Bölüm 10

222 31 4
                                    

Alia uyandığında yanında Gain'i bulamayınca korktu. Fakat çok geçmeden onu ileride bir kütüğe oturmuş vaziyette gördü. Hançeriyle kuru bir dala biçim veriyordu. Alia onun teninde kayıp giden güneşi ilk kez keşfediyormuş gibi izledi. Saçları açıktı ve beline doğru sarı bir ipek kumaş gibi dümdüz iniyordu. Bir kısmı yüzünün yanındaydı. Alia onun üzerinde gömleği olmadığını fark edince dün olanlar aklına geldi. Tanrım nasıl unutmuştu ki? Gözlerini kapatıp uyuma numarası yapmaya devam etmeliydi. Eğer başarısız olduysa Gain acısını fena halde çıkartacaktı. Belki de şu an hançerini biliyor olabilirdi.

Alia sonucuna razı gelecekti. Heyecandan kıpır kıpır olmuştu. Ayağa kalkıp sessizce Gain'in yanına doğru ilerledi ve tam arkasında durdu. Gain'in omuzları çok genişti. Bazen onun ne kadar iri olduğunu unutuyordu. Dikkatini genç adamın kabuklarını soyduğu dala çevirdi. Onu hala fark etmemiş olması ilginçti. Yoksa Gain'e tahmin ettiğinden daha büyük bir zarar mı vermişti? Alia elini tereddütle Genç adamın omzuna koydu.

Gain olduğu yerde sıçradı ve ayağa kalkıp arkasına döndü. Neyse ki Alia'ydı. O kadar dalmıştı ki onun uyandığını bile duymamıştı. Üstelik korkmuştu da. Kollarını göğsünde kavuşturdu ve gözlerini kıstı çünkü gün ışığı tam olarak genç kızın suratına vuruyor ve bir ayna gibi geri yansıtıyordu.

Alia başarısız olmuştu. Gain'in yüzünden belli oluyordu. Hemen savunmaya geçmesi gerekiyordu çünkü Gain'in yüzü buruşmuştu. "B- ben üzgünüm! Kafama göre yapmamalıydım... Zehrimin seni iyileştireceğini düşündüm. Panzehir gibi... Ama yinede sana sormalıydım. İyi misin?"

Gain "Alia?" diye fısıldadı fakat güzel prensesinin durmaya niyeti yoktu.

"Ben bir daha seni rahatsız etmeyeceğim! Ah... Böyle yapmamalıydım." diye söylendi.

Gain kendini ona siper edip güneş ışığını kesti ve yüzündeki endişeli ifadeyi görünce gülümsedi. Alia onun güldüğünü görene kadar konuşmaya devam etti. Sonunda aklına yarasına bakmak geldi. Üstelik şimdi görüşü de düzelmişti. Gün ışığı onu engelliyordu. Gain'in göğsünde bağladığı ellerini çözmek için koluna dokundu ve ona yaklaştı. Hiçbir şey yoktu. Yanlış tarafa baktığını düşünüp diğer tarafı incelemeye koyuldu ve gözlerini kırpıştırıp "Ama burada bir şey yok?" deyiverdi. Gain kahkaha atmaya başlayınca başını önüne eğdi. Tabi ki yoktu çünkü düzelmişti. Yaranının iyileşeceğine hiç ihtimal vermemişti ki. Aptalca davrandığı için çok utanmıştı.

Gain, Alia'nın yüzünü avuçları içine aldı ve onu kendine bakmaya zorladı. "Yine de böyle tehlikeli şeyler yapmadan önce bana sor." diye fısıldadı. Alia evet manasında başını sallayınca onu bırakıp yaptığı saç iğnesine uzandı ve Alia'nın önüne gelen saçlarını toplayıp iğneyi saçına taktı. Alia gülümseyip başını Gain'in göğsüne yasladı ve elini eskiden yarasının olduğu yolda boydan boya gezdirdi. Gain bu beklemedik sevgi gösterisine alışkın değildi. Alia ona karşı minnettarlığını bu beklenmedik yolla gösteriyordu. O halde Gain de aynını yapacaktı. Kollarını Alia'ya doladı ve yüzünü onun saçlarına gömdü.

Genç adam aniden ondan ayrıldı. Alia başta bu ani değişikliğe bir anlam veremese de kokuyu aldı. Tuhaf yabancı bir kokuydu. Tehlikeliydi. Gain geri geri ilerleme başladı ağacın önüne geldiğinde durdu. Gözleri fırıldak gibi dönüyor ve ormanı tanıyordu burun delikleri genişlemişti, kaşları çatmış ve pürüzsüz alnının kırışmasına neden olmuştu. Alia ona doğru yürüyüp elini Gain'in koluna koydu

"Neler oluyor?" diye fısıldadı. Gain Alia'yı kendiyle ağacın arasına ittirdi. "Yabancılar 4 ya da 5 kişiler " dedi ve tısladı. Aynı anda dört vampir etrafından dolanıp önlerinde yarım daire oluşturdular. Gain "Kimsiniz?" diye gürledi. Vampirler ellerini yüzlerine siper etmişlerdi. Alia Gain'in omzunun üzerinden onlara baktı. Cüppe tarzında kahverengi bir şey giymişlerdi ve çok çirkinlerdi. Alia bir vampirin çirkin olabileceğini hiç düşünmemişti üstelik grimsi soluk tenleri parlamıyordu. Aralarından uzun boylu zayıf bir tanesi öne doğru birkaç adım atıp " Biz Gain'i arıyoruz" dedi. Sesi fısıltıdan ibaretti. Gain sert bir ses tonuyla "Benim" dedi. O zaman bütün vampirler diz çöktü ve onlara yaklaşan vampir "Efendi Gain lütfen bizi kabul edin." diye yalvardı. Alia öne çıkıp vampirlere doğru birkaç adım attı fakat Gain onu yakaladı. Alia sessiz bir şekilde "Hallerini görmüyor musun?" dedi. Kolunu ondan kurtarıp önlerinde diz çöktü. Vampirlerden biri gözlerini onun üzerine dikmişti. Alia ona ürkek bir bakış attı. Korktuğu şey zavallının yüzünün delik deşik olmasıydı. Gözleri kapkaraydı ve o kadar halsiz görünüyordu ki... Bir diğeri "Sakin ol Ryv!" diye çıkıştı. Onun da sesi çıkmıyordu. İçlerinden en ufak tefek olanı elini Alia'ya uzattı. Adeta kemikleri sayılıyordu ve çok uzun tırnakları vardı. Alia ona uzanacaktı ki Gain onu kendine çekti. 

ATEŞ KLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin