27: "Yeşilin İçindeki Minik Mavi"

809 73 12
                                    

Bölüm 27: "Yeşilin İçindeki Minik Mavi"




Karanfil sessiz feryatlarına Nehrinin geri dönmesiyle son vermiş. Üzerine eğildiği tomurcuklarını Nehrine göstermiş. Nehir iki küçük tomurcuğun hevesini her damlasında hissetmiş. Coşkusu arttıkça artmış, metrelerce ilerisindeki toprağı bile ıslatacak haldeymiş.


Omega birbirine yapışmış gibi olan gözlerini acımasına rağmen araladı. Yeşilleri kararmış gibi olan gökyüzüne değdi. Pencereden sızan yetersiz ışığa bakılacak olursa akşama doğru bir vakitti. Uykusunu almış gibi hissediyordu. Ağlayarak uykuya daldığı için gözleri şişmişti ancak rahatlamış hissediyordu. Taehyung'un gelmesinden sonra gözyaşlarıyla geçirdiği dakikalar doldu aklına. Ona kırgındı, biraz da sinirli... Ama o kadar çok özlemişti ki çareyi kıvrılıp yanında uyumakta bulmuştu. Şimdi bebeklerini de biliyordu hem... Hala onlara kavuşmanın sevincini yaşayamamıştı doğru düzgün. Taehyung yokken sevinememişti, o gelince de patlayıvermişti. İçindeki sıcak hislerin sinirini ve kırgınlığını alt edeceğinin farkındaydı. Yine de şu an önceki gibi ona karşı sessiz olmaktan başka yapacağı bir şey yoktu. Konuşacak kelimesi yoktu sanki. Ağzını açsa ne diyeceğini bilmiyordu. Gerçi o gelmeden önce de bu şekilde bağırarak ağlayıp ona saydıracağını bilmiyordu. Hep oluğu gibi Taehyung'un onu tekrar bir ikilemin içine attığını farkedince iç çekti.

Kıpırdandığında hala eşinin elinin karnında, kendi ellerinin de onunkinin üzerinde olduğunu gördü. Bacaklarını kendisine doğru biraz çekmişti ve Alfanın bedeni onu bir yapboz gibi tamamlamıştı arkasında. Taehyung'un uyuduğunu sanarak kafasını karnına eğip fısıldayarak konuştu. Alfanın olmadığı günlerde, öğrendiğinden beri onlarla çok sık konuşur olmuştu. "Babanız geldi tomurcuklar. Çok ağlak olup sizi sürekli üzdüm biliyorum ama o geldi diye mutlusunuzdur değil mi?"

Alfa kesinlikle uyumuyordu. Saatlerce omegasının deliksiz uyuyuşunu izleyip vicdan azabında sıkışıp durmuştu. Elinin altında aralıklı olarak hissettiği baskılar daha çok boğuluyor gibi hissettiriyordu. Eşinin hareket bile etmeden uyumasından ne kadar yorgun düştüğünü anlamıştı. Kendisi de çok yorgundu ama güzel sevgilisini izlemeyi uyumaya tercih ederdi. Kafasını boynuna gömüp ara ara kondurduğu öpücükleriyle eşinin kokusunun tadını çıkarmıştı. Kusursuz kıvırcıklarını, düzenli nefes alışverişlerinde yükselen omuzlarını, Alfanın duyabildiği sakin kalp atışlarını, aralanıp kapanan dudaklarını izlemek Taehyung için her zaman daha cazipti. Şimdi bebekleriyle konuşan güzel omegası her kelimesini Alfanın yüreğine saplıyordu. Tıpkı gözyaşlarının döküldüğü yerde ölmek istediği gibi her sözünde ömrü biraz daha azalıyordu sanki.

Elinin altındaki ritimler belirginleştiğinde omega da bunu biraz hissetmişti. Bebeklerinin kendisine cevap verdiğini düşünüyordu, oysaki ufak bir tesadüften ibaretti. Yine de onlarla konuşmayı çok seviyordu. "Ben de çok özledim onu. Biraz daha gelmeseydi uykusuzluktan ölecektim sanki." Kıkırdadı kendi dediğine. "İyi ki geldi değil mi?"

Taehyung'un gözleri içinde patlayan duygulara rağmen donuklaştı. Sevgilisi Tanrı bilir ne kadar üzülmüş, ne çok ağlamıştı. Tüm bunlara sebep olan da sadece kendisiydi ya, Alfa gerçekten yok olmayı diliyordu. Karnına sarılan elini sıkılaştırdı, nefesini küçük omegasının boynuna doğru üfledi. Jungkook sonunda teninde hissedebildiği sıcak nefeslerin huzurunda kayboldu. Gözlerini yumarken hala Alfanın uyuduğunu, uykusunda böyle yaptığını sanıyordu. Ancak boynunda hissettiği dudakların baskısı yüzünden onun uyumadığını anlaması çok uzun sürmedi. Kalp atışları deli gibi artarken gözleri yavaş yavaş büyüyordu.

ℋ𝒜ℬℐ𝒯 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin