'ye de. Onda bu anlattığı hikayeden daha beteri vardı... Ben buna ılımlı yaklaşmıştım... Ama abimlerden emin değildim...Bana anlatılanlar gerçek ise bunu onun ağzından duymalarını isterdim... Çünkü İrem başkalarının da bildiğini söylemişti...Bunları o başkalarından duyarlarsa hiç iyi şeyler olmayacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• FURKAN •
ChickLitFurkan yalnızdı bunca yıl boyunca. Okul çıkışında anne baba diye haykırırdı arkadaşları. Anne ve babaları onlara sarılırdı. Evlerine giderlerdi. Sonra yurt görevlisi gelirdi ve onun gibi olan arkadaşlarını toplardı. Onlar da evlerine giderlerdi: Er...