Eccedentesiast: acısını gülümsemesinin ardına saklayan kişi.
Akay...
Kitabın durduğu masanın etrafına dizilmiş dakikalardır ilk sayfadan anlam çıkarmaya çalışıyorduk. Daha iyi anlamak için sesli okudum.
"Bak kendine, gör gerçeği
Farkına var her şeyin
Aslında ne kadar da eski"Meriç kafasını masaya vurarak, "biraz daha kafa yorarsam tersiyerlere dönüşeceğim." Dedi.
Kayra arkasına yaslandı. "Bilgin birazdan burada olur."
İpek'e baktım. Gözlerini şömineye kitlemişti..
İkinci seslenişimde gözleri bana döndü. "İyi misin?" Sorumu bir anlık düşündü gibi oldu. "Evet."
"Bugün Kayra ile biraz dışarı çıkın, sana iyi gelir."
Kayra bana kötü kötü baksa da görmezlikten geldim. Yalnız olmayı severdi.
Bilgin geldiğine dair haber verdiğinde kapıyı açtım.
Boş sandalye olmayınca hepimiz beyaz koltuklara geçtik.
"Kitaptaki gizemler sandığımızdan da zor olacak. Elli senedir bu işi yapıyorum ve her sene aynı şeyi diyorum."
Gözlüklerini düzeltti, "bu sene her seneden daha da zor."
Kitap her savaş sonrası kendini yenileyip farklı şekillerde şifreleri veriyordu.
İşimiz çok zordu.
İpek...
Şaka mı bu?
Abimin en sevdiği öğretmen Fortis Takımı'nın Bilgini miydi yani?
Neredeyse her gün gördüğüm ikinci insan. Şimdi şuradan annem çıkıp gelse şaşırmam.
Uzun bir süre ilk sayfanın gizemini çözmek için ortaya fikirler atıldı.
Bir süre sonra sesleri çok uzaktan gelmeye başladı. Başımı koluma yaslayıp biraz kestirdim.
Biri kolumu dürttü. "İpek, kalk hadi." Gözlerimi açtım. Akay bana doğru eğilmiş, gözlerini düşünürken yaptığı gibi kısmıştı.
"Burada uyuma, boynun ağrır. Odamda biraz uzan. İstersen Kayra ile de dışarı çıkabilirsin."
"Uyumadım ki ben." Uykuluyken aklıma ilk geleni söylerdim.
Meriç güldü, "akşam yemeğinden sana da ayırdık. Aslında uykunu bölmek istemiyorduk,"
Akay'a baktı ve abartı el hareketleriyle konuşmaya devam etti. "Ama nedense bu aralar insanları çok düşünen Akay'ım seni daha rahat uyu diye uyandırdı."
Akay, Meriç'e baktı. Bakması yetti, Meriç ellerini havaya kaldırıp topuğunun üstünde döndü ve bulaşıkları yıkamaya devam etti.
Kayra odasından birkaç kalem ve kağıt ile indi.
"Geliyor musun?" Gelmemi istemediği her halinden belliydi fakat biraz açık havaya ihtiyacım vardı.
Kafamı salladım, yüzümü yıkadım ve üstüme bir ceket aldım.
On dakikadır yürüyorduk ve ikimizin de ağzını bıçak açmıyordu. Sonunda dayanamadım. "Çizim mi yapıyorsun?"
Bana baktı, "sence?" Başımı yere eğdim, "Sadece sohbet etmeye çalışıyorum."
Ağacın altını işaret etti, oturduğumuzda işaret parmağını dudağına götürüp sessiz olmamı söyledi.
Uzun bir süre öylece kaldık, Kayra rüzgarın yönünü değiştiriyor, böylece kuşların gelmesini sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEİS
FantasyHâlâ rüyada olduğumu düşünüyorum" dedim kendi kendime fakat Miya duymuştu. Elini koluma koydu ve "O zaman rüyana devam etmelisin." dedi. Sanırım en doğrusu buydu, rüyama devam etmek. Farkında olmadığı fakat sihirli bir güce sahip olan İpek, hiç bek...