3: "Kötü Biri"

1.3K 139 43
                                    

Bölüm 3: "Kötü Biri"


Karanfil artık nehire duyduğu hissin aşk değil hayranlık olduğunu anlamış. Ona eskisi gibi bakamıyormuş, sürekli içinde büyümüş duyguların gerçekliğini sorguluyormuş.
"Keşke"
demiş,
"keşke yakınıma gelmeseydin nehrim ve ben de sana ölünceye dek hasret kalsaydım da yine de aşık kalabilseydim."

Jungkook elinde taşıdığı ağır poşetlerin parmaklarına çıkardığı kızarmış ve hatta morarmaya yüz tutmuş izlere memnuniyetsizce baktı. Okuldan çıktıktan sonra dönemi için epey kabarık bir listeyle kırtasiyenin yolunu tutmuştu ve güzel sanatlar okuyan biri için kırtasiye alışverişi hem maddi hem manevi olarak yoruyordu. Resim çizmeye yedi sekiz yaşlarında başlamış sonrasında da tutkusu arttıkça artık dersleri bile dinleyemez olmuştu. Oturduğu sıralar hep çeşit çeşit kara kalem çizimlerle dolu olurdu. Üstelik annesi öldükten sonra da tutunduğu tek şey resimleriydi, annesinin fotoğraflarını durmadan aylarca çizip durmuştu. Şimdi bakıldığında çizdiği sayfaların üzerlerinde bulanık ve çizgilerini dağıtan göz yaşlarının izleri hala duruyordu.

Ormanın içine doğru yöneldiklerinde yanındaki Alfaya göz ucuyla bakınca kendisine bıkmış bir şekilde baktığını farketti. Bir haftadır okula onu Alfa bırakıyor çıkışında da gelip alıyordu. Dediğine göre babaları böyle karar vermişti, ikisine de hiçbir şeye sunmadıkları gibi bunun için de seçim şansı sunmamışlardı. Alfa, Jungkook'un kırtasiyede geçirdiği süre boyunca somurtup durmuş kenarda işini bitirmesini beklemişti. Jungkook, sonunda aldıklarını ödemek için yöneldiğinde Taehyung'un ellerini havaya kaldırarak gökyüzüne şükran dolu bakışlar attığı sahne gözünün önüne gelince gülmemek için dudaklarını ısırdı. Alfa elindeki poşetleri taşımak için en az on kere ısrar etmişti ama  Jungkook Alfanın düşündüğünden daha inatçıydı, asla elini bile sürdürmüyordu.  Jungkook'un memnuniyetsiz bakışlarla ellerini izlediğini farkeden Alfa daha fazla onun inadının kırılmasını bekleyemedi, uzanıp elindeki tüm poşetleri aldı.

"Bu kadar inatçı olma omega, sadece poşet. Senden daha güçlüyüm bırakta taşıyayım işte, ellerinde izler çıkmış hem."

Jungkook kaşlarını çatabildiği kadar çatıp ellerinden poşetleri sökercesine alan Alfaya baktı. Kendinden güçlü olduğunu o da biliyordu ama eşyalarını Alfa taşısın istemiyordu. Alfaya dair hiçbir şey istemiyordu. Onu okula bırakmasını, çıkışta almasını, babasının hafta boyunca olduğu gibi her akşam ona Taehyung ile ilgili sorular sormasını ve aylar sonra mecburiyetle bu Alfayla evlenecek olmasını istemiyordu. Tanımıyordu bir kere Alfayı, babasının Taehyung için sıraladığı iltifatlar hiçbir anlam ifade etmiyordu onun için. Kendi tanıdığı sevdiği biriyle evlenmek isterdi, zorunlu tutulup 'sürü barışı' adı altında mühürlenmek istemezdi. Ancak elini kolunu kendi babası bağlamıştı, çaren yok ve benim de çarem yok mesajı her gün babasının her hareketiyle veriliyordu kendisine.

Düşünceleri kızgınlıktan çok üzüntüye iterken  Jungkook başıyla Alfayı onayladı. Madem bu kadar istiyordu taşımayı, taşıyabilirdi Jungkook'un şu saatten sonra hiçbir şey umurunda bile olmayacaktı. Kendine içten içe umursamayacağına ve ne derlerse yapıp duygusuz bir insan haline geleceğine dair sözler vererek ormanda ilerlemeye devam etti.

Kısmen çocukça olan tavrının arkasında durmayı yeğlerdi çünkü zaten başta babası olmak üzere canını herkes yakıyordu. Yapacağı saçma sapan inatlara, edineceği tavırlara da katlansınlardı öyleyse. Madem o susturuluyordu, onlar da kendisinin hareketlerini alttan almakla yükümlü olsunlardı.  Taehyung'un da en az kendisi kadar mağdur konumunda olduğunu bilse de ona bile huysuzluk edesi vardı. Tek söz etmeden kabullenmişti. Bu kadar iradesiz oluşu başlı başına eksi bir puandı Jungkook için. Dalaşmayacak, umursamaz davranacaktı.

ℋ𝒜ℬℐ𝒯 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin