11: " All You Need Is Love"

1.1K 106 23
                                    

Bölüm 11" "All You Need Is Love"

Karanfil,
nehrinin birazcık suyuyla köklerine kadar işleyen huzurun keyfini çıkarmış uzun uzun. Her bir hücresinde hissedebilmek istemiş nehrini. Kabullenmiş, nehrinden kendine armağan edilen selleri. Nehrin çarpa çarpa aşındırdığı yerlerde küçük birikintiler oluşmuş sonra. Nehir, kendinden de olsa su birikintisinden bile kıskanmış karanfili.


"Biz de gidelim artık. Normalde çocukların başını ben bekliyorum aileleri gelene kadar ama Derek notlarıyla ilgili bir şey halledecekmiş, bu gün o bekleyecek."

Jungkook kalemleri toplamaya devam eden Alfanın yanına çöküp ona yardım etmeye başladı. "Hadi bakalım küçük kurtlar yastık odasına! Derek öğretmeniniz bekleyecek bu gün sizinle."

Çocuklar topladıkları kalemleri bırakıp sınıfı tek tek terk etmeye başladı. Jungkook kalemleri fermuarlı büyük çantaya doldururken asla Alfaya bakmıyordu. Arka bahçede yaşanandan sonra Alfa üşüyeceksin deyip elinden tutarak içeri sürüklemişti onu. Jungkook ise kafası karışık bir şekilde kalakalmıştı. Taehyung ile aralarında bir şey yoktu, hala hoşlanıyor mu yoksa hoşlanmıyor mu bir karara varamamıştı böyle bir durumdayken bunun oluşuna izin vermesi normal mi diye düşünüp duruyordu. Durmadan pişman mıyım sorusu yankılanıyordu beyninde ama cevabı her defasında hayır oluyordu. Pişmanlık duymamış olması iyi miydi onu bile bilmiyordu. Bu düşünceler canını sıkmaya başlamıştı. Ona izin vermişti ama kendisinden bile emin olamıyordu ki. Peki ya Alfa? O ne düşünüyordu?

Taehyung göz ucuyla sürekli omegayı kontrol etmişti, Jungkook da kalan zamanda Alfanın çocuklara basit matematik işlemleri anlatmasını izlemişti. Gözlerini sürekli kaçırıp durmuştu. Hatta tüm dikkatini Felix'e verip çocuğun aklını dağıtmasına izin vermişti. Küçük çocuk, Ella ne yaparsa onu yapıyordu ve çok tatlıydı. Ancak şimdi yalnızlardı işte.

"Ne düşünüyorsun kara kara küçük omega?"

Jungkook panikle gözlerini açtı, saniyelik Alfaya bakıp sürekli olduğu gibi yine kaçırdı bakışlarını. "H-hiç..."

Taehyung onun kaçtığını biliyordu. Duyduğu kalp atışları Jungkook'un  gergin oluşunu gayet ele veriyordu. Kalemler de omegayı bu kadar heyecanlandırıyor olmasa gerekti. "Pekala, öyle olsun bakalım."

Sessizce ortalığı toparlayıp çocuklara veda ederek çıktılar. Jungkook  özellikle Felix'e sarıldı, tombul yanaklarını öptü sulu sulu. Çocuk kendisini düşünmekten kurtarmıştı gün boyu. Dışarı çıktıklarında  Taehyung her zamanki gibi  Jungkook'un koluna girmesini sağladı. Adım sesleri hariç çıt çıkmadan aldıkları yolda Alfa ara sıra  Jungkook'u izleyerek yürüdü,  Jungkook ise başını kaldırmamakta oldukça inat ediyordu. Düşüncelerine pus çökmüş önünü göremiyormuş gibiydi bu pusu dağıtacak olanın  Taehyung olduğunun farkındaydı ancak pusun sebebi de Taehyung'tu.

Alfa Jungkook'un kafasının karışık olduğunu tahmin edebiliyordu. Onu korkularıyla yalnız bırakmayacaktı ancak kaçmasına da izin vermeyecekti. Bir isim verilecekse o zamana kadar alıştırmalı olarak üzerine gidecekti. Zorlamadan, ürkütmeden kendisiyle beraber duygularını keşfetmesini sağlayacaktı.

Evin bir, iki metre ilerisinde durdular. Jungkook bakışlarını ayak uçlarından çekmeden "İyi akşamlar Alfa." Diyerek arkasını dönüp eve doğru bir adım attı. Attığı adımla beraber elinin içine kendi soğukluğuna tezat bir sıcaklık yerleşti. Alfa, Jungkook'u elinden yakalayıp kendine çevirdi. Diğer eliyle yüzüne dökülen saçlarını kulağının arkasına verdi. Baş parmağıyla okşayarak çenesine kadar inip başını kaldırdı. Jungkook'un  soğuktan buğulanmış yeşilleri Alfa'nın mavileriyle buluştu.

ℋ𝒜ℬℐ𝒯 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin