Yapboz parçaları yerine oturuyordu. Alia ona doğru birkaç adım attı. Yaklaştıkça daha net hatırlıyordu. Onu yakalayışı, güzel kokusu koyu mavi gözlerinin etrafında alev alev yanan çember, eşsiz hatları... Alia tüm bunları hatırlarken gözleri dolmuştu. "Gain" diye fısıldadı. Demek adı buydu. Boğazını parçalayıp kalp atışlarını içine çekerken bile tek bilmek istediği adıydı.
Adını ikinci kez bu kızın ağzından duymak Gain'i ürpertti. Saç rengi koyulaşmıştı. Artık kırmızının en can alıcı tonunda olan bukleleri birkaç santim uzamış gibiydiler. Gözleri son gördüğünden daha maviydi ve etrafında yanan kızıl çember ateş saçıyordu. Gain yumruklarını sıktı. Kalbi patlayacak kadar hızlı çarpıyordu. Bu kız onun için korkunç bir tehdit unsuruydu içeri girdiğinden beri gözlerini onunkilerden bir an bile ayıramamıştı. İşte bir kez daha karşısında zayıf düşmüştü.
Alia ise tamamen farklı duygular içindeydi. Onu canavara dönüştüren bu adam tüylerini diken diken ediyordu. Gözlerini kaçırmak istedi çünkü Gain ürkütücü bir heybetle ona bakıyordu fakat onun karşısında korktuğunu belli etmeyecekti bu onu zayıf gösterirdi ve Alia yenilgiden asla hoşlanmıyordu. İola'nın bağırışıyla irkildi "Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirsin! Herşeyi mahvettin Gain!" diyordu. Alia kulaklarının çınladığını hissetti. Gain ise tek kaşını kaldırmıştı. Ona doğru dönüp tatlı bir ses tonuyla "Sadece biraz oyun oynamak istemiştim" dedi. Alia ne dediğini anlamamış olsa ona iltifat ettiğini düşünürdü. Oysaki bu adam Alia'dan bir oyuncak gibi bahsediyordu. "Küstah" diye düşündü. Omuzlarını dikleştirdi ve sıktığı dişlerinin arasından "Görünüşe bakılırsa bu oyunun galibi benim!" diye tısladı. Meydan okuyuşu bütün dikkatleri kendi üzerine çekmeyi başardı. Gain yeniden ona doğru döndü. Alia kendini daha fazla tutabileceğini sanmıyordu. Vücudu yay gibi gerilmişti. Biraz daha sıkarsa dişleri kırılabilirdi. Tanrım bu adamdan nefret etmişti. Fakat ondan bu kadar hoşlandığı için kendinden daha çok nefret etmişti. Gain, ayakkabısının burnunu birkaç defa yere vurdu ve ona doğru yaklaşmaya başlamadan önce "Öyleyse bir kez daha oynayalım" dedi. Alia yeniden tısladı. Nefes alıp verişleri sıklaşmıştı. "Yok et!" bu düşünce beyninde çalkalanıyordu. Gain bir adım daha atınca ipler koptu ve Alia ona doğru atılıp ateşin efendisini yere serdi. Tırnaklarını omzuna geçirdi ve boynunu hedef aldı. Tam istediğine ulaşacaktı ki ne olduğunu anlamadan mermer sütunlara doğru savruldu. Yine de pes etmeye niyeti yoktu. Ayağa kalktı ve çoktan ayağa kalkmış olan Gain'e bir kez daha saldırdı.
Gain, onu tam zamanında yakalamıştı. Eğer biraz geç kalsaydı bu dişi şeytan gözünü çıkarabilirdi. Şimdi onu kolları arasında tutuyordu ve tek bilmek istediği aklından neler geçtiğiydi. Gülümsedi, bu kız fena halde canını yakıyordu. Kısa bir süre birbirlerinin gözlerine baktılar. Gain bu süreyi daha da uzatmak isterdi fakat kızın ürkütücü buzgibi bakışları bir anda yok olup gülümseyerek onu şaşırttı ve Gain istemsizce kollarını gevşetti. Küçük kavgaları sona ermiş görünüyordu.
Tuzağa düştüğünü anlaması çok uzun zamanını almıştı. Dişi şeytan, tırnaklarını omuzlarına batırmış ve yüzünü boynuna gömmüştü. Gain, boynuna batan dişleri hissettiğinde kıpırdayamadı.
Alia, önce derin bir iç çekip kokusunun, sonrada dişlerini boynuna geçirip kanının tadına baktı. Gain ondan çok daha uzun olduğu için parmak uçlarına yükselmişti. Yine de rahat hissetmiyordu. Kanın kokusunu duyduğu anda çıldıracağını hissetti. Oysaki bir vampirin kanı nasıl oluyordu da bu kadar cazip geliyordu. İşi bitince Carna'yla konuşmalıydı. Gain'e iyice sokuldu ve uygun yüksekliğe gelebilmek için onun ayakkabılarının üzerine çıkıp kollarını boynuna doladı. Duruşu hala onun için uygun değildi. Bu defa boynunu eğmesi gerekiyordu. Alia erkeğin direnmesine fırsat vermeden saçlarını çekip zorla istediğini yaptırdı.
Zafer onundu. Şimdi büyülü sıvının içinde kendini kaybetmeye hazırdı. Kan boğazını yakıp geçiyor ve gücüne güç katıyordu. İşte onun ihtiyacı olan şey bu koku, bu tattı. Alia kendini Gain'e teslim etti. Ona iyice sarıldı ve içmeye devam etti, karanlık bir duyguydu. Sıvıyı içine çektikçe daha fazlasını istiyordu. Daha fazla... Daha fazla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ KLANI
FantasyYapboz parçaları yerine oturuyordu. Alia ona doğru birkaç adım attı. Yaklaştıkça daha net hatırlıyordu. Onu yakalayışı, güzel kokusu koyu mavi gözlerinin etrafında alev alev yanan çember, eşsiz hatları... Alia tüm bunları hatırlarken gözleri dolmuşt...