final, ha?
son bölüm hatırına bol bol yorum yapar mısınız minik kuşlarım :3
︶꒦꒷♡꒷꒦︶
"Tosbik, neredesin yaa?! Yavruların aç, sen saklanma derdindesin. Karam seni ısırmaya çalışırsa sakın bana yanaşıp götünü kurtarmaya çalışma, çünkü bunu yapmayacağım!"
Elimi bahçeden bulunan ağaçlardan birinin gövdesine koyup biraz dinlendim. Ne kadar yürümeye alışsam da hala bir zaman sonra yoruluyordum. Ama inanıyordum, bende Hakan gibi yürüyecektim.
Tosbik'i bulmaktan vaz geçip eve gitmeye başladım. Hakan bugün şirkete gideceğini söylemişti, bazı sıkıntılar varmış galiba. Sabah beraber kahvaltı ettikten sonra gitmişti. Birkaç saat olmuştu ve benim canım sıkılıyordu.
Eve girene kadar neler yapabilirim diye düşündüm ve bir şey buldum. Hakan'a kendi ellerimle yemek yapabilirdim. Daha önce annemlerleyken bir şeyler yapmıştım ama şimdi tek başımaydım.
Mutfağa girdiğimde çekmeceden önlük alıp boynumdan geçirdim ve bağladım. Telefondan tariflere bakarak birkaç yemeğe karar verdim ve yapmaya başladım. Çok abartılacak bir şey değildi ama en azından tadının güzel olmasını istiyordum.
Telefondan bir şarkı açıp işe koyuldum. Yemekleri yaparken arada ayaklarıma ağrı vuruyordu ama önemsemedim. Doktorum bunların normal olduğunu söylemişti.
Bir-iki saat içinde yemekler hazır olduğunda hemen Hakan'ı aradım. Hala gelmemişti. Birkaç çalıştan sonra sesini duyduğumda gülerek, "Hakan!" dedim.
"Efendim bebeğim?"
'Bebeğim' lafını duyunca hafiften utanıp, "Şey, ne zaman geleceksin diye soracaktım da," dedim.
"Birileri beni özlemiş galiba, hmm?" Bir şey demediğimde gülerek, "Az sonra yola çıkacağım, bi' 20 dakikaya evde olurum," dedi.
"Tamam, o zaman geldiğinde görüşürüz canım."
"Görüşürüz bebeğim." Telefonu kapattıktan sonra kenara koyup masayı hazırlamaya koyuldum. Tabakları, bardakları ve çatal-kaşıkları koyduktan sonra yaptığım salatayı karıştırıp tabağa döktüm. Yapacak bir şey kalmayınca bahçeye çıktım.
Bahçedeki çardakta oturmuş Hakan'ı beklerken yan tarafta ki ağacın arkasından Tosbik çıktı ve kucağıma atladı. "Demek buradaydın Tosbik Hanım, yavrularınız olduğunu sonunda hatırladınız bakıyorum." Tepki vermeden sadece yüzüme bakıyordu. Onun bu haline başımı sallayıp tüylerini okşamaya başladım.
Az sonra yanımıza gelen Karam ile gülümseyip boştaki elimi ona uzattım. Karam, yaklaşık 2 ay önce Hakan'ı sahiplenip eve getirdiği köpekti. Simsiyah olduğu için adını direk Karam olarak koymuştuk. Büyük gövdesi vardı, ayağı kalksa benim boyumda olurdu belki de.
Karam, ayaklarımın yanına uzanıp yatarken bende bakışlarımı bahçe girişine yöneltmiştim. Hakan sürekli yanımda olduğu için onu az da olsa görmesem hemen eksikliği kendi belli ediyordu. Hep benimle olsun istiyordum ama tabi ki bu pek mümkün değildi. Olsun, kalbimde olması yeter de artardı bile.
Bahçe girişindeki demir kapı açılırken bende ayağa kalktım. Kapı tamamen açıldığında içeri siyah bir araba girdi. Ön camından gördüğüm Hakan'a gülümseyip el sallarken onunda bana gülümsediğini gördüm. Arabayı bahçedeki garajın içine park ettikten sonra seri adımlarla yanıma geldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
but i love you so | b×b
Ficção Adolescente-Tamamlandı- Tekerlekli sandalyesinde, küçük dünyasında hayatta kalmaya çalışan Ali ve onun küçük dünyasına dahil olan Hakan ♡ ﹋﹋﹋﹋ Sevmek insanların en doğal hakkı, cinsiyet fark etmeksizin...