Medya:bağlanma korkusu
Gün ışığının yüzüme çarpan sıcaklığıyla gözlerimi açmıştım. Evet sabah olmuştu ama ne ara olmuştu.
Her neyse vakit kaybetmeyi bırakmaya karar vererekten Hemen kalkıp lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. Tam kıyafetlerimi almak için dışarı çıkacaktımki gözüme çarpan yeni mor diş fırçası ile duraksadım.
Umut gerçekten çok düşünceli bir insandı. Ne ara almıştı bu diş firçasını?dün gece orda olup beni kurtardığı içinde çok şanslıydım diye düşünerekten Dişimi fırçaladım ve üstümü giyinmeye başladım giyinirken aklıma takılan soru ile duraksadım umut o gece o saatte orda ne arıyordu? Sorsam anlatırmıydı?anlatmayı İtraz etsede istediğim şeyi almakta kararlıydım.
Aklımdaki soruları bir kenara bırakıp hızla giyindim ve aşağıya doğru inmeye başladım merdivenlerden aşağı doğru indikçe aşağıdan gelen kokuda yoğunlaşıyordu.
aşağıya indiğimde gördüğüm manzara beni şaşırtmamıştı. Umut kahvaltı hazırlamıştı. O okadar düşünceli,nazik ve neşeli bir insandıki ona hiç yük olmak istemiyordum bu yüzden umutla konuşup kendi yoluma gitmek istiyordum.
Çünkü burda kalmaya devam ettikçe ona daha çok bağlanıcağımı biliyordum. Çocukluğumdan beri sevdiklerime bağlanmaktan hep korkmuştum.
Bu yüzdende kimseyle tam olarak arkadaş veya dost olamamıştım. Yabanimisin sen? diye sorabilirsiniz fakat benim için durum farklıydı. Tıpkı bir ayçiçeği gibi güneşi takip eder ve bağlandığım kişinin pesini bırakamazdım.
Bana benzeyen bu yönünden dolayı en sevdiğim çiçek ayçiçeğiydi. Ben olduğum yerde öylece durup bunları düşünümekten umutun yanımda olduğunu yeni fark etmiştim.
sonunda, yanına geldiğimi farketmeyecek kadar öyle derin derin ne düşünüyorsun küçük hanım? diyerekten beni masaya doğru ilerletti ve sandalyeye oturttu. Biraz meyve suyu içip salatalık, domates falan yedim ve
Tam gitme konusunu açacaktımki yumurtanı soğutmadan ye dedi.Gitme konusunu açmamak için elinden geleni yaptığını hissediyordum. Bende gitmek istemiyordum ama hayat işte ömür boyu umutla kalacak halim yoktuya.
Umut... dedim kısık ve istemsiz bir sesle. O ise bir anda konuştu: izem benimle ev arkadaşlığı yaparmısın?Duyduğum şeye şaşırmadım değildi,daha dün tanıdığı birine beraber yaşamayı teklif ediyordu. Demekki ona olan güvenim karşılıksız değildi.
Bir yandan duyduğum şeye mutlu olmuştum bir yandanda ne cevap vericeğimi düşünüyordum. Beynim git,kalbim kal diyordu.
Umuta baktığımda nedenini anlamadığım yalvaran gözlere karşılık bir süreliğine kalbimin sesini dinlemeye karar vermiştim. Başımı olumlu anlamda salladığımda umutsa mutluluk ve heycanla bana sarılıp izem,sen şu anda benim yanımda olan tek kişisin bu yüzden seni kaybetmek istemiyorum.
"En azından seni yanına alabilicek bir ebeveyn çıkıp gelene kadar beni bırakma"dedi. Duyduğum şeylerle üst üste şok yaşıyordum. Tamam kabul seni bırakmicam ve değerimi bil umut bey ev arkadaşı olaraktanda olsa sen benim ilk arkadaşım sayılırsın dedim o ise bana daha sıkı sarılarak ben senin arkadaşın değil dostun olmak istiyorum... dedi bense duyduğum şeyin sevinciyle kabull!! diye bağırdım dostluk ve arkadaşlık böyle bir hismiymiş gerçekten dedim ve umutta böyle bir hismiş demekki, bana bu duyguyu yaşattığın için teşekkür ederim dedi.
Bende sana teşekkür ederim dedim.( yani umutunda ilk dost ve arkadaşı bendim) gülmeye başladık. işte ilk gerçek arkadaş ve dostumu bulmuştum galiba.
(477 kelime)
Okuyan arkadaşlarım lütfen oy vermeyi ve yorumlara hikaye hakkında fikrinizi belirtmeyi unutmayın.😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gecede Hayatı Kayanlar
RomansaAha! Şimdi patron senin ananı laciverte boyamadımı, sıçtın oğlum sen. Arkadaş için şimdiden bir el-fatiha alalım. Diyen bekirle elini açmış doğa okumaya hazırlanan adamların ölümcül bakışlarımla ellerini indirmeleri bir oldu. Bakışlarımı sandalyed...