KARMAŞIK: Adamı uyandırma.

22 2 1
                                    

Ah! Ne düşünüyorum ben? Tabi ki de adamı uyandırmak gibi bir aptallık yapmayacaktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ah! Ne düşünüyorum ben? Tabi ki de adamı uyandırmak gibi bir aptallık yapmayacaktım. Onun yerine koridoru iyice ilerleyip keşfedilecek çok şeyin olacağına inandırdım kendimi.

Biraz ilerledikten sonra ikiye ayrılan bir koridor fark ettim. Bir ucu karanlığa, bir ucu ise aydınlığa doğru gidiyordu.

Tamam, ne yalan söyleyeyim karanlığa gitmekten korkmuştum. O yüzden ışık tarafını seçtim. Biraz yürümeye başladım ve sanki ileride bir kişi bana koşuyormuş gibi bir görüntü gördüm. Hayal miydi, gerçek miydi tam çözemedim ama adamın bağırışını duyunca bunun gayet ciddi olduğunu fark ettim.

Arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Karanlığa gitmek istemiyordum ama... koşarken bir yandan çantama davrandım ve hemen kameramı çıkardım. Gece ışığı yolumu aydınlatabilirdi. Gece ışığını açtığımda yerde siyah lekelerin olduğunu fark ettim ve burası çok pis kokuyordu. Gece ışığı beni yanıltmak istiyordu. Bu siyah lekeler kandı ve ayağımı kaydırıyorlardı. Çok zor koşmaya devam ediyordum. Midem bulanmaya başlamıştı. Bu hastanenin olayı neydi? İşte bunu çözmek için buradaydım!

Arkamı döndüğümde adamın hala beni kovaladığını fark ettiğimde daha da hızlanmam gerektiğini anladım. Fakat kanlar yüzünden dengemi kaybetmiştim ve yere düştüm. Hemen toparlanmak istedim fakat bu olmamıştı. Adamı artık ensemde hissedebiliyordum.

Baş başa kovalamaca hala sürerken koridorun ortasında bir yatak fark ettim ve onun üstünden atlayarak geçtim. Arkama baktığımda adamın orada durduğunu gördüm. Gelmiyordu. Biraz durdum ve yürümeye başladım. Nefes nefese kalmıştım. Bu koridor neden bu kadar uzundu ve bu kanlar da neyin nesiydi? Hiçbir şeyin mantıklı açıklaması yoktu. Ayrıca adam neden beni kovalamayı bırakmıştı?

Koridorda ilerledikten sonra küçük bir kapı gördüm ve kapıyı açmaya çalıştım. Kapı ilk başta açılmadı ve zorlamam gerektiğini düşündüm. Kapı çok sert ve ağırdı. Bütün gücümü vererek anca açabilmiştim. İçeriye girdim ve aklım yerinden çıkacaktı! Yüzlerce delirmiş insanlar! Ne yaptıklarını bilmiyordum fakat kendi aralarında oyun oynuyor gibiydiler! Oyun! Birbirlerine satır ve bıçaklarla dalıyorlardı. Bu nasıl bir oyun olabilirdi ki? Geri mi dönmeliydim yoksa bunca delilerin arasında ölümümü beklemeliyim?

Aynı zamanda bunları düşünürken çantamdan kamerayı çıkararak ilk kaydı gerçekleştirmek istedim. Kayıt tuşuna bastım ve bu rezalet görüntü kaydolurken soluma baktığımda yerde küçük bir delik fark ettim. Oradan girebilirdim. Eğildim ve içeriye girdim. Küçük bir hastane odası gibi duruyordu ve yatak vardı. Yatakta kan lekesi duruyordu. Kusmamak için çok zor duruyordum fakat daha fazla dayanamamıştım. İçimdeki bütün iğrençliği dışarıya verdim ve ağzımdaki o kahrolası iğrenç tadı alabiliyordum. Bunlar olurken hala kayıt almaya devam ediyordum.

Elim ile ağzımı sildim. İğrenç olduğunu biliyordum fakat başka bir şansım yoktu. Yatağın biraz çaprazında ve karşısında bulunan kapıya doğru gittim ve bütün gücümle kapıyı iterek ve çekerek açmayı denedim fakat olmadı. Ne yapacağımı düşünürken havaya baktım ve kırılmış gibi duran havalandırma deliğini gördüm. Açıkçası geri dönmek daha mantıklı gelmişti zaten hastanenin bütün yüzünü göstermiştim ama kapıdan sesler gelmeye başladı. Kapıya doğru kulağımı koydum ve dinledim. Bir adam ve bir kadın sohbet ediyordu.

Kadın: ''Denekler iyice delirmiş durumda. İlk geldikleri zaman zarar vermekten kaçınıyorlardı fakat ilk deney uyguladığımız zaman şiddete istekleri arttı. İkinci deneyde pek bir şey olmadı fakat üçüncü deneyi uyguladığımızda hastalar acı duymamaya ve şiddet isteklerinin hat safa olduğu bir duruma geldi.''

Adam: ''Güzel, peki bomba radyasyonu nasıl bir sonuç gösterdi?''

Kadın: ''Onu uygulama aşamasındayız.''

Adam: ''Pekala fakat nükleer bombaları kullanırken çok dikkatli olun! Hastanenin havaya uçmasını istemeyiz.''

Kadın: ''En ufak bir şüpheniz olmasın!''

Deney mi? Akıl hastaları mı? Nükleer bomba mı? Bunların amacı neydi? Yaptıkları her boku kanıtlarla halka sunmak isteği geldi içime. O radyasyon alanını bulacaktım ama bir yandan çekip gidesim de vardı. Kendi canımı tehlikeye atmak? Ne bilim garip geliyordu. Kamerayı kapattım ve düşünmeye başladım.


Ne yapacaksın Mert?

Tercihinizi yorumlar bölümünden yapabilirsiniz.

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin