Yaklaşık 3 saat geçmişti. İçeriden çıkanlar bilgi vermeden tekrar içeriye giriyorlardı. Burda tanıdığım tek kişi o kadındı. Arada yanıma uğramış ve kahve getirmişti. Ayak ucumda duran kahveye baktım. Bir yudum bile almamıştım. Alamamıştım. Merak ediyordum kız çocuğunu. Durumu iyi mi? Neden kimse hala bir açıklama yapmadı?
Yerimden kalkıp bomboş olan koridorda adımlamaya başladım. Açılan kapıyla hızla oraya yürüdüm.
"Lütfen artık biriniz bir şey söyleyin."
"Sakin olun. Hastayı birazdan odasına alacağız."
Derin bir nefes verip ilk bulduğum duvar dibine oturdum. İlk hastane kapısında bekleyişim değildi. Ama ilk kez beklediğim kişi sağ salim çıkmıştı o kapıdan.
Elimi kime değdirsem benden gidiyorlardı. Asla dönmemek üzere. Benim yüzümden girifti de kaybedeceğim diye ödüm kopmuştu. Ama o beni bırakmamıştı. Allah'ım çok şükür.
Tekrar açılan kapıyla oraya adımladım. Bakmalı mıydım? Benim yanıma gel demişti. Er geç görecektim onu. Saklanması yersizdi. Hızlı adımlarla sedyeye ulaştım. Gördüğüm yüzle durakladım. Bu o gün sahneden düşen kızdı.