13. ''Kader Çıkmazı''

72 7 4
                                    

Keyifli okumalar dilerim!

Bu bölümü yağmurun en şiddeti olduğu, gök gürültülü bir haziran gününde yazdım. Bir gün sonra yine sizlerleyiz. Şu an kitabı aktif olarak okuyan on kişi var, gerçekten yazın final vermek ve on ikinci sınıfa sarkmaması için çok uğraşıyor; emek veriyorum. Sizde oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. 

İkilem, Bu Saatten Sonra

Ali Baran, Doldur ve Ah Yarum

Seksendört, Ölürüm Hasretinle 

Nilipek, Son Mektup
Sezen Aksu, Son Bakış

(Özellikle bölüm sonundaki italik kısmı Son Bakış dinleyerek okumanızı çok isterim, ben de onu dinleyerek yazdım çünkü❤️)

(Özellikle bölüm sonundaki italik kısmı Son Bakış dinleyerek okumanızı çok isterim, ben de onu dinleyerek yazdım çünkü❤️)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kader kelepçesi.

Kadere inanırdım, kaderin kelepçeleri olduğuna daha çok inanırdım.

Kader, ellerimizi bağlayıp bizi tutsak eden bir tür halat ya da kilidi kırık bir kelepçeydi. En azından ilk bakıldığında böyle duruyordu. Fakat kelepçenin içinde özgürlük tanımı da tam olarak kader içindi. Ellerimize geçenlere rağmen, uzatmakta özgürdük.

Bu beş harfli kelime, bir hapisti. Camları açık ve de parmaklıkları olmayan bir hapis. Pencereden bakmakta özgürdük fakat bedenimiz parmaklıkları olmayan o hapishanenin içindeydi.

Kader aynı zamanda sonu olmayan bir döngüydü. Dönüp dolaşsakta en başa gelirdik. Biz, kader çıkmazında yaşayan yine kadere dönecek olanlardık.

Belimize esnek bir ip bağlıydı, olduğumuz noktadan uzaklaştığımızı sanıyor; koşuyorduk. O esnek ip oradaydı, gidebileceğimiz maksimum yere gittiğimizde bir mancınık gibi aynı yere fırlatıyordu bizi.

Mancınık, kader çizgisiydi.

Biz planlar yaparken planın kendisini yaşıyorduk zaten.

Gelecek için hayaller kuran ve gerçekleştirmek için çabalayan bir kızdım, bu beni mutlu ederdi çünkü. Sınırsız bir hayal gücümüz varken hayal etmek beni sonuca gitmek için daha da motive ediyordu.

Şu an tam hayal ettiğim o ortamın içindeydim. Arkadaşlarım, dostlarım ve abimlerle tatilde denizin yanında gece vakti şarkılar söylüyor; denizin o serin kokusunu soluyorduk.

Gece yarısına çoktan yaklaşmıştık onu biliyordum ama saate bile bakmak gelmiyordu içimden. Hayal ettiğim şeyler oluyordu ama bazı delici şeyler vardı. Göğsümün derinliklerine kadar inen, beni de huzursuz eden...Eğlenmek için kendimi zorlasamda gözlerim sürekli huzursuz gözüken, yüzü kefenden farksız arkadaşıma takılıyordu.

GRİ SOKAKTAKİ SARI LALELER | mahalle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin