"Şeytanın yuvasıdır kalbin; zehirle onu,o seni zehirlemeden, evini başına yıkmadan, pencerelerini tozlatmadan. Şeytan gitmiyor, acımasız ve oyunbaz.
Şeytan kalbimizi istiyor, şeytan evi yıkmak üzere"Insanlar hep ayırt ettiler. Beyazı siyahtan, aydınlığı karanlıktan, gündüzü geceden ve bir çok şeyi. Hangisi daha iyi, ya da hangisi daha kötü diye onları bir tartıya koydular. Karanlık, siyah ve gece olan çoğu şeyi kötü, beyaz,aydınlık ve gündüz olan çoğu şeyiyse iyi adlandırdılar.
Gündüz kadar aydınlık olan karanlık, buna küstü ve sonsuza kadar her kese sırt çevirdi.
Karanlığı kötü yapan yapısı değildi, insanlardı._________________
"Uyanıyor" hafif sesler duyuyor ve bulanık görüntüler görüyordum.
"Su ver Rüzgar" Yaren'in sesini duydum. Görüntüler netleştiğinde hepsinin başımın üstünde olduğunu gördüm. Rüzgar su dolu bardağı Yaren'e uzattı.
"Iyi misin?" Diye sordu Çağla.
Olan biteni az çok hatırlıyordum, ancak nasıl bayıldığımı bilmiyrodum.
"Evet" dedim hafif oturmuş vaziyet alarak.
Yaren suyu uzattığında, geri çevirmeden elinden alıp içtim. Gerçekten çok susamışım...
"Çok susamış olmalısın" yandakı tekli koltukta oturan Görkem'i gördüm. Kafamı onaylayarak salladığımda, bir bardak daha su istediğime emindim.
"O zaman bir bardak daha" Rüzgar elimdeki bardağa su dolduruduğu gibi onu da tek seferde içtim.Odanın içerisinde göz gezdirdiğimde ne Aral'ı ne de o adamı göremedim, zaten bu günden sonra Aral'ı görmek istediğimi pek sanmıyorum.
"Teşekkür ederim" diyerek boş bardağı Yaren'e uzattım, elimden aldı "Her zaman" diyerek gülümsedi.
"Eee uyandıda neden artık yemek yemiyoruz? Şu an yemezsek sonra beni böğle uyandırmak zorunda kalıcaksınız". Dedi Rüzgar yerinde kıpır kıpır olarak.
"Rüzgar kardeşim sırası mı şimdi?" Görkem gözlüğünün altından Rüzgar'a baktı.
"Sen sus Muzaffer. Inek muzaffer, ne anlarsın sen yemeğin verdiği mutluluktan." Rüzgar ayaklarını kaldırıp Görkem'in kucağına koydu.
"Karı, kız olmayınca benle yetineceksin artık" Görkem garip bir şekilde Rüzgar'ın ayaklarına baktı ve birden ayağa kalkarak Rüzgar'ın ayaklarından tutub yere fırlattı."Al sana karının ezilmiş hali" dediğinde gözlüğünü parmağıyla arkaya ittirdi.
"Ayıp ya sana burdan bi twerk atarım dayanamzsın." Rüzgar bunu söykediğinde Görkem ona orta parmak gösterdi. Biz de onlara kıkırdıyorduk.
"Abi gerçekten açım, siz nasıl kardeşler, ablalar, ve abilersiniz? Birazdan maçım var ve siz bana yemek vermiyrosunuz" Ruzgar yerden ayağa kalkarak dram yapmaya devam etti.
"Ya maçta açlıktan ölürsem?" Diye dudağını büktüğünde hepimiz kıkırdaşmaya başladık.
"Ühü, ühü" dediğinde Çağla daha fazla dayanamadı "Düş önüme koca adam oldun hâlâ kendi yemeğini kendin koyamıyorsun" dedi ve ayağa kalktı.
Çağla bıkmış halde, Rüzgar'sa mutlu halde odadan çıktılar. Yaren ve Görkem'de ayağa kalktı
"Hadi aşağıya inelim" Yaren bana doğru elini uzattığında tutarak ayağa kalktım.Merdivenlerin aşağısına yakınlaştığımızda bir ses duydum bu Aral'ın sesiydi "Bora, ben bebek bakıcısı değilim bir liderim ve o kız fazla bebek" galiba o kız olarak beni söylüyordu. Ben durduğumda hepsi durdular
"En iyisi odaya çıkalım, onlar gittiğinde ineriz" Yaren Görkem'e kaş göz yaparak konuştu.
"Hayır" dedim net bir şekilde.
"Aral, o kızı gözünün önünden ayırırsan bedelini ağır ödersin, hatta ödersiniz" dedi Bora.
"Beni o gün oraya bilerek gönderdin değil mi?" Diye sordu Aral hafif gülerek
"Onu o halde görünce, o sokakta yalnız başına görünce buraya getireceğimi biliyordun.!" Diye birden bağırarak Bora'nın yakasından tuttu.
"Bora, oynama benle, senin yüzünden zaten oyunun içindeyim birde ne ederi belli olmayan bir kız için oynuyamam." Dediğinde yüreğimde büyük bir sızıltı hissetim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesizler (Düzenlenmede)
General FictionZümrüdü Anka kuşunun yedi vadisinden geçen yedi kuşun yenildiği bu yolda, ben sekizinci kuş olarak Zümrüdü Anka kuşuna varmışdım. Göz göze geldiğim bu kuşun keskin gözeleri beni benden alsa bile nefisime yenik düşmeyecek, irademi toplayacak ve onu y...