İRİS

Bölüm 23

 O kapının önünde bir elim Ali'nin omzundan güç almak için sıkı sıkı tutunurken diğer elim kapının kolunda , açmaktan korkar gibi titriyordu . Bekledim . Yine zamanı düşünmekten alıkoyamadım kendimi. Bu evde uyandığım andan beri saliseler gibi hızlı hızlı geçti dakikalar . Bekledim biraz daha . Zihnimde çığlıklar koparken kalbimde hıçkırıklar akın ediyordu . Geri dönsem mesela bu yolu . Tekrar gitsem solmuş çiçeklerin arasına. Kapatsam gözümü . Bir el okşasa saçlarımı " Başaramadık dönemedin " cümlesini kuran Dean , bu sefer okşadığı saçlarıma küçük bir buse kondursa "geçecekti her şey." Dese.

Korkuyordum . İçeride görmekten korktuğum bir şey vardı, biliyorum . Yoksa hiç solar mıydı bahçedeki güller ? Kapı sonuna kadar açık , dağınık yıkı dökük evin içine hakim olur muydu hoş koku?

 Kapı ağırdan açıldı . Işık yine gözlerimizi kamaştırdı . Evdeki hakim iris kokusu daha da yoğun doldu burunlarımıza. Her şey bir film şeridi gibi. " Her şey kurgu Mine . İnsanlık kurgu. Gerçek olan ne ? Aşk mı ? " yatakta tüm güzelliği ile boydan boya yatan onu gördüm . Ensesine kadar uzun saçları , süt gibi beyaz teninin üzerinde bir dekor gibi , gözleri kapalı ama gülümsüyor uyurken çehresi . Hafif yukarı kıvrılan dudaklarının arasındaki boşluktan az önce ismim zikredilmiş gibi çarptı kalbim . Yüzü boş tavana dönük . 20 'li yaşlarında öylece uyuyordu Dean . Yorulmuş olmalıydı bizimle geçitten geçerken . Yoksa bu saatler hiçte onun uyuduğu saatler değildi? O güneş tepedeyken sandalyesini alıp kitaplarına gömülür . Kararmaya yakın hava, çıkar bahçesine bulutlara notlar yazardı. Bu tavan sıktı sanırım canını . Uyumakta buldu çareyi. 

"Dean " dedi kısık sesle Esra. Gerimde bırakıp güç birkaç adım ile ulaştım yatağının başına."Dean! "dedim kısık sesle . Var gücümle bağırsam bile bu kadar çıkacak gibiydi sesim. Yineledim ismini . Cevap yoktu . "Dean!" dedim tekrardan . Cevap yok . Her şeyden çığlık çığlığa sesler geliyordu ama ondan çıt çıkmıyordu . " u-" yutkundum . " Uyuyor " dedim . Biliyordum ki bu uyumak , uyku değildi. Uzanıp elini tutuğumda , ellerinin benim ellerimden kat kat soğuk olduğunda anladım bu uyumak değildi. Bu- " Sus kes. Bu sefer kopan damarlarım değil . Tanrı aşkına . Tanrı yetiş bu kuluna! Acı olmuş baştan sona . "Bu ölmekti. Bir ölüm Tanrı . Daha önce böyle güzel kokan bir ölüm var mı evrende Tanrı? Yakışmıyor ona ölmek . Ölmek hak değil ona. Bir ağırlık . Bir kaya özlem olmuş yüreğime Dean . Kaç asır geçti de kaya olup özlem oturdu yüreğime ? Tanrı aşkına bir insan nasıl bu kadar güzel ölebilir söyler misin ? Sana söz veriyorum Dean . Söz veriyorum sana . Yeniden açmak için bu kahrolası geçidi, her ekinoksta gelmek için sana savaş açıyorum zamana .

  Avuçları arasında bir kağıt takıldı elime . Sıkı sıkı tutmuştu . Odanın açık penceresinden odaya dolan rüzgardan savrulup uçmaması için sıkı sıkı tutmuştu . " Dean " dedim . Kağıdı elinden almaya elbet gücüm yetiyordu ama cesaretim yetmiyordu . Yazanları okumaya gönlüm el vermiyordu . Fakat yaptım . "Merak tüm duyguların katilidir" derdi Annem . Merak ettim içinde yazanları . Hem her duygunun katili olan merak , acıyı da öldürürdü içimde belki. Kırışmış , buruş buruş olmuş ve terden akmış mürekkebi ile kağıdı, elime aldığımda Yalnızca kağıttaki değil zihnimde yer alan  defterdeki yazılarında mürekkebin aktığını, genzime gelen demir kokusundan anladım . "Dean , o gün gibi oldu yine . Annem öldüğünde olduğu gibi. Şiirlerle şarkılarla birlikte aciz, zavallı kelimelerde sustu. Bir daha susmasından korktuğum kelimeler , göç etti zihnimin şehirlerinden ." Bir elim onun elini sıkı sıkı tutarken diğer elimdeki kağıt yüzünden akan yaşlar bu sefer Dean'ın yüzüne damlamış , oradan da tam kalbinin üstüne kadar akıp durmuştu . Can suyu olsun dedim içimden . 

Bir can bağışlasın Tanrı . Bir şans daha Tanrı . Her şey gibi Tanrı'da sessiz kaldı matemim karşında . Mabedimin bedeninden çekilip giden ruhun bir yerlerde benim ruhuma güç vereceğine inanırken Tanrı bu yüzden susuyor diye teselli ettim kendimi .