Bölüm 23

110 22 0
                                    

Nandi diğer kadınlara yetiştiğinde ilk şafak sökmüştü. Alia'nın kimseye danışmadan ayrılması vampirler kadar onu da endişelendiriyordu. "Nede olsa Gain'in kadını." diye düşünüp sırıttı. Ailesinin savaşa katılıyor olması Prenses İola'yı oldukça sevindirmiş olacaktı ki güzel kadının yüzü gülüyordu. Nandi zamanında onlardan biri olmak için Gain'e yalvardığında kabul etmiş olmasını isterdi. Kabilenin kanından gelen güçlü bir vampir olarak ailesini güvende tutabilirdi. İyi ok atıyordu, ormanda hayatta kalabilecek kadar bilge ve cesurdu. Canavar mizacını kaldırabilirdi. Düşünceleri İola'nın aniden atını durdurması ile havada asılı kaldı. Prensesin gülen yüzü aniden buz kesmiş kaşları burnunun üzerinde birleşecek kadar çatılmıştı. Kadınlar şaşkınlıkla yola devam etmek isteyen atlarını durdurdular.

"Sorun nedir prensesim?" Sarışın vampir telaşlı görünüyordu.

"Kuzeye gönderiliyoruz çünkü yalnızca oraya varmamız iki günümüzü alacak! Bizi koruma adı altında başlarından savıyorlar! Atlarınızı çevirin hanımlar gün doğumundan önce savaştaki yerimizi alacağız." İola'nın sert tavrı üzerine zaten sinirli olan topluluk iyice çileden çıkmıştı. Kadınlar atlarını geldikleri yöne dörtnala sürmeye başladılar.

                                                                     ***

 Alia olduğu yerde yuvarlak çizerek dönüp durmaktan vazgeçip sırtını duvara dayadı. Çıkar yol olmalıydı. Ne yapacağını bilmiyordu. Sivri dişliler oradan oraya koşuşturarak tören için hazırlanıyorlardı. Alia onların bitkin hallerini izlerken kendi endişeleri katlanarak artıyordu. "Buradan çıkamayacağız!" diye mırıldandı. Tanrı aşkına Ateş Klan'ı neredeydi?

"Öyle görünüyor ki Ateş Klan'ı efendilerinden kurtulmaya benden daha çok istekliler" Van hoşnutluğunu belli eden garip bir hareket yaptı.

"Bakıyorum gelip gelmeyecekleri konusunda benden daha çok endişelisin!" Alia yüzünü buruşturdu. Bunun üzerine korktuğu başına geldi ve şeytan elini sivri dişlilere doğru sallayarak 

"Tören başlasın. Gain'i getirin onun eğlenceli ritüelimizi sonuna kadar izlemesini istiyorum." dedi.

Tepesindeki kapak gürültüyle açıldığında Gain gözlerini kapattı. İşte başlıyordu. Buradan sonrası bilinmeyendi. Yukarıdaki cılız vampir "Dışarı çık" diye haykırınca en azından yeniden yeryüzüne çıkacağı için mutlu olmayı denedi.

Yukarıda yaklaşık on vampir oklarını yaylarına germiş ve ona doğrultmuşlardı. En azından prensesini görmeden ölmeye niyeti yoktu. Koluna yapışan canavarlara sesini çıkarmadı, hatta gülümsedi çünkü zavallılar titriyorlardı. Karanlık koridor boyunca ilerlediler. Gain bir haftasını yerin metrelerce altında nasıl geçirdiğine inanmayan gözlerle arkalarındaki çukura bakıyordu.

Alia yutkundu. "Her şey bitti!" diye mırıldandı. Şhia'nın kırmızı bir pelerin ile yanlarına gelişini izledi. Vampir her zaman olduğundan daha heybetli, daha ilgi çekici görünüyordu. Onları selamladıktan sonra zarifçe masaya yürüdü ve ahşabın üzerine uzandı. Midesine giren kramplardan kurtulmak istiyordu. Dişlerini gıcırdatıp Şhia'nın uzandığı masaya doğru yürüdü. Onu yavaş yavaş öldürecekti. "Evet!" diye mırıldandı.

Ateşin gücünü teslim edeceğine ölmeyi yeğlerdi. İola'ya verdiği sözü hatırladı. "Ne pahasına olursa olsun klanını koruyacaktı." Kalbi sızlıyordu. Titreyen elleriyle ona uzatılan su kabını aldı ve vampire döndü.

Aias savaşçılara eliyle işaret etti. İkinci şafak söküyordu. Tüm vampirler tam zamanında oradaydılar. Gerginlikleri yüzlerine yerleşen derin çizgilerden anlaşılsa da gözleri umut doluydu. 

ATEŞ KLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin