17. "Rüzgarın Savurduğu Sırlar"

54 4 2
                                    

Yaz kursum başladı, epeydir yokum buralarda. Yine eve dönerken otobüste yazmaya başladığım bir bölüm. Tarih: 21.07.22 Keyifli okumalar dilerim! Bölüm sonuna da tarih atacağım, kaç günde yazmış olduğuma bakmak için. Derslerim ve programım çok yoğun umarım hemen yazarım 💛

 Derslerim ve programım çok yoğun umarım hemen yazarım 💛

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Agah Yıldırım'dan.

Nefeslerim bir gün bitecek olsa yine onu severdim.

Feryal, adının anlamı gözleri ışık saçan kız çocuğu demek. Gözleri, gözleri gerçekten ışık saçıyor. En son saçıyordu yani. Yıllar, aylar, günler geçmişti. Varlığı her zaman zihnimdeydi ama bakışlarındaki ışıklar sönmüşmüydü bundan bile haberdar değildim.

Onu çok özlüyordum, onu delicesine özlüyordum.

"Temelli mi dönüyorsun abi?"

Yanımda uzun süredir oturan Eren'in konuşmasıyla çiçek bahçesindeki bakışlarımı ona çevirdim. Temelli gitmeyi ne çok isterdim. "Bir aya kalmaz dönerim. Belki de birkaç güne. Karşılaşacağım muamele bağlı." Neşesizce güldüm. "Yüzüme bakılacak mı onu bile bilmiyorum ki."

Eren elindeki kahveden bir yudum daha aldığında bakışları sertleşti. "Neden kendinden bu kadar eziyet ediyorsun ki?" Durdu, daha da sertleşen sesiyle devam etti. "Hayır her şeyi kendinden vermene rağmen, asıl fedakarlığı sen yapsanda bencil olan hâlâ sen oluyorsun. Bunu kendine sen yapıyorsun Agah. Gerçekleri ailene anlattığında başına geleceklerden kork asıl, şu an gittiğinde değil; asıl o zaman yüzüne bakmayacaklar."

Eren, daima dobra biri olmuştu. Bu hep böyleydi. Fakat sözleri ilk defa zihnimi parçalayıp geçti.

Gerçekleri onlara vermememin nedeni yine onları korumak istememdi oysaki. Benimle uğraşsınlar istememiştim. Kendi başımın çaresine bakardım. Çökmüştüm, ölümün kıyısında gezinip durmuştum. O halimi bilsinler, görsünler istemiyordum. Öleceksem bile aklımda sağlıklı hallerim kalsın, zayıflıktan kemikleri sayılan, yüz kemikleri belirginleşen, çelimsiz vücudumu hatırlasınlar istememiştim. Kötü bir şey mi yapmıştım?

Feryal benim saçlarımı çok severdi, saçlarımın gün gün benden kopup gidişini izlemek ona nasıl hissettirirdi? O görüntüyü görmemek için teşhis konur konmaz ben saçlarımı sıfıra vurmuştum. Sırf saçlarımın döküldüğünü görmemek içindi bunlar, çocukken saçlarıma dokunan elleri o hallerimi görürse titremez miydi? Buna dayanamazdı. Buna ben bile dayanamamıştım ki. Ondan bana kalanlar, saçlarıma dokunuşlarıydı. O dönem saçlarımı bile kaybetmiştim. Belki hastalık saçlarımı dökmeseydi biraz daha güçlü olabilirdim, dokunuşları benimle olurdu.

GRİ SOKAKTAKİ SARI LALELER | mahalle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin