Ehvenişer: kötülerin arasında en iyisi.İpek...
Yemeğe günler kalmıştı, herkes gerginlik içindeydi.
Önemini anlamak için yaşamam gerekecekti.
Bir şekilde uyum sağlamaya çalışıyordum, belirli şekillerde tabaklar getiriyor götürüyordum, "bu olmaz, çok sade."
Bir tane daha, "bu da olmaz, gerekli mesajı iletemeyiz."
Bir tane daha..."işte bu." Kayra geriye doğru bir adım atıp masaya baktı.
Mutfağın karşısındaki masa biraz daha büyütülmüş, üzerine beyaz bir örtü serilmişti.
Kırmızı kadehler konulmuş, beyaz şaraplar doldurulmuştu.
Fulya çiçeklerinin işlendiği tabaklar ve yanlarında da onlarla aynı desende peçeteler vardı.
Akay, yavaş adımlarla masa başındaki bir servisin peçetesindeki iki yere yanık bıraktı.
Elini peçeteden çektikten sonra kaşları çatık masaya bakmaya devam etti.
Herkes sessizdi, benim bilmediğim bir şey daha vardı.
Gözleri bana döndü, "bugün kim ne derse desin cevap vermeyeceksin, senin yerine biz konuşuruz. Senin üstünden oynayacak. Ayrıca daha Romit Takımı'nın olanlardan haberi yok, nasıl bir tepki vereceklerini kestiremiyoruz."
Herkes odasına çekilirken bende Miya, Esen ve ben Miya'nın odasına geçtik.
Miya'nın odası benimkine göre çok daha büyüktü, birkaç teknolojik alet ve bitkilerle kaplıydı duvarları.
Aslına hepsinin düzeni aynı sayılırdı, solda yatak sağda çalışma masası ve cam.
Yatağının yanındaki dolabını açtı ve içinden birkaç gri elbise çıkartıp yatağa fırlattı.
"Seni biraz güzelleştirmemiz gerek."
Biraz alınmıştım ama bozuntuya vermedim.
Aynaya baktığımda üzerimde dizimin biraz üstünde biten, gri, üst kısmımı tamamen saran, alta doğru ise hafifçe kabaran bir tülü vardı. Göğüs dekoltesi ise açık sayılmasa da belirgindi.
Saçlarımı hafif dağınık bir topuz yaptı. Biraz da makyaj yaptığında ilk defa kendimi makyajlı gördüğüm için garipsemiştim.
Miya da beyaz, diz altında biten salaş, üst kısmı dantelli bir elbise giydi.
Esen mavi gözlerini daha da açığa çıkaran dumanlı, siyah bir makaj yapmıştı, giydiği siyah,kalın askılı, kalp yaka elbise ise onun için yapılmış gibiydi.
Belki de onun için yapılmıştı.
Aşağı indiğinde herkes hazırdı.
Kayra, hafif uzun olan saçlarını her zamanki gibi arkaya doğru taramış fakat bu sefer daha da özen göstermişti.
Lacivert kumaş pantolonu ve beyaz gömleğiyle jilet gibiydi.
Meriç ise beyaz gömleği ve krem rengi takım elbisesiyle oldukça yakışıklıydı.
Hepsi beyaz koltuklarda oturmuş kendi aralarında konuşuyorlardı.
Akay odasından çıktığında siyah takım elbisesini düzeltiyordu. İçindeki siyah gömleği ceketi ve pantolonun rengi birebir aynıydı.
Siyahlar içinde muhteşemdi.
Aslında, o hep muhteşemdi, yani görünüş olarak.
Saçları gördüğümden beri ilk defa düzenliydi. Mükemmel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEİS
FantasyHâlâ rüyada olduğumu düşünüyorum" dedim kendi kendime fakat Miya duymuştu. Elini koluma koydu ve "O zaman rüyana devam etmelisin." dedi. Sanırım en doğrusu buydu, rüyama devam etmek. Farkında olmadığı fakat sihirli bir güce sahip olan İpek, hiç bek...