SUSURRUS

18 2 4
                                    

Susurrus: hafif hafif esen, tenimize dokunup huzur veren rüzgarın sesi.
İpek...

"Belki de buraya girmemeliyiz." Diğerlerine baktım ama aynı fikirde değillerdi. "Peki." Dedim ve arkalarından temkinlice ilerledim.

İçerisi renkli ışıklarla, dans eden insanlarla ve kalp ritmini hissettirecek kadar sesli bir müzikle doluydu.

Diğerlerini kaybetmemek için hızlıca aralarına karıştım. Sağıma döndüğümde sahnede dans edenleri gördüm. Uzun süre bakınca Akay kulağıma doğru eğildi, "hoşuna mı gitti?" Güldüm. "Sadece anılarım depreşti,"

Bu söylediğime anlam veremediği belliydi, bir cevap bekler gibi yüzüme bakınca devam ettim, "bir zamanlar çalışmıştım. İyi de para vardı fakat yaşımın küçük olduğu ortaya çıktı, annemin kimliği olduğu da."

Şaşkınlıkla gözleri büyüdü, sahneye baktı. Sanki kafasında bir şeyleri canlandırıyor gibiydi.Parmak ucumda kalkıp kulağına eğildim.

"Orada neler yapacağımı bilemezsin." Gözleri sahneden bana döndü, bir şey söylemesine fırsat kalmadan Meriç kollarını boynumuza dolayarak ilerletti.

Barmenin yanına vardık, Kayra barmene doğru eğilip bir şeyler söyledi. Altı tane aynı içecek hemen hazırdı. Kayra bağırarak, "tek yudumda. Ve gözlerini kapamayı unutma." Dedi.

Gözlerimi kapatıp tek yudumda içtim. İçtiğim an dünya hafiflemiş gibiydi. Sanki etraftaki bütün ağırlık etkisini yitirmişti.

Gözlerimi açtım. Boşluktaydım. Etrafıma baktım. Sadece siyah ve nereden geldiği belli olmayan bir ışık vardı. Nihayet diğerleri de gözüktü.

"Daha sayacaktım, hemen içtin."

Kayra buraya alışıkmış gibi yanıma geldi. Daha doğrusu süzüldü. "Burası da benim gibilerin dünyası. Biliyorum, Miya'nın dünyası kadar büyüleyici değil ama bazı şeyler görünüş değildir ya, his de önemlidir sonuçta. Onu onayladım. Gerçekten, buranın hissi muazzamdı.

"Peki, buradaki yansıma nerede?"

Esen, ellerini birbirine sürüp muzipçe Kayra'ya baktı.

Kayra da güldü. Burada olmaktan mutlu olduğu belliydi, onu gülerken görmek nadirdi sonuçta.

Ellerini yukarıya kaldırıp büyük bir rüzgar oluşturdu. Beni devirmesi gerekirken boşlukta çivi gibi duruyordum.

Esen, havaya kaldırdığı elleriyle küçük damlacıklar çıkardı. Yavaş yavaş bulutlar oluşurken bulut da Esen'in damlalarına eşlik etti. Böylece şelale misali, su aşağıya doğru aktı. Kayra,oraya yaklaşıp yansımaya baktı,"kendimden başka bir şey göremiyorum."

Herkes sıkıntıyla nefes verdi. Bir şeyleri kaçırıyorduk.

"Kaçırdığımız bir şey var." Bu çocuk gerçekten zihin okuyordu. Elini saçlarından çekti.

"Kendimize bakmak, gerçeği görmek. Bizim gerçeğimiz, gücümüz." Stresli olduğu sesinden ve belliydi.

Meriç hemen sakinleştirmek için araya girdi, "umudunu hemen kaybediyorsun, daha gideceğimiz yerler var."

Akay sitemle "benim hiçbir zaman, hiçbir şeyden umudum olmadı ki." Dedi.

Dediğini idrak ettiğinde dudaklarını birbirine bastırdı, "gidelim şu boşluktan." Derken hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Kayra arkasından koştu, "ayıp oluyor ama boşluk falan."

Miya ve Esen de onları takip ederken, yine, arkalarından yürüdüm.

BEİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin