5. "Yelkeni Olmayan Kayıklar"

135 11 12
                                    

Keyifli okumalar!

Şu an bu bölüme yine bir otobüs yolculuğunda başlıyorum. Bölüm sonunda bölümü nerede bitirirsem onu da yazacağım 🌸

Yaz kış demeden her koşulda hava kaç derece olursa olsun çay içebilecek kapasiteye sahiptim. Bir Karadenizli bile benim kadar çaya düşkün değildir muhtemelen.

Bir içecek nasıl yaşadığımı hissettirirdi bilmiyordum ama oluyordu işte.

Sabahleyin kahvaltı da çay içtiğim de yemek boğazımdan geçiyordu, elimden geldiğince akşamları da içiyordum.

Şu an ise saat 17.35'di ve biz ailecek batan güneşe karşı çay içiyorduk.

Bence 10/10 aktiviteydi.

Güneş çok yakıcı değildi, hava da çok sıcak değildi. Serin bir hava vardı. Evden örtümüzü, kamp sandalyelerimizi alıp kendimizi sahile atmıştık. "Deniz bugün aşırı güzel değil mi ya?" Dediğimde bir elin yanağıma yaslı, manzarayı seyrediyordum. "Tam yüzmelik."

Annem onayladı beni. "Görüntüsü çok güzel ama soğuktur şimdi."

Babam da katıldı. "Adamı doğrar şimdi su, hava da serin. Tam hasta edici hava."

Annem ve babam sandalyelerdeydi abim ve bense kumsala attığımız örtü de oturuyorduk.

Çaylarımız bittiğinde önce kalkıp termosdaki çayla tazeledim hepimizinkini. Sonra yanımda getirdiğim bez çantadan kitabımı çıkarıp okumaya başladım.

Vadideki Zambak'ı okuyordum. Kitap o kadar güzeldi ki birçok cümlenin altını çizmek istediğimden yanımda kalemle geziyordum. Bu çoğu kitap okuyuşumda böyle olurdu ama bu sefer biraz abartılı güzeldi.

Küçük bir blog hesabım olduğundan bahsetmiştim, bir de sadece kitaplardan alıntıların paylaşıldığı bir uygulama da hesabım vardı. Okuduğum kitapları anonim olarak orada eleştirir, alıntıları oraya da atardım.

Yıllardır kullandığım bir uygulamaydı ve dijital özet defterim gibiydi. Alıntı defteri de denebilirdi.

Bir insana en iyi gelen şeylerden biri kendi konfor alanındaki insanlarla bir arada olmasıydı bence. Normal hayatımızda kendimizden çok farklı ve hoşumuza gitmeyen insanlarla bir arada olmak zorunda olduğumuz olurdu. Mecburi olarak katlanmak zorunda kaldığımız çok fazla insan tipi vardı.

Herkesin farklı oluşu elbetteki çeşitlilikti ama her türden insanla da arkadaşlık etmek ya da bir arada olmak zorunda değildik.

GRİ SOKAKTAKİ SARI LALELER | mahalle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin