Bölüm 18

25 6 5
                                    

Elimde yer alan kara kapaklı defteri bir kenara bırakıp  perdenin arkasından sarı tenime değmek için direnen rüzgara yardımcı oldum ve perdeyi sonuna kadar açtım . Güneşin aksine  serin esen rüzgar , zihnimde orman yangınlarına benzeyen bir ateşle yanan düşüncelerime  biraz olsun iyi gelmişti. Ev sessizdi. Esra ve Ali , Lenora ile son günlerinin tadını çıkarmak için  her fırsatı kollayarak bugün de bir açık hava tiyatrosuna gitmeye karar vermişti. Ben, dün gece yaşanan tuhaf olayı , gerçeklik algımdan süzmeye çalıştığım için onlara eşlik etmek yerine odaya kapanmış , rüzgarın etkisiyle yırtılabilecek kadar savrulan ve bu savrulma esnasında da ses çıkaran perdeye uzun uzun bakmakla günü  geçiriyordum . Diğer odada radyonun kanallarını değiştirerek  sesi bir yükseltip bir alçaltan ve bunu benim dikkatimi çekmek için yapan Dean 'ı gün içinde görmemeyi tercih etmiş olsam da zihnimde birçok soru ve kalbimde ona sarılma isteği ile kıvrandığımı fark ettim. 

 Bir silik evrenin , zamansız ve mekansız anında yaşanmış gibiydi şu birkaç gün . Dean ve Ben ,   daha önce  iki kez daha aşık olmuştuk anladığım kadarıyla . İki kez daha atmıştı kalplerimiz aynı hislerle , ben iki kez daha sarılmıştım aslında tarihte ona . Sanırım ondandı hiç şüphesiz  daha ilk gördüğüm an güvenmem , kolları arasında uyumam. Sanırım Ondandı bu odadaki ilk duşumda onu gördüğümü sanmam. Peki Dean , tarihi ve bizi hatırlarken,  gerçek yaşlarımız dikkate alındığında , ondan büyük olan ben neden hiçbir şeyi hatırlamıyordum ? Bir şeyler ucu açık , havada ve manasız kalıyordu . 

Bedenimi , pencere pervazına dayayıp  gelmekte olan sonbaharın temiz havasını ciğerlerime çektim . Ellerimi iki yana açıp gözlerimi kapatıp , tenimi okşayan rüzgarı , tenimi kavuran güneşi ve burnuma dolan çiçek kokularını her hücremde dolu dolu hissetmenin arzusu ile bekledim . Sonbahar , Ölümün habercisi gibi düşünülmüş olsa da doğanın yenilenmesi için şart bir mevsimdi . Birçok Şair , birçok yazar , binlerce yazı - şiir yazmışlardı sonbahara ve eylül ayına . Peki Benim için neyi ifade ediyordu sonbahar ? Ölüm? ayrılık ? gerçeğin acı yüzü ? tutkulu bir aşkın son buluşu  ya  da Ekinoks ile eve dönüş ? hangisi bir diğerinden daha fazla yakıyordu ruhumu ? İnsanın bedenindeki acı , ruhunun acısından nasıl bu kadar az yakardı ? lanetli bir bedenin içinde  her şeye rağmen kusursuz bir ruh taşıdığıma beni inandıran şey  ikizinin Dean olması mıydı ? Keşke zihnimi kemiren düşüncelere çektiğim silah ile ruhumu öldürmeyi başarabilseydim . " Başar öyleyse " dedi zihnim " çok iyisin ya haydi yap " diye ekledi. " her şeyin sonu ölüm sanıyorsun ne acı ? tarihte  iki kez daha öldün oysa ? son bulmuş mu ? " 

 " Hayır" dedim sadece kendim duyacak şekilde . Cevap verdim zihnime. Ebediyete kadar yaşayacağına inanılan  bir ruha  üçüncü kez şans veren Tanrı , bir şey olsun istiyordu . Her şeyi olduran Tanrı , aciz ruhtan neyi bekliyordu ki ? Ne acayip . "Yahu Tanrı ol deyiversene ."  gülümsedim . Artık delirmek üzere olduğumu zihnimdeki bir sesin her şeye cevap vermesinden  hissediyordum . Her şey hiçbir şey gibiydi. Gözlerimi araladığımda diğer pencereden bedeninin üst kısmını çıkarmış , elindeki sigarası ile karşıdaki çıplak ağaçlara dalmış  Dean 'ı gördüm . Omuzları kahırlı kederli bir yaşlının omuzlarına benzer bir şekilde düşük , kaşları çatık , yüzünde hüznün portresine benzer ifadesi ve dağınık saçları ile bir  sanatçının kaleminden dökülmüş gibi geldi gözüme . İyi yönünden bakılması gerekiyordu tüm bu olaylara . Bu son şansımız değilse eğer bir daha denk gelecek , yine,  yeniden sevecektik birbirimizi . Kaç aşık birden fazla tanışıp birden fazla aşık oluyordu ki .? 

" Son şans " dedi Dean. Sanki düşüncelerimi duymuş gibi. sesi de tıpkı  bedeni gibi düşük ve kahır dolu bir tınıya sahipti. " diğerlerinde başta yaşlarımız olmak üzere  küre ve ekinoks ayrıca benim defterim hakkında hiçbir bilgiye sahip değildik . Ama artık sende biliyorsunuz Mine." 

İRİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin