sekiz

21.3K 823 34
                                    

(düzenlendi)

Kars kapının önündeydi, onun yanına ilerlerken vücudunu süzdün geniş kahve bir pantolon ve siyah bir tişört üzerindede bir ceket vardı." sen mi geliceksin. " Diye sordum; ayakkabılarımı  çıkarırken, başını salladı. Ayakkabılarımı giydim bir şey demeden ilerledim, Kars önceden giydiği için kapıyı açıp ilerledi bende açık kapıyı örtüp arkasından yürüdüm.

arkasını dönüp bana baktı. " Nereye gitmek istiyorsun ilerdeki kırtasiyede güzel şeyler var " dedi. Bende " farketmez" deyip yanından ilerlerken yeşil gözlerinin güzelliği büyülemişti beni. Yanlış anlamasın diye yüzümü hemen ondan çektim.

Hafif bir sırıtıştan sonra bana baktı " işte" dedi ve eliyle işaret etti " bu sokaktan dönünce karşımıza çıkıcak ." Dedi sağ tarafındaki sokağı göstererek. " Canın istediği zaman gidebilirsin yolu bilirsen" dedi bende kafamı salladım.

Ona hiç bakmamıştım, çekiniyordum.bana seslendi naif bir sesle " Dalya? " Dedi sesi çok güzeldi hiç korkmamıştım içerdeki sert sesine nazaran sakindi. Durdum ama ona dönmedim. " Dalya," ikinci seslenişinde ona dönmüştüm sesi daha sertti. Ona bakmadığım için mi? Erkeklerle iyi anlaşmazdım. Babam bana herzaman ne kadar iğrec olduklarını anlatıp uygulamalı yaşattığı için.

Gülümsedi bana ve devam etti" bizim aileye alışabildinmi? "Konuşurken sesi beni incitmek istemez bir hale bürünmüştü yine. " Evet, sanırım alıştım gibi, biraz" dedim kararsızca, ben kendi cümlemden anlamasam da o anlamış gibiydi. " Annem ve babam seni çok seviyor, biliyorsun değilmi. " Dedi biliyordum, bana bakışlarından belliydi ama güvenemiyordum işte bilmiyorum olmuyordu, üzüyordu beni bu düşüncem.

Ona döndüm ve konuştum" onların beni sevdiğinin farkındayım, peki ya siz, siz beni sevip kardeşiniz olarak görüyormusunuz?" Dedim.

Sustu cevap veremedi bende sağa dönerek " beni sevmek zorunda değilsiniz zaten, davranışlarınız bile beni istemediğinizi ortaya koyuyor. " Dedim ve hızla ilerlemeye başladım karşımda duran kırtasiye." Hayır dalya biz..." lafını bitirmeden kırtasiyeye girdim ve hızla rafları gezdim arka taraftaki büyük kartonların yanına küçükten büyüğe doğru dizilmiş tuvalleri görünce yanlarına gittim. Beş tane almaya karar verdim. İki küçük, iki orta, bir tane de büyük boy olucak şekilde.

Dört de fırça aldım. Fırçalar çok güzel görünüyordu ince telli oldukları için hemen almıştım.kasaya ilerleyeceken bir tane de su şişesi gördüm rengarenk çok tatlıydı hemen onuda aldım ve kasaya geçtim 1.128tl tuttu kartımı cüzdandan çıkarıp ödeyecekken Kars beş tane daha tuval getirdi ve kasaya koydu elindede bir set akrilik boya vardı, onlarıda koydu ve adama kartını verdi.

Adamda gülümseyerek" hoş geldin Kars oğlum bunlar ayrımı" dedi bana bakarak ben kafamı sallamıştım, kabul edicekken Kars sözümü kesti " hayır abi sen bunlarıda o kartan al" dedi adam tam kartı geçiriceken" hayır abi bunlar ayrı, benimkileri ayrı geçirin lütfen." Dedim Kars'a sert bir şekilde bakarak Kars beni umursamadan adama gülümseyerek baş selamı verir gibi kaşını eğdi adam karttan çekti parayı bende öyle kaldım ortada. Bişeyde diyemedim ama sonra ödemeyi kafama koyarak baktım Kars'a

Pek takmadım öderse ödesin ama bidahakime benödemeliydim. Tuvalleri bir poşede koydu adam içine fırçaları ve beğendiğim şişeyi de koydu. Elime alarak çıktım dükkandan Kars'ta kendi getirdiklerini taşıyordu.

Eve doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan kars seslenince durdum, onu bekledim, ondan önce çıkıp hızlı yürüdüğüm için yetişememişti ama istese yetişirdi, o ayaklar yürürken bile koşar gibi, iki adımda yanımdaydı zaten bana çok sinirli bir şekilde bakıyordu, burnundan soluyordu resmen tam ağzımı açacakken " ya biri seni alıp götürseydi" demesiyle kahkaha attım yani ne alaka ben yıllardır kendi başımın çaresine bakıyorum. " Ne alakası var Kars, her yoldan geçen benimi kaçırcak." Dedim ve ilerlemeye başladım ' anlamıyorsun' dedi kısık bir seste ama sesi sertti. Yürüyüşünü hızlandırdı bende hızladırıp peşine takıldım evi görmeye başlamıştım.

Evin yanındaki ağaçlık orman normalde karanlıktı ama bir parıltı gözüme çarptı oraya odaklaninca bir adam gördüm. Beni hala farketmemişti bende pek takmayarak ilerlemeye devam ettim. Alkolik felan olabilirdi. Bulaşmamak lazım.

Evin önüne gelince Zili çaldım. Kars da tam arkamdaydı, kapıyı yine o teyze açmıştı artık onunda ismini öğrenmeliydim.

İçeriye girdim, Sema hanım ile Altay bey oturmuş kahve içiyordu. Onlara gülümsedim onlarda bana gülümsedi. Sema hanım" hoş geldin tatlım " dedi naif tatlı sesi ile" hoş buldum Sema hanım." Dedim. Ona hanım demem hoşuna gitmiyordu. Biliyorum ama hala alışamamıştım.

Bulut ve Aras da benim sol tarafımdaki ' L' koltukta oturmuştu bana gülümseyerek bakan Aras ın yanında nefretle bakan Bulut vardı. Onlar dışında da kimsede yoktu zaten, ben ilerleyerek Aras ın yanına oturdum ve ona gülümseyerek baktım." Ne yaptınız Dalya. " Dedi yüzündki gülümseme eksik olmazken " öyle bir şeyler baktık, aldık, geldik." Dedim. Bende sevinerek.

Bulut lafa girerek " kesin abimi soyup soğana çevirmişsindir sen. " Dedi gülümsemem solmuştu yüzümde, ona bakarak " neden böyle bir şey yapayımki, kendi param var zaten. Size muhtaç değilim. " Dedim şaşkınca baktı yüzüme

Çalıştığım yer bir sanal tablo satış şirketiydi. Resimlerin sanal bir açık arttırmada satılıyor, gitmene bile gerek kalmadan gerçek bir açık artırmada resim lerini sata biliyorsun. Ailemden hiç kimse bunu bilmezdi. bende övünmeyi sevmezdim. çok gereksiz harcamayı da sevmezdim. Kendim için zor da olsa bir banka hesabı açmıştım sergi sahibi Lina hanım sayesinde.

" Kendi param dediğinde babamın sana verdiği kart olmalı" dedi burnu havada bir şekilde kafamı iki yana sallayarak " Hayır bir işim var ve çalışıyorum. Kendi paramı kendim kazanıyorum. "Dedim. Kendimle gurur duyarcasına. Bu huyumu seviyordum pes etmek gibi bir alışkanlığımın olmaması benim için bir lütuftu.sema hanımın bakışları hüzünle beni buldu.

" kızım sen çalışıyormusun ." Dedi Sema hanım Kafamı evet anlamında salladım." Ya peki okulunz, ona nasıl vakit ayırıyorsun. " Dedi üzgün bir şekilde.

" Zor olmuyor açıkçası baya iyi kazanıyorum. " Dedim Altay bey nasıl bir işte çalıştığımı sorunca anlatmaya başladım.

" Aslında sanal ortamda bir iş, çoğunluğu sanaldan olsada, bazende gerçek açık arttırma da resimlerim satılıyor. Ayda iki resim çıkarsam yeter de artar o da kazancı az olursa bazen sadece bir resimle otuz bin dolar kazana biliyorum resimlerim çok ilgi gördüğü için beş bin Euro, ya da dolar civarı başlıyor ve öyle çıkıyor.. " nefes aldım ve devam ettim. " Sanal olanları satınca daha iyi kazanç elde ediyorum, yabancı ülkelerde olduğu için."

Herkes şok bir şekilde bana bakıyordu bende gülümseyerek önüme döndüm.

Sizi seviyorum tatlışlarım ;)

DALYA ( Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin