8 BÖLÜM. "PARTİ"

169 117 7
                                    

"Karanlık bir odadan kurtulmak kolay olanıdır,asıl sorun karanlık bir zihinden nasıl kurtulacağındır. Şeytan zihninin en karanlık köşesinde oturmuş ve seni bekliyor"



Karanlıkdan kurtulup gün ışığına çıktığın zamanalar, iyi hissetdiğin zamanlardır.
Acılarıma rağmen iyi hissediyorum, ya da iyi hissetmeye çalışıyorum.
Bu gün bir şeyleri çözmeye çalışmayacağıma dair kendime söz geçirmeye çalışıyordum.

"Bu gün sadece eğlen Lalin."

Deniz manzaralı bir restoranın önüne vardığımızda, içerideki müziğin sesi dışardan net bir şekilde duyuluyordu.
Hepimiz karavandan indiğimizde, takım elbiseli ve kulaklıklı bir adam bize yaklaştığında, Görkem anahtarı ona doğru fırlattı. Takım elbiseli adam anahtarı havada kaparak arabanın sürücü koltuğuna oturup çalıştırdı.

Etrafa baktığımda muazzam bir görüntü vardı.
Denizin tam yanında olan restoronanın, giriş kapısı oldukça parlak ve göz alıcıydı.
Kırmızıya ve parlak taşlara bürünmüş restoron adeta pahalı bir yere benziyordu.
"Burası neresi?" Diye sordum etrafa bakınırken.
"Bora'nın mekanlarından sadece bir tanesi" Görkem soruma cevap verdiğinde ona dönüp şaşkın şaşkın baktım.
"Sadece bir tanesi mi?" Diye sordum.
Kafasıyla onayladığında tekrardan restorona baktım.
"Bora, bu gün burada Duman'ın çalacağını söylemeşti." Rüzgar heycanla anlattığında, Çağla da heycanlı bir şekilde ona katıldı.
"Eveğttt, Duman'ı göreceğim için çok heycanlıyım." Ellerini bir birini çarptı.
Aslına bakılırsa ben de heycanlıydım ilk kez bir konsere gidecektim, gerçektende ilk kez...
Kime söylersem komik gelebilirdi, ancak ben buydum küçüklükten biri sadece annemin yanında kendim olmuştum ve onun yanındakı en büyüleyici konserse, televizyondan gelen şarkı sesi ve elimdeki mikrofon yerine olan tarakdı.
Babam eve gelene kadar basbas bağırarak şarkılar söyler,dinler, söyleyenlere eşlik ederdim. Güzeldi, burası kadar büyüleyici değildi ama orda annemin nefesi vardı.

Hepimiz restoranın giriş kapısından girdiğimizde iki takım elbiseli adam bizi karşıladı.
Ikiside baya iri yarı adamlardı.
"Hoşgeldiniz efendim, her zamanki masanız hazır" dediğinde içerini gösterdi.
Aral kafsıyla selam verdiğinde, hepimiz içeriye geçtik ve kalabalığın içinden onlar nereye gidiyorlarsa ben de onları takip ettim.
En sonunda, tam denize bakan camın önünde bir masanın yanında oturduklarıda ben de oturdum.

Herkes loş ışıkların altında, garip bir şarkının eşliğnde, gelişigüzel bir şekilde dans ediyordular.
Içerideki insanlara biraz baktığımda, zengin oldukları çok belliydi.
Oldukça pahalı gözüken elbiselerin içindeki insanların, hangi kalitede olduklarını anlamak o kadarda kolay değildi.
"Sanırım sana garip geldi?" Yaren bana doğru sorduğunda etrafa bakmayı kesip ona döndüm.
"Hem de fazlasıyla" dedim.
Birden Rüzgâr ayağa kalkıp masanın önünde durdu ve garip bir şekilde oynamaya başladı.
Belki normal bir kostümle oynasaydı o kadar komik gelmezdi, ama bunu Winny kostümüyle oynadığında işler değişiyordu.
Kaynaşmaya çalıştığım ortamda, Rüzgâr'ın bu yaptığı çok iyi olmuştu.

Sakin ol Lalin,kaynaşmaya çalış. Ne kadar zor olabilir ki?

"Hadi ya ben de oynayacağım" diye ayağa kalktı Çağla ve Rüzgâr'ın yanına keçip onun gibi dans etmeye başladı.
Onlara her baktığımda gülmeden edemiyordum. Onlar oynadığı sırada garson masaya geldi
"Efendim ne istersiniz?" Diye sorduğunda cebinden bir not defteri ve kalem çıkarıp yazmak için bekledi o sırada Aral siparişini verdi
"Her zamanki içtiğim ve yediğimden"

"Bana da bol acılı adana kebap, yanında da ayran" dedi Görkem.

"Balık çeiştlerinden bir tane fark etmez ve yanında ayran olsun" dedi Yaren.

Kimsesizler (Düzenlenmede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin