Mahi: mahveden, yakıp yıkan, yok edici.
İpek...
Sağ omzumda yarattığım derin tırnak izleri çoktan kanamaya başlamıştı. Arkamı döndüm, biri hariç tüm yansımalar gitti.
Kendime baktım; sanki bana düşman gibiydi, gözleri öyle bir nefretle parlıyordu ki karşımdaki İpek'in neler yaşadığını merak ettim. Sonra da korktum, ya yaşadıkları benimkiyle aynıysa?
Saldırıları hızlandı, karşılık vermeye çalıştım ama vücudum acımayacak kadar uyuşmuştu ve bu, hareket etmemi de zorlaştırıyordu. Benim bana saldırmam ne kadar garipti... hızlı bir tokat yedim.
Karşımdaki İpek yavaş yavaş silinmeye, onun yerini beyaz maskeli, siyah giyinmiş bir adam almaya başlayınca geriye doğru çekilmeye çalıştım.
Karşısında ezildim, küçücük kalana kadar ezildim ve gözlerim karardı.
Uyandığımda sırtüstü yerde yatıyordum. Tek gördüğüm gri gökyüzüydü. Yavaşça kalktım, elim boynuma gitti, sola doğru başımı çevirdim ve bir adamın hurdacıdan çıktığını gördüm. Bu o, maskeli adam.
Hızlıca ayağa kalkıp yakalamak için koştum, yaklaşmaya başladığımda beni fark etti ve o da koşmaya başladı.
Ara sokaklarda koşturmaya başladık, sarı, kısa saçları rüzgarda salınıyordu, arkasına her baktığında daha da hızlanıyordu. Nefes nefese kalınca adımlarım istem dışı yavaşladı, karanlık sokaklara girmeye başlamamız da buna sebep olmuş olabilirdi.
Sağa döndüğünde çıkmaz sokağa girmişti. İşte, artık tuzağa düştün. Ben de sağa saptığımda genç bir çocuğun sigara yakmaya çalıştığını gördüm.
Beni gördüğünde sigarasını arkasına sakladı. Saçlarına baktım, siyahtı. Zaten giydikleri de farklı renkti. Bir kaç saniyede değiştiremezdi ya.
"Buraya gelen sarı saçlı birini gördün mü?" Bana şaşkınlıkla baktı. Aslında haklıydı da, çünkü burası küçük bir duvar arasıydı.
Cevap vermeyince kafamı salladım ve elimi duvarda gezdirmeye başladım, belki de bir geçit vardı burada. Ben geçidi ararken genç çocuk korkarak konuşmaya başladı, "şey, acaba sigara içtiğimi kimseye söylemeseniz. Ben de delirdiginizi söylemem."
Kaşlarımı çatarak ona baktım, "delirmek mi, asıl sen delirmişsin. Bu yaşta sigara? Ciğerinden vazgeçmeye bu kadar istekli misin?" Sinirle nefesimi verdim ve oradan çıktım.
Yanlış mı görmüştüm yoksa beni yanıltmış mıydı bilmiyorum ama tek bildiğim, onu bulmam gerektiğiydi.
Ve bir sigaraya ihtiyaç duyduğum.
**
Mahalle bakkalından sigara alıp içerken Akay'dan mesaj geldi, nerede olduğumu soruyordu.
Bildiği bir sokağa çıkıp gelmesini bekledim. Arabası kaldırıma yanaştı, kapıyı açmak için elimi uzattığımda çıktığını gördüm.
Omuzlarımdan tutup yüzü benimle karşı karşıya olacak şekilde eğildi, "çok güzelsin." Söylediği şeyle dudağımın yana kıvrılmasını engelleyemedim. Hemen ciddileşip omuz silktim, elini çekince arabanın kapısını açtım.
Eve gidene kadar tek kelime etmedik, içimdeki anlam veremediğim heyecanı bastırmaya çalıştıkça o anı tekrar hatırlayıp daha çok heyecanlanıyordum.
Eve vardığımızda herkes beyaz koltuklardaydı, hiçbirinin ağzını bıçak açmıyordu.
Biz de yanlarına oturduğumuzda sessizliği bozan Akay oldu, "bence gördüğümüz şeyler bize özeldi, anlatılmaması gereken şeyler, ilk sayfayı çözdüğümüze göre okuyabiliriz sonra da ikinci sayfaya bakarız ama bugün hepimiz için yorucu bir gündü bu yüzden birkaç günlük dinlenme hepimize iyi gelecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEİS
FantasyHâlâ rüyada olduğumu düşünüyorum" dedim kendi kendime fakat Miya duymuştu. Elini koluma koydu ve "O zaman rüyana devam etmelisin." dedi. Sanırım en doğrusu buydu, rüyama devam etmek. Farkında olmadığı fakat sihirli bir güce sahip olan İpek, hiç bek...