•Kalp Krizi•

5.1K 318 25
                                    


Satır arası yorumları unutmayın lütfen, sonra beni bölüm diye darlıyorsunuz.

○○

Elbisemin açılmamasına dikkat ederek bacak bacak üstüne attım ve kuruyemişimi yemeye devam ettim. Yanlarına geldiğim Aysun teyzegil ise erkeklerle araya konulan paravan sayesinde rahatça çiftetelli oynuyorlardı. Az önce Songül teyze gelmiş ve hepsini kaldırmıştı. Bense yeni geldiğimden dolayı es geçilmiştim. Oysaki birazdan kaldırmaya geleceğinden emindim.

Bu sırada erkekler tarafından Demir komiser ve o gün gördüğüm arkadaşı tam karşımızdalardı. Birkaç kere gözlerimi gezdirirken göz göze gelmiştik komiserle. Açıkçası şaşırmıştım da. Demek ki yeni gelseler bile önceden tanıyorlardı buradaki insanları.

Artık müziğin bitmesiyle yerlerine nefes nefese oturan Maide teyze, Aysun teyze ve Nazan teyze üçlüsüne gülümsedim. Hepsi bıngıl bıngıl göbeklerine inat dakikalarca oynamışlardı. "Hanımlar," dedim hepsine şöyle bir göz atarak. "Pistin tozunu attırdınız. Ne mücevherler varmış sizde."

Sözlerimle birlikte kıkırdamaya başladıklarında Maide teyze genç kız gibi süzüldü. "Sen asıl gençliğimde görseydin beni Ahucuğum. Aah ah! Ne günlerdi ayol."

Sözleri kahkaha atmama neden olduğunda kafam geriye düşecek şekilde güldüm. Çok tatlılardı ve onları ciddi anlamda seviyordum. Biz böyle konuşadururken aniden bir müzik çalmaya başladı ortamda.

Roman havası!

İçimde engel olamadığım taraf çoktan oyuna başlamışken Sevim'e baktım gayriihtiyari. Beni çağırıyordu. Etrafındaki çoğu kişiyi umursamadan el kol işaretleriyle hemde.

Kolumdan nazik bir tavırla tutan Nazan teyze; "Sen çok güzel oynarsın bunu, kalk hadi." diye de ısrar edince dayanamadım artık. Çift taraflı kuşatma altında olduğum yerden ayağa kalktım elbisemi düzelterek.

Oynamadan duramayacaktım. Hele ki karşımda duran kişi Sevim ise!

Ayağa kalktığım anda birkaç meraklı teyzenin göz hapsine girsem de umursamadım ve kıvırtarak bana cilve yapan Sevim'in yanına doğru adımladım. Gülmemi tutamıyordum. Yandan aldığım şıngırtılı oyun kemerini belime bağlayarak yanına geldim. Sevim çoktan başlamış, etrafımda dönüyordu.

Belimden dökülen saçlarımı elimle kaldırarak Sevim ile aynı anda kalçalarımızı kıvırdık. Zayıf bedenim yaptığım hareketle kıvraklığımı ortaya sererken erkeklerin bizi görmemesinden dolayı oldukça rahattım.

Çoğu kişinin odak noktasıydık fakat önemli değildi. Biz böyle gülerek eğlenirken birkaç genç kızında bize katılmasıyla ortam iyice şenlendi. Şuan çok eğleniyordum. Uzun zamandır hastane ev arası mekik dokuduğum için benim açımdan çok güzel geçiyordu bu akşam.

Kaç dakika, kaç şarkı oynadık bilmiyorum. Ama artık yorulduğumu hissedebiliyordum. Oynarken iyiki ayakkabılarımı çıkartmıştım yoksa üzerlerine basıyor olmazdım ağrıdan.

Birkaç şarkıdan sonra yoruldum diyerek beni pistte bırakan Sevim'in tahtına ilerledim ve yanına iliştim. Elimde peçeteyle alnımdan akan teri siliyordum bu arada da. "İyi oynadık ama." dedim nefes nefese.

'Evet' dercesine kafasını salladı o da. "Uzun zamandır bir araya gelemiyorduk. İyi oldu bence de."

Ellerimle kendime hava yaparken Nazan teyzenin; "Ahu, telefonun çalıyor kızım." diye ince bağırtısıyla yeni oturduğum yerden kalktım.

"Ben bir bakayım." dedim Sevim'in yanından ayrılırken. İplerini bağlamadığım ayakkabımla masaya doğru yaklaştım. Bu iplerle düşmem kaçınılmaz olacağı için çoktan kapanmış telefonumu almadan önce sandalyeye oturarak bağcıklarını bileğime doladım önce. Ardından çantamdaki telefonumu alarak biraz nefeslenmek için bahçenin çıkışına doğru ilerledim.

Bicirik BİRİCİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin