🌷| 14."Anı Kapanı"

67 6 3
                                    

14. ''Anı Kapanı''

Veravade.

Çok tatlı bir bölümle geldim, bu bölüm Agah ve Feryal'in çocukluğuna ineceğiz birazcık. Bu tarz çocukluk ve gençlik hallerini yazmaya devam edeceğim çünkü daha çok içine çekiyor ve çocukluklarındaki yakınlıklarını da okuyunca anlamlı oluyor. Doğru kelimeyi bulamıyorum ama daha hissedilir bir haldeler sanki geçmişteki hallerini bildiğimiz de 💛

Keyifli okumalar!

Yıllar önce, İstanbul

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıllar önce, İstanbul.

Agah fazla gürültüyü sevmezdi, dingin bir yaşantı her zaman tercih ettiği yaşam tarzı olmuştu. Gürültüyü kaldırabilecek yapıda değildi, sese karşı bağışıklığı yoktu. Yani en azından Müge doğana kadar bu böyleydi. Minik doğduktan sonra istemsizce sese de katlanmak zorunda kalıyordu. Geveze bir kardeşi vardı, her çocuk gibi çok meraklıydı. Sürekli sorular sorardı, Mert bu kadar değildi.

Şükür ki Feryal'den idmanlıydı, o da çocukluğunda sorulara boğardı Agah'ı.

O kadar çok soru sorardı ki hayretler içinde kalırdı. Agah yorulur, o yorulmazdı. Çocukluğunda da çok zekiydi, tıpkı şimdiki gibi. Aklına çok fazla soru takılır, cevabını almadan yakasını bırakmazdı Agah'ın. Küçük elleriyle ellerine yapışır, küçük adımları hep peşinde olurdu.

Çocukken her şey daha güzeldi. Şimdi sadece uzaktan uzağa izliyor olmak çok koyuyordu Agah'a. Çocukken sorgusuz sualsiz o güzel parmaklarını öpebilirdi. Agah, Feryal'ın parmaklarını çok severdi. Sürekli avuçlar, tek tek onlarla oynardı. Bu çocukken ona en çok zevk veren şeylerdendi. Derken zihinlere yıllar öncesinden bir anı sızdı.

Küçükken yanakları tombul tombuldu, kırmızıydı da. Elma gibiydi ve Agah kırmızı elmaya bayılırdı.

"Agahhh," diyordu Agah'ın zihnindeki çocuksu sesin sahibi. Ona seslenirken hep uzatırdı harfleri. "Şimdi benim yanaklarım elmaya mı benziyor gerçekten?"

Yaşı beşti o zamanlar. Feryal çocukken çok katlanılmaz derecede tatlı bir çocuktu. Saçlarını pek toplamazdı, sadece Agah'ın olduğu zamanlar; o da o toplarsa. Agah'ın canına minnetti gerçi, çok severdi onun ipek saçlarıyla oynamayı. Gözleri hafif çekik olduğundan gülünce kaybolurdu. Ailecek geldikleri pikniklerin birindeydiler. Hava güneşli, babalarının kurduğu salıncakta sırayla sallanıyorlardı. Genelde onu sallıyordu Agah, büyükler salıncakta sallamayı pek sevmez diyerek ikna ediyordu onu. Çok seviyordu çünkü sallamayı. Agah bir çocuğa göre fazla düşünceliydi, ince düşünen ama en çok da konu Feryal'ken ince düşünen biriydi.

GRİ SOKAKTAKİ SARI LALELER | mahalle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin