"Şeytan yerli yerinde ve anını bekliyor. Beslendiği korku onu dahada güçlü kılıyor, kaybetmek zor olanıdır, ama yenmek daha da zordur. Duvarları yıkabilir, kendi sesini duyurabilir ve Şeytan'ın sesini bastırabilirsin."Unutma kılıç senin elinde."
Kendimi derin bir kuyunun dibinde hissediyorum. Bağırsam,yankılansa bile duyulmaz gibi geliyor bana.
Bu kadar insanın içerisinde kimsesiz gibi hissediyorum. Hepimiz o hissi yaşadık biliyorum, ama aramızda en dibini de yaşayanlar var. Duyulmayan sesinizi kıstınız mi hiç? Pesettiniz mi duyulmuyor diye? Ben hiç susmadım ve hiç bir zamanda susmam. Bu sesim bu duvarları kırıp geçene kadar hiç kimse beni durduramaz.Aslıdan insanlar en çok insanların içerisinde kimsesiz'dirler.
O sohbetden sonra kendimizi geri yere atmışdık, artık hepimiz yıldızların ve gökyüzünün altında uzanmıştık.
"Siz harikasınız" dedim mırıldanarak gökyüzüne acı içinde bakarken.
Beklemiyromuş gibi şaşkın bakışlarını üzerimde hissediyordum.
"Bir birinizi bu kadar çok sevmeniz harika, çatısı olan evin ve bir çatının altında olmanız harika, kardeş olmanız harika" dedim.
"Sen de o çatının altındasın" diyiverdi Görkem. Bunu duymak bihayli beni saşırtsada, kendimi onlardan biri gibi görmeiyordum. Göremezdimde zaten, onlar yıllardır birlikteydiler ve bense sadece üç dört gündür.
"Sadece kısa bir süre" dedim fısıldar gibi kısık bir sesle."Açım" Rüzgâr isyan eder gibi konuştuğunda hepimiz ona bakıyorduk.
"Senin aç olmadığın bir zaman var mı Rüzgâr?" Dedi Çağla.
"SEN bAna mıĞ deDiN oNuĞ" sarhoş olmuştu...
"Rüzgâr, Gözde Melis'in odasında biliyor musun?" Görkem sırıtarak konuştuğunda, Rüzgâr gözlerini kocaman açtı "ŞaKa YaPIyOrsUn" diyiverdi.
"Hayır, git sen onunla uyu" Görkem'in yüzü ciddi bir şekil aldı.
Rüzgâr bunu ciddiye alarak ayağa zar zor kalkıp içeriye gitti. Hepimiz arkasından güldüğümüzde, biz de ayağa kalkmıştık."Yarın okul var ya" Çağla huysuzlanarak konuştuğunda bana döndü
"Harbi ya sen okula gitmiyor musun? Kaç sınıfsın" diye sordu.
"Son sınıfım" dedim.
"Ee bu yıl mezun olacaksın,okula gitmiyrosun devamsızlık olursa kovulursun" Yaren konuştuğunda üzgün olmamı saklamaya çalışarak ona baktım, buruk bir gülümsemeyle "Kovuldum zaten" dedim.
"Neden devamsızlık yapıyordun?" Diye sordu Görkem.
Başımı yere eğerek, uygun kelimeleri bulmaya çalışıyordum.
"Eğer özelse" dediğinde sözünu kesdim.
"Hayır, hayır özel değil" dedim ve devam ettim "Babamın ve evin masraflarını karşılamam gerektiği için çalışıyordum." Dedim ona bakarak.
"Yarın bizim okula yazdıralım seni" dedi Çağla.
Başımı aşağıya eğerek "Malesef, pasaportum valizimin içinde kaldı " dedim.
"Anladım" dedi Çağla.
"Abi Rüzgâr gerçekten mankenin yanına mı gitti şimdi" Görkem gülerek konuştu.
"Safa ve Melis delirmiştir kesin" Aral da burnundan güldü.
"Bence artık uyusak iyi olur" Yaren esneyerek içeriye girdi ve merdivenlerin başında durdu.
"Lalin sen bizim odada koltukta uyursun değil mi?" Diye sordu Yaren.
"Tabi" dedim onaylayarak.
Hepimiz dağıldığımzda uyumak için odalara girmiştik.
"Şimdi kim bilir Rüzgâr nasıl uyuyordur" diye biraz düşündü Çağla.
"Evet ya düşünsenize sabah kalkıyoruz aşağıda koltukta mankenle uyuyor falan" diye güldü Yaren.
"Aman kalsın" Çağla yüz buruşturdu.
Odalarındakı koltuğa geçtiğimde, onlar da tek kişilik olan yataklara geçtiler.
Yine gökyüzü, tavan ve ben kalmıştık.Tavanlardan nefret ediyorum.
________________
"Kız necmiye" Rüzgâr'ı Çağla ve Yaren'in tepesinde dikilmiş gördüm. Yeni uyandığım için, gözlerimi kısarak, yarı oturak vaziyyete ona bakıyordum.
"Kız necmiyeler" dedi Rüzgâr onları dürterek.
"Hııı" Çağla haraketlenmeye başlasa bile gözünü açmıyordu.
"Lan uyansanıza garılar açız" dedi Rüzgâr tekrar onları dürterek.
"Rüzgâr zıkkım ye" Çağla gözleri kapalı konuştu.
"Verseniz yiycemde ama nerdee" Daha fazla dürtdü onları.
"Aç mısınız, yoksa aç mısın Rüzgâr?" Yaren'in sesini duydum.
"Ne fark eder, aç kelimesi var arada"
"Çok farkeder Rüzgâr ona göre kalkıp, kalklmama kararı alacağım."
"Açız, biliyorsun Görkem ve Aral sabahları yemek yemezlerse, akşam size küsüp bara gidiyorlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesizler (Düzenlenmede)
General FictionZümrüdü Anka kuşunun yedi vadisinden geçen yedi kuşun yenildiği bu yolda, ben sekizinci kuş olarak Zümrüdü Anka kuşuna varmışdım. Göz göze geldiğim bu kuşun keskin gözeleri beni benden alsa bile nefisime yenik düşmeyecek, irademi toplayacak ve onu y...