Selam bebeklerim. Umarım sizler için keyifli bir bölüm olur. Oy ve yorum atmayı unutmayın.Muahh <3
...
HOPE LARSEN,
Güç her şey demekti. Sadece iyilik değil, aynı zamanda kötülük isterdi. Çünkü bazen yönetmek için acımasız olman gerekirdi. Güçlü olan olmak istiyorsan yaşatmak için öldürmen gerekirdi. Öldürmen gereken kişinin kim olduğu değil; yaşatman gereken kişilerin önemi vardı güç yarışında.
Benden de güçlü olmamı istediler. Doğurduğum, büyüttüğüm ve hatta bütün sevgimi armağan ettiğim kızımı, bu evren adına mezara sokmamı istediler.
Ve ben onları dinleyecektim.
Bu muydu annelik?
Hiç sanmıyorum.
Aklımdan bu düşünceleri atarak karşımda, elinde ki taç ile bana bakan adamın gözlerine baktım. İşte güç birazdan benim ellerime geçecekti. Güç sorumluluk demekti. Hayatın getirdiği en büyük sorumluluk için adım adım yaklaştım o adama. Belki de sonumu getirecek kişiydi kendisi.
Benim veya kızımızın.
"Ben Setlans halkının kralı Adish Parker," dedi tam karşısında durduğum da. "Sen, değerli eşim Hope Parker'ı Setlans halkına yeni kraliçe olarak armağan ediyorum. Sen benim ve gücün varisisin. Bu krallık benden sonra senin hükmün altındadır." Bakışları arka tarafta duran halka kaydı. "Bu herkes tarafından böyle bilinsin." Ardından tekrar bana döndü ve gülümsedi. Önünde hafifçe eğildim ve ardından başıma taktığı taç ile tekrar ayaklandım. Tam karşısında durduğum da önce dudaklarıma, ardından alnıma öpücük bıraktı.
"Kralım." Diyerek gülümsediğim anda gözlerinden bir ışıltı geçti.
"Kraliçem." Diye fısıldadı. Biz birbirine aşık olmayan iki kişi. Setlans halkının kralı ve kraliçesi. Bugün birbirimize ettiğimiz yeminleri uzun süre unutmayacak, bizden bekleneni yapacaktık.
Belki de iki dost olarak.
Onun yanına geçerek bizi alkışlayan halka gülümsedim. Tam o anda o gözlerle karşılaştım. Yara içinde ki yüzünde acıyı ilk defa böylesine görüyordum. Neden bilmiyorum ama o an boğazım çok feci bir şekilde düğümlendi.
"Kelt..." Diye fısıldadım şaşkınca. Beni duydu. Belki de sadece hafif kıpırdayan dudaklarımı okudu. Gözlerimin içine öyle bir baktı ki, yakıcı ateş her yanımı sarmış gibi hissettim. Buradaydı.
"Tanışıyor musunuz?" Adish'in sesi ile ona döndüm. O ise doğrudan gözlerini Kelt'e dikiyordu ve kaşları çatıktı.
"Benimle Berzahta yolculuk yaptı, bana yardımcı oldu. Beni bu boyuta getirende oydu." Diyerek açıklama yaptığım da gülerek başını iki yanına salladı.
"Yani şuan yaşadığın ve ileride yaşayacağın her şeyden o sorumlu?" Sorusu kaşlarımı çatarak ona bakmama sebep oldu. Elimi tuttu ve arkada çalan şarkı eşliğinde benimle dans etmeye başladı. Derdi neydi şimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİZA VÂRİSİ
FantasyBirbirine düşman iki boyut. Kaybolan çocuk. Bilinmeyen vâris. Ve araf... Ruhların verdiği büyük bir savaşta, iyilerin ama en çokta insanların kazandığı bir dünya. Yıllardır süren düşmanlık, karmaşa, lanetler ve sonuçlar. Kartlar yeniden dağıtılıyor...